Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/406 E. 2022/784 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/406 Esas
KARAR NO : 2022/784

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 01/07/2021
KARAR TARİHİ : 17/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —— tarihinde meydana gelen trafik kazasında ———- plaka sayılı —————- davalı—— kullandığını, ——- kullanan davalının ———— istikametine seyir halinde———–kavşağında ——bekleyen———— çarptığını, meydana gelen kaza sonrasında yapılan otopsi işlemine dair tutulan tutanakta da görüleceği üzere —– olay yerinde vefat ettiğinin belirlendiğini, davaya konu kazaya ——- üzerinden soruşturma başlatıldığını, soruşturma sonrasında———-devam ettiğini, ceza dosyası üzerinden alınan rapor ile davalı—— —- ağır ve tam kusurlu olduğunun belirlendiğini bildirdiğinden bahisle yapılacak olan yargılama neticesinde artırılmak üzere; —— olmak üzere, hesaplanacak destekten yoksun kalma tazminatı ile diğer tüm maddi zararların tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen 20/05/2016 olay tarihinden işletilecek faizi ile müteveffanın mirasçıları olan davacılara verilmesini, baba —- —-, anne ———- manevi tazminatın, daha —— tarafından ödenmiş ——— olarak ruhsat —— sürücü yönünden ve ————– olay tarihinden işletilecek yasal faizi ile tahsil edilerek müteveffanın mirasçıları olan davacılara verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı———- vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; mahkememiz yetkisine itiraz ettiklerini, hak düşürücü sürenin söz konusu olduğunu, bu sebeple davanın reddinin gerektiği, davacıların başvurusu ile hasar dosyası açıldığını, hasar dosyasında alınan aktüer raporunda tespit edilen —— destekten yoksun kalma tazminatının————- tarihinde davacılara ödendiğini, ödeme dekontunu sunduklarını, davacıların destekten yoksun kalma zararının karşılandığını, davacıların müvekkili şirketi ibra ettiğini, dolayısıyla ibra nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —- vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; talep edilen maddi tazminata ilişkin müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, davacı tarafın, manevi tazminat taleplerinin müvekkili şirkete iletildiğini, davacıların uğradığı manevi zararın karşılığı olarak belirli bir rakamın kabul edildiğini, bunun karşılığında müvekkili şirketin, işleteni ve sürücüyü ibra ettiğini, gerek ibraname, gerekse de —– içtihatlar gereği manevi tazminatta fazlaya ilişkin haklar saklı tutulamayacağından; eldeki davada yer alan manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Mahkememizce aldırılan —– tarihli bilirkişi —– plakalı —– sürücüsü ——————– ölüm ile neticelenen dava konusu trafik kazasında %100 oranında asli derecede kusurlu olduğunu,——- müteveffa motosiklet —- vefatı ile sonuçlanan dava konusu trafik kazasında kusursuz olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 111/2. maddesinde “ Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar, yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir” hükmü yer aldığını, hasar dosyasında,—– tazminat ödemesi için, davacı tarafın —— tarihinde imzalanan——belgenin yer aldığının görüldüğü, —- tarihinde davalı —–. tarafından davacı tarafa yapılan ödemenin, ödeme tarihi itibariyle hesaplanan zarar tutarlarının altında kalmış olmasına göre, rapor tarihindeki —— tazminat tutarlarından, davalı ———– ödediği tazminatın yasal faiz ölçüsünde “güncellenerek” indirilmesinden sonra, haksahiplerinin bakiye destekten yoksun kalma tazminatlarının ——- hesaplama yapılmıştır) anne——– hesaplandığı, somut olayda, ölenin kardeşi ————için çok özel koşullar sözkonusu olmadığından, — yoksunluk tazminatı hesaplanmasının sözkonusu olamadığı, kaza tarihi itibariyle—– başına —– değerlendirmenin mahkeme kanaatinde olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
DAVA DEĞERİ ARTIRIM:
Davacı vekilince—-tarihinde sunulan dava değeri artırım dilekçesinde özetle; toplam ıslah ile arttırılan—- destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen 20/05/2016 olay tarihinden işletilecek faizi ile müteveffanın mirasçıları olan davacılara ödenmesini, baba —– ilave olarak—————— Şirketinden müştereken ve müteselsilen (diğer davalı ———– tarihinden işletilecek yasal faizi ile tahsil edilerek müteveffanın mirasçıları olan davacılara ödenmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, trafik kazasında ölen desteğin anne —— tarafından, aracın ———–temin eden davalı ——ve araç maliki ve sürücüsü aleyhine açılan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler(TBK m. 51).
