Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/300 E. 2022/710 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/300 Esas
KARAR NO: 2022/710
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/05/2021
KARAR TARİHİ: 25/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı firma arasında —– tarihinde —-imzalandığını, imzalanan —– yanı sıra—olacağının kararlaştırıldığını, Davalının — yerine —— tanınırlığı olmayan bir —- kullanmış olduğunu,—— edildikten bir süre ——meydana geldiğini, bu ayıbın—- —- kanalıyla davalıya ihbar edildiğini, sözleşmeye aykırı olarak ———- ile taahhüt edilen —–değiştirilmesini, bu ——değiştirilmemesi veya değiştirilmesinin mümkün olmaması halinde bilirkişi marifeti ile —- değerinin tespiti ile bu bedele hükmedilmesini, bu da mümkün olmadığı takdirde —– yerine markasız takılan kapılar ile taahhüt edilen kapı arasında değer farkının tespitini, aradaki farkın bu aşamada fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile ayıp oranından bedelde indirim yani —–bedelinin ve aradaki farkın bilirkişi marifeti ile tespiti edileceği dikkate alınarak —– tazminat alacağının hüküm altına alınmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı yan arasında akdedilen ———-, davacı yana ait taşınmazlara—– yapılmasının kararlaştırıldığını, —- — maddesinde —- kullanılmasının kararlaştırıldığını, sözleşmenin imzalanmasından sonra müvekkil şirketin—–iletişime geçmiş olduğunu, dava dışı şirketin —- ——- satışını durdurduğunu, bunun üzerine davacı ile görüşüldüğünü, —–bulunmaması nedeniyle —– ———- yapılabileceğinin davacıya bildirildiğini, davacı tarafça bu teklifin kabul edildiğini ve taraflar arasında sözlü mutabakat yapıldığını, Davacıya ait taşınmaza —– —– kapalı paket içerisinde getirildiğini, —-üstünde tarafların haricen kararlaştırdığı —- açıkça görüldüğünü, ———-satışının durdurulup durdurulmadığı ve piyasaya arzında sıkıntı yaşanıp yaşanmadığının sorulmasını belirterek davanın reddinin gerektiğini, —–olduğunu, —- müvekkili tarafından yapılmayan—- dışında olduğunu ve sorumluluğun davacı tarafta olduğunu, sözleşme ile kararlaştırılan —-eksiksiz ve ayıpsız şekilde yapılarak davacı yana teslim edildiğini, teslim sonrası davacının müvekkilinden —-almadığını, bu halin —–dışında olması için yeterli olduğunu, yine davacı yanın süresinde ayıp ihtarında bulunmadığını, İhtarnamenin keşide tarihinin —- yıldan daha uzun süre sonra ihbarda bulunulmuş olduğunu, —— eksiksiz ve ayıpsız şekilde davacı tarafa teslim edilmiş olduğunu, —- ilişkin ruhsatın ——-alındığını belirterek davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında —–yapımı için kurulan sözleşme kapsamında, ayıplı ifa sebebiyle oluşan zararın tazminine yönelik olarak açılan tazminat davasıdır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan—— sureti ile bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından verilen raporda özetle; “Davaya konu kapıların sayıları ——- şeklinde — olduğu, ——–olduğu, Sözleşme — —— bedeli takdir edildiği, —– —-bedeli takdir edildiği,—- eteklerinde ve——- görülen paslanmanın kullanım hatasından kaynaklı olduğu, Taraflar arasında sözleşmede değişiklik yapılmış olup olmadığı ve davacının—— ifaya dayalı hak talep edip edemeyeceğinin takdirinin Mahkemede olduğu, Davacının ileri sürdüğü ayıbın kendisinden kaynaklandığı, bu nedenle ayıba bağlı hak ileri sürmesinin mümkün olmadığı,” şeklinde rapor sunulmuştur.
Bilirkişi heyeti tarafından verilen ek raporda özetle; “Kök raporu değiştirmeye gerek olmadığı, kök raporun geçerli olduğu,” şeklinde rapor sunulmuştur.
—- tarihli duruşmada davalı tanıkları dinlenmiş olup, tanık — beyanında; Davalı firmada ——— markalı — kullanıldığını——- olduğu için ——-davacıya sözlü olarak, —– olduğunun söylendiğini, Davacının—- kabul ettiğini, —– tamamının—– olduğunu, —- bahsedildiğini, bu—– kullanımından kaynaklandığını, —- takılması esnasında kapılar ——katında yaklaşık —- beklediğini, üzerinde —- olduğunun yazılı olduğunu, Davacı tarafın bunu görmemesinin mümkün olmadığını, —- ——- satmaya başladığını beyan etmiştir.
