Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/375 E. 2023/217 K. 04.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/513 Esas
KARAR NO : 2023/247

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 22/07/2022
KARAR TARİHİ : 11/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil Şirketin—– elektrik dağıtım lisansı kapsamında faaliyette bulunduğu, dava dışı —— ise elektrik perakende satış hizmeti sunmakla yükümlü olduğu, davalının, ——numaralı tesisatına kayden elektrik enerjisi kullanmakta olup, müvekkil şirket kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde, davacı’nın dava dışı ilgili elektrik perakende satış firması ile karşılıklı herhangi bir perakende satış sözleşmesi imzalamaksızın enerji kullanımı yaptığının 29.06.2017 tarihinde tespit edildiği ve kullanım yerinin elektrik enerjisinin kesildiği ve sayacın mühürlendiği, Müvekkil Şirket’in ilgili ekipleri tarafindan 29.06.2017 tarihinde kullanım yerinde yapılan kontrolde “dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, mücbir sebep halleri dışında; yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açıilarak” kullanıldığı tespit edilerek davalı aleyhine—–seri numaralı kaçak tutanağı düzenlendiği ve tutanak kapsamında yapılan hesaplama ile 8.155,78-TL tutarında düzenlenen faturanın zamanında ödenmediği, faturanın tahsili maksadıyla müvekkil şirketin davalı aleyhine işbu huzurdaki davanın konusu —–Esas sayısına kayden ilamsız icra takibi başlattığı, davalının işbu icra takibine yönelik 20.12.2019 tarihinde itiraz etmiş olduğu, işbu haksız ve kötü niyetli itirazın bertaraf edilmesi için itirazın iptali davası ikame edildiği, davalı borçlunun itirazı ile takibin durduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmelerinden de bir sonuç alınamadığını beyanla; davanın kabulü ile itirazı iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20.den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı yan kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davacı yanın dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle—-İcra Müdürlüğünün ——sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, ——sayılı sayılı takip dosyasının incelenmesinde davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buludğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda ,” Davacı elektrik dağıtım şirketi çalışanları tarafından 29/06/2017 tarihinde yaptıkları kontroller sırasında davalı elektrik enerji kullanıcısı —– ait —– sayılı adresindeki iş yerinde abonelik sözleşmesi yapılmadan elektrik kullandığı tespit edilmiş olup, 6446 Sayılı Elektrik Piyasası kanunu ile kurulan Elektrik Piyasası Düzenleme Kurulunca (—–) hazırlanarak 05.08.2014 tarih ve—— yayınlanan EPTHY 26 vd. Maddeleri gereğince kaçak kullanım olduğu ve normal tüketim miktarına ceza bedeli eklenmesi gerektiği, —-Hukuk Dairesinin —– sayılı, 28.01.2016 tarihli Yargıtay ilamında, “Davalı Kurum elemanları tarafından düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağı, aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan resmî belgelerden olup, aksi davacı tarafça ispat edilmediğine göre, davacının kaçak elektrik tükettiğinin kabulü gerekir.” denilmektedir. Yine Yargıtay —–. Hukuk Dairesinin ——sayılı 15.10.2001 tarihli Yargıtay ilamında “Görevliler tarafından düzenlenen Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı, aksi kanıtlanmadıkça geçerli belgelerdir.” ifadesiyle kaçak elektrik tespit tutanağının aksi ispat edilinceye kadar geçerli belgelerden olduğu, Dosya münderecatında davalının ticarethane tarifeli mahali ne kadar zamandan beri kullandığı ile ilgili bilgi bulunmamaktadır. Kaçak Elektrik Tahakkuk Hesap Detayı isimli belge incelendiğinde davalı elektrik kullanıcıs—– ait iş yerinde kaçak kullanımın başlangıç tarihi 29/10/2014 olduğu için —– gereğince kaçak elektrik kullanım süresi 12 ay olduğu, Hesaplamaların 365 günlük kaçak kullanım için yapıldığı, davalı mahaldeki iş yerini 1 yıldan az kullandığını ispatlarsa yeniden değerlendirme ve hesaplama yapılacağı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (—– Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi kullanımına ilişkin usul ve esaslar gereğince yapılan hesaplamalar neticesinde, davalının iş yerinde tüketilen kaçak elektrik enerjisi miktarının 10.512 kWh olduğu, Davacı elektrik dağıtım şirketinin, Lisans Sahibi Elektrik Dağıtım Şirketleri tarafından uyulması gereken Enerji Piyasası Denetleme Kurumu’nun (—–) açıkladığı Ticarethane Abone Grubu Kullanıcıları elektrik enerjisi tüketim tahakkukları için uygulanacak elektrik enerjisi tüketim tarifesine göre, mahalde sözleşmesiz elektrik enerji kullanımından dolayı davalıdan tutanak tarihi itibarıyla 6.441,08 TL kaçak elektrik bedeli alacağı olduğu, EPTHY 15.maddesinin 4.fıkrasında; “Düzenlenen tarifelerle enerji ve /veya kapasite satın alan tüketicilerce zamanında ödenmeyen borçlara, görevli tedarik şirketi tarafından bu Yönetmelikte belirlenen oranı aşmamak üzere, gecikme zammı uygulanır. Gecikme zammı günlük olarak uygulanır” hükmü kapsamında, asıl alacağa, 6183 sayılı kanun gereği değişecek oranlar üzerinden işletilecek gecikme zammı uygulamasının usul ve yasaya uygun olacağı, —– İcra Dairesi —— Esas sayılı dosya kapsamında yapılan gecikme zammı hesaplaması neticesinde; davacı elektrik dağıtım şirketinin Toplam 6.441,08 TL Asıl Alacak + 1.311,40 TL Gecikme Faizi + 236,05 TL Faizin % 18 KDV’si = 7.988,54 TL alacağı olduğu, ” şeklinde rapor sunulmuştur.Davacı personelleri tarafından 29.06.2017 tarihinde—– sayılı adresindeki iş yerinde —- tesisat numaralı sayaçtan kaçak elektrik tutanağı tanzim edilmiştir. Buna göre davalının —— sayılı adresindeki iş yerinde —–sayılı tesisattan abonesiz kaçak elektrik kullandığı sabit görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı tarafından —— tesisat numarasına ait kaçak elektrik kullanımının bulunduğu ve kaçak elektrik kullanımı sebebi ile tahahhuk ettirilen elektrik faturasının ödenmediği, bilirkişi raporu ile de davalının kaçak elektrik kullandığı görülmüştür. Bilirkişi tarafından yapılan teknik inceleme ve hesaplama dosya içeriğine ve hadiseye uygun bulunduğundan mahkememizce de hükme esas kabul edilmiştir. Bu nedenle davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
1-Davalının—– İcra Müdürlüğünün ——- Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile, takibin 6441,08 TL asıl alacak, 1311,40 TL işlemiş faiz, 236,05 TL KDV üzerinden devamına, asıl alacağa % 16,80 yıllık 6183 sayılı yasa gereği değişecek oranlar gecikme zammı, gecikme zammına %18 KDV işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Dava konusu alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar harcı 545,69 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 122,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 423,44 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 122,25 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 202,95 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 254,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.004,00 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.581,67 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 7.988,53 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.041,82 -TL.sinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına, 278,18 TL.sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.