Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/290 E. 2022/672 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/290 Esas
KARAR NO: 2022/672
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/05/2021
KARAR TARİHİ: 07/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafın —— tarihleri arasında Müvekkili şirket bünyesinde çalıştığını, Kendi isteğiyle —- tarihinde işinden ayrıldığını, davalı yan işten ayrıldıktan kısa bir süre sonra aynı şehirde aynı iş kolunda, aynı mahiyette faaliyet gösteren rakip işyerinde çalışmaya başlamadığını, bu durumun müşterenin yanlışlıkla davalının müvekkili şirket uzantılı mailine yazışmaları gönderdiğinde fark edildiğini, Bu mailin görülmesi üzerine davalı yana Müvekkili şirketçe —- tarihinde ihtarname çekildiğini, ilgili —–yasağının kapsamının Müvekkili şirketçe süre ve çalışma yerleri olarak sınırlandırıldığını, ancak davalı tarafın – rekabet yasağına, haksız rekabet kurallarına ve dürüstlük kuralına kesinlikle aykırı davranarak müvekkil şirketteki işinden ayrıldıktan sonra bir ay dahi geçmeden Müvekkili şirketle aynı şehirde aynı iş kolunda, aynı mahiyette faaliyet gösteren rakip şirkette çalışmaya başladığını, Davalı tarafın Müvekkili şirketin iş yerinde———– çalışmış, söz konusu işin niteliğine ilişkin teknik ve gizli niteliğe haiz bilgileri, ticari sırların yanı sıra müvekkilinin müşteri çevresini de öğrendiğini, davalının müvekkili şirketin müşterilerini kendi firmasında çalışmak üzere ayartma faaliyetlerinde bulunduğunu, Bu durumun, müşterinin yanlışlıkla davalının müvekkil şirket uzantılı mailine yazışmaları gönderdiğinde fark edildiğini, Mail yazışmalarında yer alan —— müşterisi olup davalı yanın çalıştığı rakip firma mailiyle müşterisiyle iş yaptığının görüldüğünü, Bu eylemiyle davalının müşteri ayartmak suretiyle haksız rekabete sebebiyet verdiğini, davalının müvekkili şirketin müşteri çevresine —– çalışmış olup sonrasında rakip firmada çalışarak ve müvekkili şirketin müşterilerini ayartmak suretiyle rekabet yasağını ihlal ettiğini, müvekkil şirketin müşteri çevresini ayartan davalı şahsın müvekkili şirkete önemli bir zarar verdiği açık ve net bir şekilde ortada olduğunu, Ayrıca davalı taraf, —— üzerinden müvekkili şirketimizin muhasebe departmanı çalışanlarına —- yapılan testlerin fiyatlamasını sorduğunu, davalı tarafın fiyat mukayesesi yaparak müşterinin ayartılmasına ilişkin eylemini açıkça ortaya koyduğunu, aynı zamanda müvekkili şirketin ticari sırrını rakip firmaya ifşa ettiğini, sözleşme maddesi çok açık olup çalışanın şirketin ticari sırlarını, —– niteliğine sahip teknik bilgisini doğrudan ve/veya dolaylı olarak dışa vurmamasını şart koymuş, bu maddenin ihlali halinde ise —–öngördüğünü,. Mezkur olayda da davalı taraf müvekkil şirketten ayrıldıktan sonra Müvekkil şirketle aynı şehirde, aynı iş kolunda, aynı mahiyette faaliyet gösteren rakip şirkette çalışmaya başlamış ve şirkette öğrendiği ——- ticari sırları dilekçe ekine mail ekinde görüldüğü üzere ifşa etmiş, sözleşmenin gereklerine aykırı davrandığını, sadece rekabet yasağının ihlal edildiğini ispatlamak suretiyle cezai şart talep edebileceği kesin olduğunu, Davalı şirketin de rekabet yasağını ihlal ettiği dilekçeye de eklediğimiz müvekkil şirket mailine düşen mailleşmelerde görüldüğünü, Davalı tarafın işten ayrıldıktan hemen sonra müvekkili şirkete rakip firmada çalışması, müvekkil şirketin müşterilerini ayartıp rakip firmayla çalışmasına neden olması, müvekkil şirkette aldığı ——-doğrudan ve/veya dolaylı olarak buraya aktarması suretiyle müvekkil şirkete zarar verdiği ortadadır ve ileride daha büyük zararlara Mâhal vereceği ortada olduğunu, Davalının, müvekkil şirketin fiyatlama bilgisini rakip firmaya ifşa ederek haksız rekabet hükümlerine aykırı davrandığını, Davalının kusuru; üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek olduğunu, Davalı bu eylemi bilerek ve isteyerek yani