Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/293 E. 2021/811 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/293 Esas
KARAR NO: 2021/811
DAVA: Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 11/05/2021
KARAR TARİHİ: 20/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—–sayılı dosyasından başlatılan takip dosyasının kesinleştiğini, bahse konu borçlu şirketin tasfiye sürecinin tamamlandığı ve işbu hususun tescil edildiği ilgili icra takibi sırasında öğrenildiğini, —– kaydı silinen şirketin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunan diğer kişi ve kuruluşların haklı sebeplere dayanarak mahkemeye başvurabilecekleri ve şirketin ihyasını isteyebilecekleri de amir yasalar ile hükme bağlandığından söz konusu şirketin ihyasını istememizde hukuki yararımız bulunmakta olduğunu işbu sebeple şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar adına usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olup davaya karşı cevap dilekçesi vermemiş ve duruşmalara da katılmamışlardır.
Mahkememizce; — dava konusu
Tasfiye Halinde ——
a) Şirketin hangi nedenle, hangi usulle, hangi yasal düzenleme gereği, hangi tarihte terkin edildiğinin,
TTK’nun 547.maddesi uyarınca tasfiye sonucu terkin edilmiş ise;
b) Şirketin terkin edilmeden önceki ortak ve yetkilileri ile varsa——gösterir şekilde tescil tarihinden terkin edilmesine kadar tüm sicil kayıt örneğinin,
c) TTK’nın geçici 7. Maddesi uyarınca terkin edilmişse,
Terkin edilmeden önce terkin edilen şirkete, şirket yetkililerine ya da ortaklarına şirketin terkin edileceği ihtarını bildirir tebligat yapılıp yapılmadığının bildirilmesi ile birlikte
d) Terkinle ilgili tüm belge örneklerinin
e) Tasfiye Halinde—- ait terkinden önce merkez ve şube adresleri ile ortak ve yetkililerini gösterir——sorulmuş, —- celp edilerek incelenmiştir.
Dava, Tasfiye Halinde —— Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.
(2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünü haizdir.
TTK’nin 529. Maddesi “(1) Anonim şirket;
a) Sürenin sona ermesine rağmen işlere fiilen devam etmek suretiyle belirsiz süreli hâle gelmemişse, esas sözleşmede öngörülen sürenin sona ermesiyle,
b) İşletme konusunun gerçekleşmesiyle veya gerçekleşmesinin imkânsız hâle gelmesiyle,
c) Esas sözleşmede öngörülmüş herhangi bir sona erme sebebinin gerçekleşmesiyle,
d) 421 inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarına uygun olarak alınan genel kurul kararıyla,
e) İflasına karar verilmesiyle,
f) Kanunlarda öngörülen diğer hâllerde, sona erer.” hükmünü haizdir.
TTK’nin 643. Maddesi uyarınca limited şirketlerin tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
Şirket tüzel kişiliğinin ihyası davasının, ihyası istenilen şirketin tasfiyesini yürütmüş olan tasfiye kurulu üyeleri veya tasfiye memuru ile yasal hasım durumundaki terkin işlemini yapan ticaret sicil memurluğuna husumet yöneltilerek açılması gerekmekte ve bu hususun mahkemece re’sen nazara alınması icap etmektedir. Bu tür davalarda husumet tüzel kişiliği kalmayan şirkete veya şirket ortaklarına yöneltilemez.
—– tarihli kararında da belirtildiği üzere; “Tüzel kişilik, —- kaydın terkini ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona erdiğinin hukuk açısından kabul edilebilmesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanmış olması gerekir. Eğer tasfiye işlemleri gerçekten tamamlanmamış ve tasfiyede gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden terkin edilse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinden söz edilemez.”
Buna göre, davanın gerektirdiği şekilde—- kayıtları celp edilerek incelenmiştir. Toplanan delillere göre, davacı tarafından ihyası istenilen şirket aleyhine başlatılan icra takibinin devamı, sonuçlanması ve infazı için davayı açmakta hukuki menfaati bulunduğundan, anılan bu şirketin, —–dosyası ile sınırlı olmak üzere, terkin edilen şirket hakkında yürütülen icra takibinin devamı, sonuçlanması ve infazı bakımından sicilden terkinine ilişkin kararın kaldırılmak suretiyle ihyasına,—- yeniden tesciline, karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Ek tasfiye işlemlerinin de aynı tasfiye memuru tarafından yapılması uygun görülmüş ve yeni bir tasfiye memuru atanmamıştır.
Davalı —– yasal hasım konumunda olup, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, bu davalı harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamıştır.
Diğer—– sorumluluğuyla ilgili olarak yapılan incelemede, ihyası istenen şirketin tasfiyesinin —- tarihinde tamamlandığı anlaşılmıştır—- tarihinin tasfiyenin tamamlanmasından önceye ilişkin olduğu, bu durumda davalı tasfiye memurunun ihya davası açılmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla, harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutularak, davanın ve birleşen dosya davasının kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM (Yukarıda Açıklanan Nedenlerle):
1-Davanın KABULÜ ile,—- sonucu sicilden terkin edilen —- Esas sayılı icra takip dosyası ile sınırlı olmak üzere, terkin edilen şirket hakkında yürütülen icra takibinin devamı, sonuçlanması ve infazı bakımından sicilden terkinine ilişkin kararın kaldırılmak suretiyle İHYASINA, ——yeniden TESCİLİNE,
2-Ek tasfiye işlemlerinin daha önceki tasfiye memuru olan davalı … tarafından yapılmasına, ek tasfiye bitinceye kadar tasfiye memurunun görevinin devam etmesine,
3-Kararın —–tescil ve ilanına,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL harç dava açılırken peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan 127,10 TL dava açılış masrafı ve 122,60 TL yargılama masrafından ibaret toplam 249,70 TL yargılama giderinin davalı —- alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı —- alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde——- Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/10/2021