Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/323 E. 2022/356 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/323 Esas
KARAR NO : 2022/356

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/05/2021
KARAR TARİHİ : 17/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ….——- ——–yapan bir tacir olduğunu, müvekkil şirketten—— uygulamasını — bedelle satın aldığını —– kendisine tebliğ edildiğini, kullanıcı adı ve şifresini alan davalı uygulamayı hemen kullanmaya başladığını, davalı —- davacı şirketin muhasebe birimine gün içerisinde fatura bedelini ödeyeceğini bildirmiş ancak ödeme yapmadığını, yaklaşık bir ay geçtikten sonra —- fatura bedeli olan —- ödemediğini, bakiye fatura alacağının tahsili için davalı hakkında—— dosyası ile ilamsız icra takibi başlatılmış, ancak davalı borçlunun haksız ve kötüniyetli itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, dava öncesinde Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 23/1 Maddesi uyarınca Kayseri — başvurulduğunu ancak anlaşama sağlanamadığını beyanla; davanın kabulü ile itirazı iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20.den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin————– iştigal ettiğini, davacı taraf müvekkillerini arayarak profesyonel ve bağımsız —– fiyat ——–sağlayıcısı olarak geliştirmiş oldukları ——- uygulamalarını kullanması için kendisine —– ilettiklerini ve müvekkillerine —- amaçlı olarak ——kullanabileceğini memnun kalmazsa devam ettirmeyebileceği söylediklerini, müvekkillinin de bunun üzerine denemek amacıyla kabul ettiğini, ancak taraflar arasında imzalanmış ve müvekkil tarafından kabul edilmiş bir sözleşme olmadığını, müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilen bir fatura olmadığı gibi müvekkilleri bu hizmeti almadığını ve fatura ticari defterlerinde de kayıtlı olmadığını, davacı taraf müvekkillerine ne bir kullanıcı—— göndermiş, müvekkil de daha——— kalmadığı için üyeliğini sonlandırdığını, sonrasında davacı taraf müvekkilleri sürekli arayarak rahatsız ettiğini, —- ödemesi gerektiğinin söylendiğini, müvekkilinin de kabul etmediğini beyanla, davanın reddine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle,—– Esas sayılı dosyası icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde ———- ——–olan- ——- bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, —–dosyası takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; davalı borçlu tarafından itiraz dilekçesi ile borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından alınan raporda özetle,”, Davacı yanın ———— defterlerin incelemeye tabi tutulduğunu, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğunu, defterlerin sahibi lehine delil niteliğinde olduğunu, davacının incelenen ticari defterlerinde; Davacı yanın takibe——— davacı yanın yevmiye —– maddesinde kayıt altına alındığı, davalı tarafından davacı—–tutarlı kısmi ödeme yapmış olup, takibe konu edilen faturadan dolayı davacının davalı yandan takip —-alacaklı olduğu, davacı—– davalı adına tanzim edilen faturanın—- fatura olarak düzenlenmiş ——davalı yana gönderildiği, taraflar arasındaki ——- ————incelendiğinde davacı tarafından davalı ——-için kullanıcı ——- gönderilmiş olup davalı tarafından fatura bedelinin olan ödemenin yapılacağı yönünde beyanların mevcut olduğu, dosya içeriğinde davalı tarafından dava konusu edilen faturaya 8 gün içerisinde itiraz edilmediği, teknik inceleme sonucunda davalının fatura içeriğinde belirtilen———— uygulamayı aktif olarak kullandığının anlaşıldığı, fakat, davalı …’in düzenlenen faturayı ödeyeceğine dair mesaj göndermiş olduğu, Mahkeme davalı tarafın kullanım süresi dikkate alınarak davacının alacağının belirlenmesi gerektiği kararına varırsa; Davacı tarafın davalı taraftan gün hesabı dikkate alınarak——-kullanma bedeli olarak—- alacaklı olacağı, bu tutardan yapmış olduğu 250,00 TL ödeme tutarı düşüldüğünde, Davacı tarafın gün bazlı alacağının —alacaklı olacağı, neticeten; Davacı yanın davasında haklı görülmesi halinde ve Mahkemece davalının ———-uygulamasına girerek aktif olarak uygulamayı kullandığı yönünde hüküm vermesi halinde, takibe konu edilen faturadan dolayı davacının davalı yandan takip tarihi— alacaklı olacağı, Mahkemece hangi alacak tutarının kabulüne mükeakip, —-davacının asıl alacağına takip tarihi itibariyle değişen oranlarda avans faizi talep edebileceği, ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Bilirkişi heyeti tarafından verilen ek raporda özetle; “Davalı ….