Haksız fiil sonucunda ölüm gerçekleşmişse; ——– hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar uğranılan zararlar olarak kabul edilir.(TBK Madde: 53)
Destekten yoksun kalma zararları, Borçlar Kanunu hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen ————– taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.(TBK Madde: 55/1)
——–kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır(KTK m. 90).
TBK’nın 61. Maddesine göre; birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.
Aynı şekilde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu(KTK)’nıun 88. Maddesine göre de bir —–katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
Sigortanın Sorumluluğu
Zarar görenin, —-sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce —- yazılı başvuruda bulunması gerekir.—–tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.(KTK Madde 97)
—- kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitlerle sınırlıdır.(KTK Madde:93)
—— veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez(KTK Madde:95/1).
2918 sayılı Yasanın 85 ve devam maddeleri gereğince ——– şeyin zarara uğramasına sebep olursa, —— bir teşebbüsün unvanı veya —– veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.—— olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya —-bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse,—– şartlara göre tazminat miktarını indirebilir. Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur. Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul ——. 2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85.maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiş olup, bu düzenlemelere göre,— veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya —- olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere——- sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, —– sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, —-Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “—–kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, —– kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Anılan yasal hükümlerden, —- motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu—- dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması — bir —- türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir.
İşletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkindir.
6098 sayılı Yasanın 49 ve devam maddeleri gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler. Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.
Ölüm halinde uğranılan zararlar özellikle cenaze giderleri, ölüm hemen gerçekleşmemiş ise tedavi giderleri ile çalışma gücünün kaybı veya azalmasından doğan kayıplar ve ölenin desteğinden yoksun kalanların bu sebeple uğradıkları kayıplardır. Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen —– taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz. Öte yandan ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır, Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse uğradığı zararın ödettirilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Borçlar Yasasında sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayları—– bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür. Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. —— devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır, Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı,—— sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir —–sayılı kararı). Diğer taraftan, ——– gerekçesinde de: “Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına—- kendine özgü bir tazminat olduğu”hususu vurgulanmış;——–ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir. Önemle vurgulanmalıdır kî, destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur,—- kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir —.
Sürücü ve araç maliki, haksız fiilin işlendiği tarihte temerrüde düşmüş olur.(TBK Madde: 117/2)
Sigortacılar, —– sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, —— kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde —– miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.(KTK Madde 99)