kasti olarak ifa ettiğini,. İş sözleşmesine aykırı olarak rekabet yasağını ihlal ettiğini, Müvekkili şirketin malvarlığının aktifinde azalma olmasına sebebiyet verdiğini, açıklanan nedenlerle açılan davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacı şirket bünyesinde çalışmış ve taraflar arasında, karşılıklı anlaşarak —– tarihli protokol imzalanmış, müvekkile işçilik hak ve alacakları ödenmiş ve iş sözleşmesi feshedildiğini, her ne kadar ——- kayıtlarında istifa olarak görünse de protokol içerinde görüleceği üzere istifa etme durumu söz konusu olmadığını —- iş sözleşmelerinin sonlandırılması engellendiğinden çıkış kodu bu şekilde girilmesi zorunluluğu olduğunu, müvekkilinin şirket bünyesinde —— olarak çalıştığını, Müvekkilinin —– olup davacı şirket bünyesinde iş geliştirme uzmanı olarak müşterilere teklif sunma görevini ifa ettiğini, Hatta müvekkili iş akdi anlaşmalı olarak sona erdikten sonra başka bir iş yerinin muhasebe departmanında işe girmiş, bir süre çalışmış ancak daha sonra buradan ayrılmış, Davacı işverenin İhtarname gönderdiği tarihte müvekkilin herhangi bir yerde çalışma durumu söz konusu olmayıp ihtarnameye itiraz ve cevaplarında bu durumun belirtildiğini, müvekkili bir süre işsiz kaldıktan sonra yakın bir tarihte maddi sıkıntılardan dolayı başkaca bir iş yerinde, satış bölümünde çalışmaya başladığını,. Müvekkilin hali hazırda çalıştığı iş ve iş yeri herhangi bir kanun yahut sözleşmeye aykırılık teşkil etmediğini, iş geliştirme uzmanı olarak çalıştığından ne şirket sırlarına vakıftır, ne de şirket ile rekabete girebilecek statüde çalışmakta olduğunu, Zaten — müvekkil —ile işveren arasında imzalanan ——yıl süreyle—– ortak olamaz, kendi adına işletemez. Aksi halde iş yerinin kendisine ödediği son brüt aylık maaşı üzerinden hesaplanacak —— maaş tutarını işyerine ödemekle yükümlüdür.” Belirtildiğini, ——-geliştirme uzmanı olduğunu, Bu hususa ilişkin sözleşme maddesi zaten başından hükümsüz olduğunu, Öte yandan yine madde devamında belirtildiği üzere iş bu sözleşme maddesinin uygulanma şartlarından biri de çalışanın; kendi isteği ile işbu sözleşmeyi fesih etmesi veya kusuru nedeniyle iş akdinin fesih olmasına sebep olması şartı olduğunu, İşbu durumda da müvekkilinin herhangi bir istifası söz konusu olmadığından da işbu maddeye aykırılık söz konusu olmadığını, Zira taraflar arasında hazırlanan protokolde “İşçi ile işveren —— tarihli iş sözleşmesinin aşağıdaki hususlarda sona erdirilmesi konusunda karşılıklı olarak anlaşmışlardır.——ile işbu protokolün işbu tazminatların ödenmesi durumunda geçerli olacağı —— belirtildiğini, Bu durumda da müvekkil kendi isteği ile sözleşmeyi feshetmediği veya kusuru nedeniyle iş akdi fesih olmasına sebebiyet vermediğinden de, işbu sözleşme maddesi geçersiz olduğunu, Bunların dışında yine söz konusu maddede—– koşulu da gerçekleşmemiştir. Zira müvekkil hali hazırda satış bölümünde çalıştığından, sözleşme maddesinin laboratuvarda çalışması söz konusu olmadığını, Ayrıca söz konusu maddede müvekkile — çalışmama yasağı getiren — veya iş sözleşmesinin herhangi bir maddesinde bu yasağa ilişkin herhangi —— bulunmadığını, ——- birbirinden çok farklı olduğunu, Davacının belirttiği bir diğer husus ise iş — maddesinde belirtilen; bir kavram olarak —-veya kişinin, bir ürün veya yöntem üzerinde sahip olduğu, gizli olarak addedilen, bir işin en—–nasıl yapılacağını söyleyen bilgi veya ticari sırdır. Yukarıda belirttiğimiz üzere müvekkil, davacı şirket sırlarına hakim olacak statüde çalışmadığından bu maddenin de ihlali söz konusu değildir. Bu durum da davacının iddia ettiği gibi şirket —–şirketlerle paylaştığı iddiasını çürütüldüğünü,. Zira müvekkil daha çok işin satış kısmı ile ilgilenmektedir. Kaldı ki; Davacının delil olarak sunduğu —- da, mail yazışmasında da—– delil bulunmadığını, Davacının sunduğu —– içeriğinden davacı şirkete ilişkin herhangi bir ticari veya teknik sırrın