Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/366 E. 2023/720 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/366 Esas
KARAR NO: 2023/720
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 14/06/2021
KARAR TARİHİ: 26/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin dava dışı sigortalı—— şirketinin ithal ettiği 4 palet /13 kap/ 2064.40 net kg. /2211 brüt kg. telefon yapımında kullanılan katkı maddesi cinsi eşya denizyolu ile getirildiği ——– Limanında tahliye edildikten ve ——— Müdürlüğü’nde gümrük işlemleri tamamlandıktan sonra davalı tarafından ——- plaka sayılı araç ile ——– Limanı’ndan sigortalının —— deposuna taşındığını, Sigortalı deposuna getirilen eşyalar, sigortalıya “1 kap” eksik olarak teslim edildiğini ve araç sürücüsü ——- da iştiraki ile tutulan “hasar tespit tutanağı” ile eksiklik tespit edildiğini, emtiaların davacı tarafından nakliyat rizikolarına karşı sigorta edildiğini, ticari faturasına göre 1. Kap eşyanın birim fiyatı 1.804,65 USD olmakla davacı, sigortalıya 1.804,65 USD karşılığı olarak ——– sayılı sigorta poliçesi kuru 1 USD = 6.872 TL üzerinden hesaplanan 12.401,55 TL tazminat ödediğini, davalı taşımacının eksik teslim ettiği eşya nedeniyle sigortalıya karşı TTK md 875 vd. hükümleri gereğince sorumlu olup, davacı sigorta tazminatı ödemeyle TTK md 1472 hükmü gereğince sigortalının haklarına kanuni halef olduğundan, davacıya karşı da sorumlu olduğunu, Davalı aleyhine ——– sayısına kayıtlı olarak yapılan icra takibine itiraz edildiğini, davalının—— sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline, davalının icra inkar tazminatı ödemesine, masraflar ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının icra takibine itirazının üzerine ikame edilen davanın haksız icra takibine dayandığını, müvekkili şirketin taşıma hizmetleri kapsamında 04.02.2020 ile 04.02.2021 tarihleri aralığında ——- poliçe numarası ile sigortalısı olduğu ——- şirketine davanın ihbar edilmesini, Müvekkili şirketin tüm yurt içi taşımaları için ——- poliçe numarası ile Yurt için Taşıyıcı Mali Mesuliyet Sigortası yaptırdığını, davalı müvekkili şirkete limanda 4 paletlik malzeme verilmiş, aynı şekilde sevk adresine 4 paletlik malzemenin teslimatı yapıldığını, Yükleme esnasında , teslim edilen ürün miktarları eksiksiz bir şekilde teslim edildiğini, davalı müvekkil şirketin 4 palet eşya teslim aldığı dava dışı sigorta ettiren şirket ile yapılan mail yazışmaları ile de sabit olduğunu, İhtilafın 4 palet üzerinde 13 kap mı yoksa 4 palet üzerinde 12 kap mı teslim edildiği
noktasında olduğunu,ancak taşınmak üzere 4 palet teslim alındığı, ve taşıma sonrası göndericiye 4 palet teslim edildiği sabit olduğunu, Müvekkili firmaya 4 Paletlik ürün teslim edildiğini ve 4 paletlik ürünü ilgili adrese teslim edildiğini, dava konusu ürünler yükleme sırasında zaten eksik teslim edildiğini, eksik yükleme sebebiyle davalı müvekkile kusur atfedilmesi hukuken mümkün olmadığını, eksiklik ve hasar mevcut ise de işbu husustaki kusur ve sorumluluğun ——– faaliyet gösteren nakliyeciden kaynaklandığını, zira tarafımızca nakliye işi, sözleşme koşulları ve hukuki açıdan eksiksiz ve tam olarak yerine getirilmiş olup, davalı müvekkilin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, dava konusu olayda yükleme esnasında kaynaklanan bir durum söz konusu olduğundan davalı müvekkilin sorumluluğu bulunmadığını, 18.06.2020 tarihli ——- şirketi Tarafından düzenlenen teslim tesellüm belgesinde de görüleceği üzere 4 palet üzerinde 12 kağıt varil alındığını, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, davacının %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ——- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu, ——sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buludğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından itiraz dilekçesinde Borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu ile dava konusu olayda, davalı/takip borçlusu ——– Şti’nin 4 kap olarak teslim aldığı emtiayı 4 kap olarak teslim ettiği, davalının limandan 4 palet üzerinde muhtemelen 12 kağıt varil yüklediği, eksikliğin davalıya teslim öncesi vuku bulduğunun kuvvetle muhtemel olduğundan, davalının takibe vaki itirazının yerinde olacağı, emtianın davadışı/takip borçlusu ——– Şti. sorumluluğunda zayi olduğu anlaşılmış olsa da poliçe özel şartı gereği bu takip borçlusuna rücu imkanı olmadığından, davacının bu takip borçlusu yönünden de vaki itirazın iptalini talep edemeyeceği sonuç ve görüşlerine ulaşıldığı bildirilmiştir.6102 sayılı TTK.nun 1472’nci maddesi uyarınca; sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Başka bir ifade ile sigortacı, ödediği tazminat dolayısıyla, sigortalının zarara neden olan kişilere karşı açabileceği tüm davaları açabilir ve meydana gelen zararın tazminini talep edebilir. Buna halefiyet hakkı denilmektedir.Somut olayda heyet raporunda, davadışı alıcı sigortalının adresine komple taşıma işinin davadışı/takip borçlusu ——— Şti. tarafından, toplam 4.291,50TL navlun ücreti karşılığı yapıldığı, tahliye sonrası, limandan, davadışı alıcının deposuna nakliyesinin 18.06.2020 tarihinde davalı ——– Şti. tarafından, 1.003,00TL nakliye ücreti karşılığında, 4 kap, brüt 2.211,79kg olarak ——– plakalı araç ile yapıldığı, varış noktasında, eşyanın 4 palet üzerinde 12 kağıt varil olarak teslim alındığının, sürücünün de imzasını havi tutanak ile sabit olduğu anlaşılmakla, davadışı sigortalıya ait taşınan varillerden 1 adedinin zayi olduğu tespit olunmuştur. Konteynere 4 palet üzerinde 13 varil olarak yüklendiği, emtia faturasından anlaşılmakla, konteyner tahliyesi sonrası bir palette ambalaj hasarı olduğu tespit edilmesine rağmen, limandan teslimde bu hasarın görüldüğüne dair bir emarenin mevcut olmaması durumunda, bir kartonun liman sahası içinde zayi olmuş olabileceği görüşüne ulaşılmıştır. Ulaşılan bu sonuçla, meydana gelen zayide davalı/takip borçlusu ——- Şti.’ne bir sorumluluk yüklenemeyeceği, davalının kendisine başlatılan takibe karşı vaki itirazının yerinde olacağı sonuç ve görüşleri bildirmekle bilirkişi raporunun dosya kapsamına usul ve yasaya uygun anlaşılmakla hükme esas alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.Kötüniyet tazminatı, takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Anılan yasa hükmüne göre, alacaklının anılan tazminata mahkum edilebilmesi, açıkça, takibin kötüniyetle yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, alacaklının icra takibini kötüniyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. Öğretiye ve Yargıtay uygulamasına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklı, kötüniyetli kabul edilir. Açıklanan bu yasal durum ve ilke çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde davalı, davacının icra takibinde kötüniyetli olduğunu yasal delillerle kanıtlayamamış olup, dosya içeriğinde de kötüniyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmamıştır.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 269,85 TL harcın 159,88 TL tutarlı kısmı dava açılışı sırasında peşin olarak yatırıldığından bakiye 109,97 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenecek 13.237,80 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı ——- Taşımacılık vekilinin e-duruşma vasıtası ile yüzüne karşı miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/10/2023