—– kullanım süresinin, kesilen fatura tarihi olan,—- itibari ile sonlanmış olduğu, —-bir sonraki fatura dönemine kadar sınırsız kullanıma sahip olduğunun anlaşıldığı, teknik inceleme sonucunda davalının fatura içeriğinde belirtilen ——– uygulamayı —– kullandığının anlaşıldığı, fakat, davalı—– düzenlenen faturayı ödeyeceğine dair mesaj göndermiş olduğu, neticeten Mahkemece davalı tarafın kullanım süresi dikkate alınarak davacının alacağının belirlenmesi gerektiği kararına varırsa; Davacı tarafın davalı taraftan gün hesabı dikkate alınarak (———— kullanma bedeli olarak —–olacağı, bu tutardan yapmış——– düşüldüğünde, Davacı ——–alacaklı olacağı, Neticeten; Davacı yanın davasında haklı görülmesi halinde ve Mahkemece davalının ———- girerek aktif olarak uygulamayı kullandığı yönünde hüküm vermesi halinde, takibe konu edilen faturadan dolayı davacının davalı yandan takip tarihi —-bazlı olarak ise —- alacaklı olacağı, Mahkemece hangi alacak tutarının kabulüne mükeakip, (2.700,00 TL veya 40,88 TL) davacının asıl alacağına takip tarihi itibariyle değişen oranlarda avans faizi talep edebileceği, ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Davalı firmanın—- sebebi ile talimatla ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılması istenilmiş olup, talimat mahkemesince alınan bilirkişi raporunda özetle; Davalının defter —— usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı tarafça davalı adına düzenlenen faturanın, davalının defterinde yer almadığı, davacı tarafça düzenlenen—içeriğinin davalı tarafça teslim alınıp alınmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu, mahkemece, davacı tarafça düzenlenen—- faturanın ve içeriğinin davalı tarafça teslim alındığı yönünde karar verecek ise, davacının davalıdan—olduğu, davalının defter beyan sistemi ile tutulan işletme defterinin usulüne uygun olarak tutulduğu, İcra İnkar tazminat talep miktarının takdirinin Mahkemeye ait olduğu,” şeklinde rapor sunulmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan —-lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde)yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde —sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde). Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda davacı ve davalı tarafın ticari defterleri incelendiği ve her iki tarafın incelenen defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan 2.700,00 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalının 27/05/2020 tarihinde sisteme giriş yaptığı, 04/06/2020 tarihinde demo kullanım süresinin bittiği, davalı tarafından 250 TL kısmi ödeme yapıldığı, 13/07/2020 tarihinde ise davalının üyeliğinin pasife alındığı görülmüştür. Her ne kadar davalı taraf cevap dilekçesinde sistemi 3/4 kez kullandığını,——ve kullanımına karşılık —— ödeme yaptığını beyan etmiş ise de ek bilirkişi raporu ile davalının —– kullandığı, davalı dışındaki müşterilerin —– kullanım sürelerinin 1 ile 10 gün arasında değiştiğinin tespit edilidiği dikkate alındığından davalının kullanımının —olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, kaldı ki — kullanım için davalı tarafından ödeme yapılmasının —- akışına aykırı olduğu, söz konusu ödemenin —–bir kabul içerdiği ve davalının fatura bedelinin tamamından sorumlu olduğu kanaati ile usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulü yolunda hüküm kurulmuştur.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ İLE,
1-Davalının——— Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile, takibin aynen devamına,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 184,44 -TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,30 -TL harcın mahsubu ile bakiye 125,14-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 118,60 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 202,10-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.900,00 -TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.102,10-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—–esaslara göre belirlenen 2.700,00-TLnispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile —– arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.