Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/410 E. 2021/625 K. 05.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/410 Esas
KARAR NO : 2021/625

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/04/2021
KARAR TARİHİ : 05/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —– neticesinde vefat ettiğini, müvekkillerinin murisin mirasçıları konumunda olduğunu, —– ve — plakalı motosikleti ile seyir halinde —–durağında yolun karşısına geçmek isteyen davalı …—- konusundaki tutarsız davranışlar sergilemesi ve yola atlaması neticesinde —– davalıya çarpmamak adına direksiyonu kırması neticesinde kontrolünü kaybederek motosiktelin üzerinden düşmüş ve sürüklenerek karşı —— şahıs kontrolündeki aracın altına girdiğini, yaşanan kaza —- hastaneye kaldırıldığı ve yapılan tüm müdahalelere rağmen vefat ettiğini, 17.10.2019 tarihli kaza tespit tutanağına— –kusursuz bulunduğunu,—davalı —asli kusurlu olarak belirtildiğini, — Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde yürütülen soruşturmada alınan bilirkişi raporunda ——— kusurlu olarak nitelendirildiğini, davalı — taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan sanık olarak yargılandığı ——– Asliye Ceza Mahkemesi —. sayılı dosya nezdine yargılamanın halen derdest olduğunu, davalı —kazanın meydana geldiği sırada alkollü durumda olduğunu, soruşturma aşamasında her ne kadar davalıdan kan örneği alınıp alkol testine gönderilmiş ise de yaşanan teknik sebeplerden dolayı alkol testinin sonucu çıkmadığını, söz konusu kazada muris —— sigortası ile sigortalı —- tarihinde davalı sigortaya tebliğ edildiğini, yasal süre bitiminde geri dönüş sağlanmadığını, dava şartı — yoluna başvurulmuş ancak arabuluculuk sürecinde de bir sonuç elde edilemediğini beyanla, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik ; trafik kazasında evlat ve kardeşlerini kaybeden davacıların, 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesi uyarınca toplanacak delillere göre belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkiller … ve — davalı yaya yönünden olay tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden ise temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden müşterek ve müteselsil olarak davalılardan alınarak davacı müvekkillere verilmesine, davacılar yönünden toplam 130.000-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalı yayadan alınarak davacı müvekkillere verilmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı yan kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davacı yanın dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, trafik kazası neticesinde –desteğinden mahrum kalan davacılar tarafından kazaya sebep olan davalıdan destekten yoksun kalma nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizin —sayılı dosyasında destekten yoksun kalma tazminatı davasında — Esasa kaydı yapılmıştır.
Davalı sigorta şirketi yönünden, Karayolları Trafik Kanununun 92.maddesinde değişiklik yapan 6704 sayılı Kanun 26/04/2016 tarihinde, yeni Genel Şartlar ise 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girmesi ile, kaza tarihi ile poliçe tarihi, sözü geçen — değişikliğinden sonra olması nedeni ile, davalı sigorta şirketinin tazminattan sorumlu tutulamayacağı——– üzerinden davanın reddine karar verilmiştir.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca TTK’da düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nın 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın — işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. 6335 Sayılı yasanın 2. maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür. 6100 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun Görevin Belirlenmesi ve Niteliği başlıklı 1. maddesi gereğince görev kamu düzenindendir. Yine HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca görev, dava şartlarından olup, HMK.’nın 115/1 maddesi uyarınca yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
Bir davanın nispi ticari dava sayılması için TTK’nın 4/1. maddesi birinci fıkrasında belirtildiği gibi her iki tarafında tacir olduğu ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir dava olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar ise TTK’nın 4/1-a maddesinde her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanununda düzenlenen hususlar ile yine TTK’nın 4/1 f fıkrasına kadar sayılan yasalarda belirtilen davalar olarak sayılmıştır.
Davacı tarafından, haksız fiil teşkil eden trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat taleplerine ilişkin olarak, davalı sürücü ile birlikte—- şirketlerine karşı dava açılmıştır. Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında görevli mahkeme, genel hukuk mahkemesi olan asliye hukuk mahkemesi ise de; dava davalı sürücü ile birlikte karşı tarafın —- yaptırdığı sigorta şirketine karşı da açıldığında Asliye Ticaret mahkemeleri görevli hale gelmekte ise de sigorta şirketi yönünden dosya tefrik edilerek usulden red ile sonuçlanmış eldeki davada davalı olarak sadece davalı gerçek kişi kalmıştır.
Davaya konu uyuşmazlığın TTK’da düzenlenen mutlak ticari dava anlamında bir uyuşmazlık niteliğinde olmadığı gibi, nispi ticari dava ölçüleri yönünden de ilgili şartların oluşmadığı, sigorta yönünden —Sayılı dosya üzerinden red kararı verilmesi sebebiyle yargılamanın davacı ile davalı arasındaki davanın haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, ticret mahkemesinin görev alanına girecek bir talep olmadığı dikkate alındığında davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi mümkün olmayıp 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2/2 maddesi gereğince görüm ve çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda anlatılan nedenlerle TTK’nun 4(1) maddesindeki düzenleme nedeniyle somut davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle mahkememizin görevsiz olup davaya bakmanın mümkün olmadığı, görevin dava şartlarından olduğu ve HMK nun 115(1) maddesi uyarınca davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine, görevli Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli —Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.