3095 sayılı yasanın 2. Maddesine göre; Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için aynı Kanunun 1. maddesinde belirlenen orana göre(yasal faiz) temerrüt faizi ödemeye mecburdur.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, —— kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, Nüfus Kaydı, —- Ekonomik Durum Araştırması, Ödeme Dekontu, Hesap/Aktüer Raporu, Islah/Talep Arttırım, iddia ve savunmalar ile tüm dosya ——- değerlendirildiğinde;— destek tarafından destekleneceği kabul edildiğinden bu kişilerin desteklendiklerini ispat etmelerine gerek bulunmamaktadır. Ancak bu kişilerinde gelirden ——-bir pay değil de daha yüksek bir pay aldığını iddia ediyorlarsa bunu ispat etmeleri gerekir. Destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. —–plakalı —- davalı —–kullandığı,—– ve ———kullandığı —- sonucu destek —– kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü ——– % 100 oranında, müteveffanın ise kusursuz olduğu, davacıların müteveffa/desteğin anne ve babası olduğu, hazırlanan gerekçeli, denetime elverişli ve somut olaya uygun olması nedeniyle hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporuna göre—- ödemenin işlemiş faizi ile birlikte tenzili yapıldıktan sonra davacı —-davacı —nedeniyle zarara uğradıkları, kaza tarihini kapsar şekilde —ve ———ile sigortalayan davalı —-davacı tarafların maddi zararından kaza tarihindeki poliçe limitleri içinde kalmak kaydıyla —-yönünden ödeme tarihi diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibarın işleyecek temerrüt faizi ile taleple bağlı kalınarak işleyecek yasal faiziyle KTK’nın 97. Maddesine göre sorumlu oldukları, sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak destekten yoksun kalma tazminatı davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
6098 sayılı TBK’nun 49 ve 56. maddelerine göre Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Hâkim, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun (hak ve nesafetle) karar vereceği Medeni Yasa’nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer—— özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen —— etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Dava konusu olayın işleniş biçimi, olay tarihi, davacının yaralanmasının mahiyeti, sürekli maluliyetinin bulunmaması, davalı tarafın kusur durumu, davacının çektiği acı ve duymuş olduğu üzüntünün boyutu, tarafların sosyal ekonomik durumu birlikte değerlendirildiğinde ayrıca hakkaniyet ve manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi gözden uzak tutulmayarak, yapılan kısmi ödemenin hangi davacı için ne kadar yapıldığına ilişkin taraflarca belge sunulmaması nedeniyle har davacı için eşit miktarda yapıldığı varsayılarak talep edilen manevi tazminat buna göre değerlendirilerek Davacı —– manevi tazminat,davacı —- manevi tazminat davalı ——-yönünden kısmi ödeme tarihi olan temerrüt tarihi ——- tarihinden, diğer davalılar———– itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine davacı ——- yönünden önceki ödeme dikkate alınırak manevi tazminat talebinin reddine,karar verilerek ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Maddi Tazminat Açısından
1—— maddi tazminatın davacı—- maddi tazminatın davacı —— davalılar ———-yönünden —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile diğer davalılar ——- kaza tarihi olan—— itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine,
B- Manevi Tazminat Açısından
1-)Davacı —– manevi tazminatın,davacı ——- manevi tazminatın davalı —-yönünden temerrüt tarihi —- tarihinden, diğer davalılar ———-kaza tarihi olan —– itibaren itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine,
3-Davacı ———————- yönünden manevi tazminat reddine
KARAR HARCI
a)Maddi tazminat davası bakımından alınması gerekli 14.159,58 TL harcın davacılar tarafından dava açılışı sırasında peşin harç olarak yatırılan 213,47 TL ve ıslah harcı olarak yatırılan 3.497,21 TL olmak üzere toplam 3.710,68 TL harçtan mahsubu ile eksik bakiye 10.448,90 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
b-Manevi tazminat davası bakımından alınması gerekli ———- harcın davalılar ——-tahsili ile hazineye irad kaydına,
ARABULUCUK HARCI
a————- arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
VEKALET ÜCRETİ
a-Maddi tazminat davası bakımından davacılar vekili yararına — nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılar ————————verilmesine,
b-Manevi tazminat davasında kabul edilen 48.000,00 TL yönünden davacılar vekili yararına —-nispi vekalet ücretinin davalılar ——-davacılar —–kendisini manevi tazminat davasında vekil ile temsil ettirdiğinden —– ücretinin ret sebebi aynı olduğundan davacılardan alınarak davalı —— verilmesine,
YARGILAMA GİDERLERİ
a-Davacılar tarafından dava açılışı sırasında peşin harç olarak yatırılan 213,41 TL, başvurma harcı olarak yatırılan 59,30 TL, ve ıslah harcı olarak yatırılan 3.497,21 TL olmak üzere toplam 3.776,99 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
b-Davacılar tarafından sarf edilen 1.600,00 TL bilirkişi ücreti, 231,20 TL posta ücreti olmak üzere 1.831,20 TL’nin davanın kabul ve red oranı gözetilerek 1.464,96 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
c-Davalılar tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
d-Bakiye gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı