Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/310 E. 2021/695 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/310
KARAR NO: 2021/695
DAVA: Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 24/05/2021
KARAR TARİHİ : 15/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; —- yetkilisi olduğunu, şirket ortağı olması sebebi ile ihya davası açmaya hukuki menfaati olduğunu, şirketin ——- resen terkin edilmesine karar verildiğini, şirketin —- aracın şirketimiz adına kayıtlı olduğunu ve vergi tahakkuk ettiği görüldüğünü, bu nedenle de aracı hurdaya çıkarmak ve bu şekilde şirket kaydından çıkarılması gerekmekte olduğunu, şirketin resen terkin edilmiş olması sebebi ile geçici ihya kararı alınması gereği hasıl olduğunu, tüm bu nedenlerle açmış olduğu davanın kabulü ile —– ayırmak ve bu şekilde şirketten düşürmek için ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup davaya karşı cevap vermemiş ve duruşmaya katılmamıştır.
Mahkememizce;—- hangi nedenle, hangi usulle, hangi yasal düzenleme gereği, hangi tarihte terkin edildiği hususu sorulmuş, —– aracın tescil bilgileri celp edilerek incelenmiştir.
Dava, —— re’sen terkin edilen şirket tüzel kişiliğinin TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca ihyası istemine ilişkindir.
—- gelen —incelendiğinde; ihyası istenen dava dışı şirketin —- tarihinde resen terkin edildiği anlaşılmaktadır . Şirket ortağı tarafından beş yıllık yasal süre geçtikten sonra —- tarihinde ihya talep edildiği açıktır.
—maddesinde şirketlerin hangi şartlarda ve usullerle sicilden re’sen terkin edileceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin —– kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin —– kayıtlı son adreslerine ve—-temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı, yapılacak ihtarın ilan edilmek üzere—- aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren —-, —- göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, —- terkin sebepleri bulunan şirketlerin faaliyetlerini devam ettirme isteğinde bulunmaları halinde, münfesih olma nedenini verilen süre içinde ortadan kaldırıp —–bildirmelerinin ihtar edileceği, aynı maddenin — uyarınca, ihtara rağmen süresinde işlem yapmayan şirketin unvanının—– re’sen silineceği, aynı maddenin —- kaydı silinen şirket veya —— alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren — yıl içinde mahkemeye başvurarak şirketi veya kooperatifin ihyasını isteyebileceği,” düzenlemeleri yer almaktadır.
—-fıkrasının son cümlesinde—-kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanların haklı sebeplere dayanarak, silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebileceği düzenlenmiştir. Anılan fıkranın ikinci cümlesinde ise bu maddeye göre tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek mal varlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal eder düzenlemesi bulunmaktadır.
Somut olayda, şirketin —- tarihinde sicil kaydının resen silindiği, şirket ortağı tarafından beş yıllık yasal süre geçtikten sonra ihya talep edildiği açıktır. Ancak, yasal düzenlemeye göre on yıllık sürenin dolmaması nedeniyle şirkete ait aracın Hazineye intikal etmesi koşulu gerçekleşmemiştir. Bu durumda, şirketin, ortada tasfiyesi gerekli bir mal varlığı bulunduğundan yasa koyucunun amacı doğrultusunda uyuşmazlığın çözülmesi gerekir. Yasa maddesinde, terkinden itibaren baş yıllık sürede ihya talep edilebileceği belirtilmesine karşın, şirketin mal varlığının on yıl sonra Hazineye intikal edeceği düzenlendiğinden, kanun boşluğunun bulunduğu kabul edilmelidir. Şirkete ait mal varlığının Hazineye intikal etme süresi olan on yıldan önce ne şekilde işlem yapılacağına ilişkin —–maddesinde bir düzenleme bulunmaktadır. Ortada bir hukuki düzenleme eksikliğinin mi (kanun boşluğu), yoksa yasa koyucunun bilinçli bir susmasının mı bulunduğunun belirlenmesi önem taşımaktadır. Kanun boşluğu, sorunun çözümüne katkı sağlayacak bir hukuk kuralının bulunmaması şeklinde tanımlanabilir. Ancak, açık bir düzenleme yapılmamış olması her zaman kanun boşluğu anlamına gelmeyebilir. Bir sorun hakkındaki çözüm başka bir alanda düzenlenmiş olabilir. Somut olayda gerek TTK’da gerekse başka mevzuatta düzenleme bulunmadığı gibi konuya ilişkin bir örf ve adet bulunmamaktadır.
Hukuki bir sorun hakkında, hukuk sistemi mutlaka bir çözüm üretmek zorundadır. Yasanın bir düzenleme öngörmediği bir sorunun çözümsüz bırakılması düşünülemez. Kanun koyucunun bir konuda düzenleme yapmamış olması, o konuyu olumsuz düzenlemek istediği anlamına gelmez. Bu açıklamalara göre, somut olaydaki uyuşmazlık yönünden bir kanun boşluğunun bulunduğunun ve bu boşluğun, TMK’nın 1. maddesiyle hakime verilen yetki kapsamında doldurulması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Kanun boşluğunun doldurulmasında, TTK’nın geçici maddesine yansıyan kanun koyucunun iadesinin esas alınması uygun olacaktır. Kanun koyucu, mevcut düzenlemeyle, terkin edilen şirketlerin ortaya çıkacak mal varlıklarının on yıl sonra Hazineye intikal edeceğini kabul ettiğine göre, bu süre dolmadıkça, şirket ortaklarının bu mal varlığı üzerindeki haklarının devam ettiğini kabul etmiş durumdadır. Ortada bir mal varlığı bulunduğuna göre, bu mal varlığının tasfiyesi için şirketin ihyasına karar vermekten başka çözüm bulunmamaktadır. Aksinin kabulü, yasanın düzenlediği on yıllık sürenin anlamsız hale gelmesi sonucunu doğurur. Bu açıklamanın bir sonucu olarak, mal varlığının Hazineye intikal süresi olan on yıllık süre doluncaya kadar ortaya çıkacak mal varlığının tasfiyesi amacıyla ihya talebinde bulunulabileceği sonucuna varılmış, —— Karar sayılı ilamındaki açıklamalar da nazara alınarak, şirketin adına kayıtlı aracın hurdaya ayrılması ve buna ilişkin her türlü işlemin yapılması işleriyle sınırlı olarak ihyasına karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM (Yukarıda Açıklanan Nedenlerle):
1-Davanın KABULÜ ile; —uyarınca—–sayılı aracın hurdaya ayrılması ve buna ilişkin her türlü işlemin yapılması işleriyle sınırlı olmak üzere —– yeniden tescil suretiyle ihyasına,
2-Kararın —– tescil ve ilanına, ilan işlemlerinin davacı tarafça yapılmasına,
3-Tasfiye memuru atanmasına yer olmadığına,
4-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL harç dava açılırken peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde——- Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/09/2021