Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/342 E. 2022/696 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/342 Esas
KARAR NO : 2022/696

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/06/2021
KARAR TARİHİ : 13/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, —– —–olup,—- adresine sağlanan —-karşılık olan tüketim fatura bedellerini ödemediğini, bu nedenle davalı hakkında—–Esas sayılı dosyasındaki icra takibi başlattıklarını, davalının dilekçesiyle itiraz ettiğini, bunun üzerine takibin durdurulduğunu, itirazın iptalini ile takibin devamına ve davalının icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf, davaya herhangi bir cevap vermemiş, HMK 128. madde hükmü uyarınca davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle,——Esas sayılı dosyası icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu, Celp ve tetkik edilen —– Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun —–tarihinde borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan kök raporda;
Uyuşmazlık konusu ile ilgili olarak elektrik mühendisi bilirkişi — tarihli raporunda özetle; davacının, davalıdan taleple bağlı kalınarak 474,50 TL alacaklı olduğunu, 125,90 TL gecikme faizi,—- alacaklı olduğunu beyan ve rapor etmiş, davacı vekilinin itirazları üzerine bilirkişiden yeniden ek rapor aldırılmış,
Aynı bilirkişiden aldırılan EK RAPORDA ise; dava dışı ——— arasında 19.09.1991 tarihinde—-adresinde kurulu bulunan—– numaralı tesisatta “——” imzalandığı, davalı ile dava dışı —-elektrik arasında —– tarihinde imzalanan abonelik sözleşmesinin iddia edildiği gibi — fatura düzenleme tarihlerinden önce iptal edildiğine dair herhangi bir belge dava dosyasında bulunmadığından, —- tarihinden itibaren ödenmeyen faturalardan ve gecikme faizlerinden sorumlu olacağı, dosyaya sunulan belgeler ışığında, davalının, 474,50 TL asıl alacak, 125,90 TL gecikme faizi, 22,66 TL gecikme faizinin KDV’si ve 286,23 TL geçmiş dönem gecikme faizi olmak üzere toplam, 909,30 TL borçlu alacağı olduğunu beyan ve rapor etmiştir.Bilirkişi kök ve ek raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davacı tarafından kök ve ek rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunulduğu, davalı tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmadığı görüldü.
—–tarafından — tarihli cevabi yazısında, davalı——-faturaların suretlerinin gönderildiği görüldü.
——–tarafından 09/06/2021 tarihli cevabi yazısıyla, davalı ——- kaydının bulunamadığının bildirildiği görüldü.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı tarafından aboneliğe tahahhuk ettirilen elektrik faturasının ödenmediği, davacı tarafından hizmetin sunulduğu, davalı tarafından da elektrik kullandığı tespit edilmiştir. Usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulü yolunda hüküm tesis edilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi, faturalar ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalının —– Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin aynen devamına,
3-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 80,70 TL TL’den dava açılırken yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 21,40 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına
5-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 8,50 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 127,10 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 900,00 TL bilirkişi ücreti, 211,60 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.111,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan —–vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
9—— arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.