Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/305 E. 2022/593 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/305 Esas
KARAR NO: 2022/593
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/05/2021
KARAR TARİHİ: 20/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile davacı kurum arasında——– imzalandığını, iş bu sözleşmeye bağlı olarak davalı borçlu işletmesinde elektrik enerjisi tüketiminde bulunduğunu, davalı elektrik enerjisi satış sözleşmesi gereğince üzerine düşen yükümlülükleri gereği gibi ifa etmeyerek taraflar arasında akdedilen sözleşme çerçevesinde enerji tüketim bedellerini ödemediğini, enerji tüketimine ilişkin ödenmeyen fatura bedelleri, gecikme faizi ile birlikte toplam —-olup işbu borcun tahsili amacıyla ——–Sayılı dosyası üzerinden borçlu aleyhine takip başlatılmıştır. davalı tarafından tüketim bedeli borcuna ilişkin tebliğ edilen ödeme emrine kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, davalı her ne kadar borcu olmadığını iddia etse de davacı şirket nezdinde yapılan inceleme ve araştırmalar neticesinde belirtilen borç miktarı tahakkuk ettirilmiş olup herhangi bir ödeme kaydına rastlanmadığını, davalı adına olan söz konusu faturalarda eski borç da belirtilmekte tüketim bedellerinin ödenmediğinin sabit olduğunu, elektrik abonelik sözleşmesini imzalayan ve aboneliği devam eden abonenin, sözleşme iptal edilmediği sürece elektrik dağıtım şirketine karşı kaçak elektrik kullanımı ve normal kullanım bedelinden dolayı sorumluluğunun devam edeceğini, tüketim bedellerini ödeme yükümlülüğünü yerine getirmeyen davalı/borçlu kendisi tahakkuk ettirilen tutarı ödemediği tespit edilerek ve ——– Sayılı dosyası üzerinden aleyhine başlatılan icra takibine niyetli olarak itiraz ettiğini, yapılan arabuluculuk görüşmelerinden de bir sonuç alınamadığını beyanla; davanın kabulü ile itirazı iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı yan kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davacı yanın dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle,——— sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, —— sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buludğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından —— tarihli itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda ,” Davacı kurumun davalı şirket ile abonelik sözleşmesi bulunmasına rağmen usulsüz kaçak olarak elektrik kullandığı, davalı şirket hakkında—— adet kaçak elektrik kullanım tutanağı davacı kurum personeli tarafından kayıt altına alındığı,—- kaçak tutanaklarına istinaden faturalanan asıl alacak miktarının ——-olduğu, —- göre takip tarihi itibari ile işleyen faiz miktarının — faizin —— olacağı ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Bilirkişi tarafından verilen ek raporda özetle; “Davacı kurumun sunduğu abonelik sözleşmesinde davalı şirket adına kaşe ve imza olmadığından—- geçerli olamayacağı ——– davalı adına davacı kurum personelleri tarafından düzenlenmiş olması davalının kaçak elektrik kullanımına yeterli delil olamayacağı,” şeklinde rapor sunulmuştur.
Bilirkişi tarafından verilen kök ve ek rapor hüküm kurmaya elverişli olmadığından yeni bir elektrik elektronik mühendisi bilirkişiden rapor tanzimi istenmiştir.
Bilirkişi tarafından verilen raporda özetle; ” Davacı ——–davalı —- adresinde kurulu bulunan ——– imzalandığı belirtilmesine rağmen, abonelik sözleşmesinde davalı şirket imzası ve diğer detayların bulunmadığı, abonelik sözleşmelerinin,—– düzenlendiği, Sözleşmede nelerin olması gerektiği ve nasıl imzalanması gerektiğinin yönetmelikte açıkça belirtildiği, Dava dosyasına sunulan sözleşmenin, ——–uygun olmadığı, Mahkeme tarafından, dava dosyasına sunulan sözleşmenin yeterli ve geçerli olduğuna karar verilmesi durumunda, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin, fatura tarihlerinden önce fesh/iptal edildiğine dair yada takibe konu edilen faturaların ödendiğine dair davalı şirket tarafından herhangi bir belge sunulmadığından, davalı şirketin bu tüketim fatura bedellerinden sorumlu olduğunun kabulünün gerekeceği, davalı şirketin, ———şeklinde rapor sunulmuştur.
Davacının abonelik sözleşmesi sebebiyle ödenmeyen elektrik faturalarını dava konusu ettiği, mahkememizce alınan her iki bilirkişi raporunda da davaya dayanak delillerin kaçak elektrik kullanımı sebebiyle ödenmeyen bedellerin tahsiline ilişkin olduğunun tespit edildiği, dosya kapsamındaki abonelik sözleşmesinde davalının imzasının bulunmadığı, dolayısıyla taraflar arasında usulüne uygun olarak kurulmuş bir abonelik ilişkisinin olmadığı, abonelik ilişkisi olmadan aboneliğe dayanan ödenmeyen fatura alacaklarının istenemeyeceği, kaldı ki eldeki davada kaçak elektrik kullanım bedelinin tahsilinin talep konusu edilmediği anlaşıldığından ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 68,86TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 11,84 -TL harcın, davacı taraftan tahsili ile hazineye irad kaydı yapılmasına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
6-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ————bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar kesin olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/09/2022