Tanık —–beyanında; Davalı tarafın müşterisi olduğunu, olayın gerçekleştiği zamanda —— satan firmanın satış müdürü olduğunu, Olayın gerçekleştiği tarihte ——- yaşadığını,——— oluşturulan parçalardan birinin yurtdışından geldiğini, ——– gerçekleştirdiğini, davalı gibi bir çok müşteriye ürün tedariği yapamadığını, Olayın yaşandığı tarihlerden sonra —– başladıklarını, , yaklaşık —– tedariği sağlayamadığını beyan etmiştir.
Taraflar arasında asansörlerin teslim edildiği ve bedellerinin ödendiği konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık davalının sattığı malın ayıplı ifa mı yoksa sözleşmeye —–olduğu , kapıların zarar görüp görmediği konusunda toplanmaktadır.
Somut olayda davacı, davalı tarafından sözleşmede belirlenen — ———- —– takıldığı iddia etmektedir. —– değerlendirilmesi için mahkememizce yapılan keşfi neticesinde alınan bilirkişi raporuna göre ——– tamamında — kullanıldığı,— kullanıldığı, kalan kısmında —- kullanıldığı tespit edilmiştir.
Bu kapsamda —– kavramlarının açıklanmasında yarar bulunmaktadır. Ayıp, taraflar arasındaki sözleşme ile kararlaştırılan vasıfların eksikliği veya kararlaştırılmamış olsa dahi dürüstlük kuralı gereğince satılan üründe bulunması gerekli vasıfların eksikliği iken; sözleşmeye——– öngörülen özelliklerde mal teslimi yapılmaması halinde ayıplı teslim değil, satılandan başka birşeyin teslimi ——-söz konusudur.
Ayıplı ifa halinde ayıplı olsa da bir ifa mevcutken, —– ifada ise sözleşme hiç ifa edilmemiş kabul edilmektedir. Bu nedenle ——–ifa halinde yüklenici, ayıba karşı tekeffül hükümlerine göre değil, borcun hiç ifa edilmemesine ilişkin TBK’nın 112. ve devamı maddeleri hükümleri uyarınca sorumlu tutulmalıdır. Bu durumda alıcı için muayene ve ihbar külfetinden söz edilmesi mümkün olmadığından, uyuşmazlık halinde ayıp ihbarına ilişkin sürelerin uygulanması söz konusu olmayıp genel zamanaşımı sürelerinin dikkate alınması gereklidir.——ifa halinde alıcı bu teslimi kabul etmiş ise, satıcı TBK’nın 112. maddesi gereğince sözleşmeye aykırı ifada hiçbir kusuru olmadığını kanıtlamadıkça oluşan zarardan sorumludur.
Sözleşmede —– yapılmaması halinde ayıplı teslim değil, başka birşeyin teslimi —— söz konusu olup; TBK 112. maddesi uyarınca borç hiç veya gereği gibi ifa edilmediği takdirde borçlu kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.
Somut olayda davacı iddiası ve bilirkişi raporundaki tespit dikkate alındığında ayıplı mal teslimi değil, ——– iddiası mevcuttur. Davacı taraf sözleşmede belirlenen ——— sebebiyle——geldiğini beyan etmiştir. —– alınan ek ve kök raporlarda——- kullanıldığı—– kullanılan —–olmadığı, —- için kullanılan malzemelerden ve kullanım hatasından kaynaklandığı tespit edilmiş olup bilirkişinin bu değerlendirmesine mahkememizce de itibar edilmiştir. Şöyle ki—– kalitesizliğinden kaynaklanan bir durum —–sebebiyet —– —-olurdu. —-ifa sebebiyle davacının bir zararının oluştuğu tespit edilememiştir. Bilirkişiler tarafından —– sebebiyle — değer farkı oluştuğu belirlenmiştir. — mal teslim edilip kabul edilse dahi zarar oluşmuş ise zarardan ifa eden sorumldur. Davacının bir zararı oluşmamış ise de değer farkı bedelinin nesafet bedeli olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiği, davacının kapıların — değiştirilmesi talebinin ve diğer taleplerinin yerinde olmadığı kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; —— davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının uyuşmazlık ——–değiştirilmesine yönelik ve fazlaya dair tüm taleplerinin reddine,
2-Karar harcı 349,96 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 179,18 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 170,78 TL peşin nispi harc ve 419,90 TL keşif harcı olmak üzere toplam 649,98 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
4-Davacı tarafından yapılan 324,00 TL tebligat, müzekkere ve keşif gideri, 1.600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.924,00 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 985,71 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.123,23 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.876,77 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ———-bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 676,27 -TL.sinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına, 643,73 TL.sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ———Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/10/2022