Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/397 E. 2023/665 K. 06.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/397 Esas
KARAR NO: 2023/665
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ: 28/06/2021
KARAR TARİHİ: 06/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesinde
Müvekkil ——- şirketi ile davalı-borçlu arasında akdedilen ———- nolu kredi kartı sözleşmesinden ve ——— nolu taksitli krediden ve ———– nolu kredili mevduat hesabı ile 2 adet çek yaprak bedelinden kaynaklanan müvekkil banka alacağı ödenmediğini, bu nedenle icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davalıya ihtarname keşide borçlunun hesabının kat edildiğini, tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının takibe konu alacak üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde :
Takibe dayanak yapılan kredi sözleşmesi /taahütnamesi vs. belgelerde imzalar müvekkil şirket yetkilisine ait olmadığını, takibe dayanak yapılan söz konusu kredi sözleşmesi /taahütnamesi vs. belgelerde ki imzaları kabul etmediklerini, davacının takip talebi ile dava dilekçesinde talepleri çelişkili olup yapılan takibin haksız olduğunu, davacı yan takip talebinde toplam 5 adet çek yaprak bedeli talebinde bulunmuş ancak dava dilekçesinde ise 2 adet çek yaprak bedelinin ödenmediği için talepte bulunduğunu, davacı tarafça talep edilen kredi ve kredi kartı borcunun haksız olduğunu, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, ——— E. Sayılı takip dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İ
iİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu,——— E. Sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; Banka ile Davalı Borçlu Müşteri arasında; 26.12.2014 tarihinde imzalanan 50.000,00 TL limitli, 12.01.2017 tarihinde imzalanan 100.000,00 TL limitli, genel kredi sözleşmeleri , Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi’ne ek olarak 13.09.2013 tarihinde imzalanmış çek hesabı açılış sözleşmesi, 20.11.2013 tarihinde imzalanmış, şirket kredi kartı üyelik sözleşmesi, bulunduğu, Sözleşmelere istinaden Müşteri’ye çeşitli krediler kullandırılmışsa da, geri ödemelerinin yapılmaması üzerine; 11.12.2020 Tarihinde Banka’nın ——— Noterliği vasıtasıyla ——— Yevmiye Numaralı İhtarnameyi keşide ettiği, 24 saat ödeme süresi verdiği,15.12.2020 Tarihinde İhtarnamenin tebliğ edildiği,16.12.2020 Tarihinde sürenin dolduğu ancak ödeme yapılmadığı, gün sonundan itibaren temerrüdün oluştuğu,Takip talebine bağlı kalarak banka alacağının 3 kredi cinsine göre toplam 30.109,52 TL olduğu, tek hesap olarak yapılan talep açısından yapılan değerlendirmede takip tarihine kadar yapılan ödemeler nedeniyle kredi bakiyesinin kalmadığı, 2 adet çek yaprak bedeli olarak yapılan değerlendirmede, gayrinakit kredi oluşu nedeniyle faiz istenmeden depo talebi yapılabileceği, nakit ödenen bir tutar olmadığı, 2.225,00 tl bir çek ve 2.670,00 tl ikinci çek olmak üzere toplam 4.895,00 tl çek depo talep edebileceği, takip tarihinden tahsil edileceği tarihe kadar asıl alacak tutarına talep doğrultusunda yıllık % 9,00 oranında yasal faiz hesaplanması gerektiği hususlarını beyan ve rapor etmiştir. Bilirkişi ek raporunda özetle; taraf itirazlarının Kök Raporda değişiklik yapılmasını gerektirecek, Tek Hesap ile ilgili yapılan hesaplamadaki 8,89 TL’lik tutar hariç, bir değişiklik bulunmadığı, İlave edilen 8,89 TL’lik faiz ile birlikte Banka alacak tutarının aşağıdaki gibi olduğu, takip talebine bağlı kalarak banka alacağının 4 kredi cinsine göre toplam 30.118,41 TL olduğu, 2 adet çek yaprak bedeli olarak yapılan değerlendirmede, gayrinakit kredi oluşu nedeniyle faiz istenmeden depo talebi yapılabileceği, nakit ödenen bir tutar olmadığı, toplam 4.895,00 TL çek depo talep edilebileceği, Takip tarihinden tahsil edileceği tarihe kadar asıl alacak tutarına talep doğrultusunda yıllık % 9,00 oranında yasal faiz hesaplanması gerektiği, İmza incelemesi için verilen gün ve saatte imza örneği verilmediği, Şirket defter ve kayıtlarının incelenmediği, bunun bir eksiklik olduğu yönündeki itiraz açısından ise, somut bir itirazda bulunulmadığı, Kök Raporda tüm değerlerin, meblağların, tarihlerin, oranların dayanakları ile gösterildiği, dolayısıyla soyut olarak “ödemeler olma olasılığı” şeklindeki itirazın somutlaştarılması gerektiği hususlarını beyan ve rapor etmiştir.Mahkememizin 04/02/2022 tarihli duruşmasının 2 nolu ara kararı gereğince davalı tarafın