Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/413 E. 2022/113 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/413 Esas
KARAR NO: 2022/113
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 02/07/2021
KARAR TARİHİ: 22/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı-borçlu’nun, müvekkili banka ile yaptığı kredi-kredi kartı sözleşmelerine istinaden borçlu- kefil olarak müvekkil bankaya borçlanmış olduğunu, süresinde borcunu ödemeyen davalı borçlunun hesabı kat edilerek kendisine ihtarnameler gönderildiğini, buna karşın borcunu ödemeyen davalı- borçluya karşı, müvekkili alacağının tahsili için, —- dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibine dair ödeme emri davalı-borçluya tebliğ edilmiş olup, işbu takibe dayanak; borca, faize ve tüm fer’ilere, borçlu vekili tarafından süresi içerisinde itiraz edildiğinden,— tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiğini, iş bu uyuşmazlığın çözümü için — müessesine başvurulduğunu,— tarihinde yapılan —– anlaşamama ile sona erdiğini, davalı-borçlunun içeriği kesinleşmiş bir alacağa karşı, takip aşamasında yaptığı itiraz haksız ve kötü niyetli olduğundan huzurdaki itirazın iptali davasını açma gereğinin hasıl olduğunu, davanın kabulü ile —–kapsamında borca yapılan itirazın iptaline, takibin ödeme emrindeki gibi devamına, davalının %20 İcra inkar tazminatı ile yargılama giderleri ve vekalet ücreti ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı yan kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davacı yanın dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, —–esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, —— sayılı takip dosyasının incelenmesinde, takipte ödeme emrinin davalı/borçluya tebliğ edildiği davalı borçlunun takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu, itiraz dilekçesinin davacı-alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, davanın yasal süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle ,” Davacı banka ile davalı borçlu arasında —- imzalandığını, davacı banka tarafından sunulan hesap özetlerine göre davacı banka tarafından davacı şirket lehine verilen çek karnelerinden çek yaprakları, garanti bedelleri ödemesi kapsamında — ödeme yapıldığını, davacı banka tarafından — tarihli taahhütlü ihbar yazısı ile bu bedelin tahsilinin talep edildiğini, ancak tebliğ mazbatasının dosyaya sunulmadığını sonuç olarak,—-. toplam davacı alacağının belirlendiğini, davalı kredi borçlusu; —talep edilen borcun tamamına icra takibinde itiraz ettiğinden, Mahkeme tarafından kanaat getirilmesi halinde, toplam —- Toplam tutardan ve takip tarihlerinden itibaren de kendi temerrütünün sonuçlarına katlanacağını, takip tarihinden itibaren borç ödeninceye kadar, asıl alacak tutarları üzerinden, yıllık — temerrüt faizi ve sözleşmeye göre de, faizin — vergisinin istenebileceği, Konunun hukuki nitelemesi, sözleşme ve yasa maddelerinin yorumu, delillerin değerlendirilmesi, ve nihai kararı HMK’nun 266 Md. gereğince, ve HMK’nun 282 Md.’de nazara alınarak, ve ayrıca, 6754 Sayılı Bilirkişilik Kanununun 3/2.nci maddesi uyarınca, Mahkemenin takdirinde bulunduğu ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Davalı şirket ile davacı banka arasında — tarihinde —imzalandığı, davacı banka tarafından davalı şirket lehine verilen çek karnelerinden çek yaprakları garanti bedelleri kapsamında—–tutarında ödeme yapıldığı bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir.
İİK’nın 68/b-1. maddesine göre: Sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi hâlinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi hâlinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır.
Davacı banka tarafından davalı şirkete—-tarihli taahhütlü ihbar yazısının gönderildiği ancak ihbarın davalı şirkete tebliğ edildiğine dair tebliğ şerhli mazbata dosyaya sunulmadığı bilirkişi tarafından tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında kredi ilişkisinin mevcut olduğu, alacağın tahsili amacı ile —– takip yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, davanın İ.İ.K nun 67. Maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davalının yapılan bilirkişi incelemesinde borçlu olduğunun belirlendiği ve mahkememizce aldırılan raporun uygulama ve mevzuata göre yerinde olup hükme esas alınmaya elverişli olduğu, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalara ve temerrüt faizine ilişkin açıklama ve değerlendirmelere mahkememizce de itibar edildiği ve davalıların itirazında kısmen haksız olduğu kanaatine varıldığından, takibin davalıların çek yaprağı garanti ödeme miktarları olan —- üzerinden devamı ile itirazın kısmen iptaline karar verilmiştir.
İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için takibe konu alacağın likit olması zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut olduğunda ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.
Eldeki davada, dava konusu nakdi kredi alacağı olduğundan likit (belirlenebilir) olup, hükme esas toplam alacak miktarı üzerinden davacı yararına ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. —
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kısmen KABULÜ ile kısmen REDDİNE,
1-Davalı takip borçlusunun — dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile; takibin,—- yönünden devamına, kabulüne karar verilen takibe konu asıl alacağa takip tarihinden itibaren –oranında faiz ve faize — uygulanmasına,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Kabulüne karar verilen takibe konu toplam 6.774,29 TL alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar harcı 462,75 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 81,94 TL harcın mahsubu ile bakiye 380,81 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 81,94 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 62,80 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
6-Davacı tarafından yapılan 114,70 TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 914,70 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 913,38 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
10-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ———-bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.318,09-TL.sinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına, 1,91 TL.sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar kesin olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/02/2022