şirket temsilcisinin imzalarının alınması için mahkememizde 07/03/2022 tarih ve saat 10,50 de hazır bulunması için ara karar kurulduğu iş bu ara kararın davalı vekiline 12/02/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı şirket temsilcisinin ilgili ara karar uyarınca mahkememizde hazır olmadığı yine 03/04/2023 günü saat 10:55 ‘de davalı tarafın defterlerinin incelemesi için inceleme günü verildiği davalı vekiline ara kararın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği yine davalı vekilinin inceleme için mazeret dilekçesi gönderdiği ancak, bilirkişiye taktir olunan ücretin yatırılmadığı gibi inceleme gün ve saatinin dosyada yeterli gider avansı olmadığı anlaşılmakla, defter incelemesi yapılamadığı anlaşılmıştır.Tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafın imzaya yönelik sahtelik iddiaların incelenmesi için davalı şirket yetkilisinin ıslak imzalarının alınabilmesi amacıyla 12/11/2021 ve 04/02/2022 tarihli celselerde ara karar kurulmuş ise de davalı şirket yetkilisinin ıslak imzaların alınması için mahkememize müracaat etmediği anlaşılmakla, imzaya yörelik sahtelik iddiasının ispatı davalı üzerinde olmakla birlikte davalının ispat yükünü yerine getirmediği görülmekle iş bu dosyanın esasına girilmiştir. Taraflar arasında kredi ilişkisinin mevcut olduğu, alacağın tahsili amacı ile ———-E. sayılı dosyası ile takip yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, davanın İ.İ.K nun 67. Maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davalının yapılan bilirkişi incelemesinde borçlu olduğunun belirlendiği ve mahkememizce aldırılan raporun uygulama ve mevzuata göre yerinde olup hükme esas alınmaya elverişli olduğu, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalara ve temerrüt faizine ilişkin açıklama ve değerlendirmelere mahkememizce de itibar edildiği ve davalıların itirazında kısmen haksız olduğu kanaatine varıldığından, bilirkişi raporu hükme esas alınarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir Öte yandan, davacı bankaca takipte iade edilmeyen çek yapraklarının bedelinin deposu istemiyle gayri nakdi kredi alacağı talebinde de bulunulmuştur. 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3/3. maddesi uyarınca bankanın ibraz edilen çekin karşılıksız çıkması halinde her çek yaprağı için hamile ödeme yapma yükümlülüğünün bulunması, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayrı nakdi kredi sözleşmesi hükmündedir. Davacı bankanın asıl borçlu davalıdan gayri nakit alacağın depo edilmesini talep edebileceği hükme bağlanmıştır . İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için takibe konu alacağın likit olması zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir.Eldeki davada, dava konusu nakdi kredi alacağı olduğundan likit (belirlenebilir) olup, hükme esas asıl alacak miktarı üzerinden davacı yararına ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. zorunlu yargılama giderinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına ilişkin hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının ———- E. Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile icra takibinin 30.118,41 TL üzerinden devamına fazlaya yönelik talebin REDDİNE-
2-İtirazın iptaline karar verilen nakit alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Gayri nakdi alacak yönünden davanın kabulü ile; 4.895,00 -TL gayri nakit alacağın davalı tarafından davacı banka nezdinde faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmek üzere davalının itirazının iptaline, gayri nakit alacak yönünden koşulları olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
4-Karar harcı 2.391,77 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 425,02 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.966,75‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 425,02 TL peşin harç olmak üzere toplam 484,32‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.118,20 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.112,57 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 177,33 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.313,35 TL’nin davalıdan, 6,65 TL’nin ise davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
11-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekiline (e duruşma sistemi) yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ———-Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/10/2023