ifşa edilmediği yada ticari itibarını zedeleyecek herhangi bir karalama yapılmadığı, Müvekkilinin şirket sırlarına zaten hasıl olmadığını, Hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle beraber, taraflar arasında imzalanan sözleşme Maddeleri genel işlem şartlarıdır ve üzerinde müzakere edilmeden imzalandığını, İş sözleşmesi ise İşveren bu hususta hakim gücünü kullanmış, işçiyi de özel olarak bilgilendirip danışmadığını, talep edilen rakamların fahiş olduğunu, Herhangi bir işçinin bu rakamları ödemesinin beklenmeyeceğini, Sözleşmenin ilgili maddeleri rekabet yasağının sınırlarını—– olup diğeri de ispata muhtaç olduğunu, Davacının elinde sehven müvekkile —- bulunduğunu, —– söz konusu olmadığını, sayın mahkemece resen de dikkate alınacak hususlar çerçevesinde huzurdaki davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasıdır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin —– alan rekabet yasağının; sözleşmenin yer bakımından sınırlandırılmamış olması, davacının korunmaya değer haklı menfaati olduğu olgusunun ortaya koyamamış olması, rekabet yasağı konusunun davalının davacı işyerinde fiilen yaptığı iş ile uyumlu olmaması, —– olmaması sebebiyle taraflar arasında imzalanan rekabet yasağı maddesinin geçersiz olduğu kanaatine ulaşıldığı, davalı tarafın —– olarak nitelendirilebilecek ticari sırlara vakıf olduğu, ve bu gizli bilgileri üçüncü kişilere açıkladığı hususu davacı tarafından ortaya konamadığından —–kararlaştırılan cezai şartın uygulanması için gerekli şartların oluşmadığı kanaatine ulaşıldığı hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
Duruşmada dinlenilen tanık — davacı şirkette halen çalışmaktayım. Davalı ise ——– —–beri çalışmaktayım. Ben işe başladıktan sonra davalı belli bir süre sonra işten ayrıldı. Ancak işten kendi isteği ile mi ayrıldığını yahut işten çıkartılıp çıkartılmadığını bilmiyorum. Ben —-görev yapmaktayım. Davalı ise satış takım lideri olarak görev yapmaktaydı. Daha sonra davalının başka bir gıda laboratuarında çalıştığını duydum. Sehven davalının müvekkil şirket uzantılı mail yazışmalarının yanlışlıkla gönderildiğine dair herhangi bir bilgim yoktur. Bize herhangi bir şekilde haksız rekabet şartların içerir sözleşme imzalatılmadı ben muhasebe bölümünde çalıştığım için doğrudan şirketin ticari sırlarına dair bilgim yoktur, ancak davacı satış takım lideri olduğu için yapılan analizlere yönelik müşteri ve fiyat bilgisine hakimdi. Fiyat bilgileri müşteri bazlı verildiği için bu bilgilere takım liderleri bilmektedir. Tarih olarak tam olarak hatırlayamamakla birlikte davalı işten ayrıldıktan sonra tarafıma —– yoluyla bazı analizlere ilişkin fiyat bilgisi sordu. —– tarafından bilinen bilgiler değildir, müşteriye —– fiyat bilgileri —– bulunmaktaydı, ancak bu ortak klasöre girebilmek için —— yurt dışında olduğu için yurt dışından onay gerekiyordu. Onay verildikten sonra ortak klasöre diğer çalışanlarda girebilir, fakat söz konusu onay—— verildiği için kimlerde bu onayın bulunup bulunmadığını bilmiyorum, mesela ben şirkete ilk başladığımda şirket ortak klasörüne yetkim yoktu, bildiğim kadarıyla her çalışanın ortak klasöre yetkisi yoktu, şirket merkezi tarafından yetki verilmesi halinde ortak klasöre girebilirlerdi” beyan etmiştir .
Duruşmada dinlenilen tanık—-ben davacı şirkette—–olarak çalışmaktayım. —-tarihleri arasında davacı şirkette çaılştım. Daha sonra davacı şirketle anlaşılarak işten ayrıldım. Benim davacı şirkete karşı açmış olduğum herhangi bir davam yahut davacı şirketin tarafıma açmış olduğu herhangi bir davam yoktur. Davalı tam olarak tarihini hatırlamıyorum, ancak —- sonlarında davacı tarafça işten çıkartıldı. Ancak o dönem işçi çıkartma yasağı bulunduğundan davalı kendi isteğiyle işten ayrılmış gibi sisteme geçildi. Bildiğim kadarıyla davalı kıdem tazminatı ve ihbar tazminatını, diğer işçilik tazminatlarını davacıdan aldı. Fiyatları genel olarak piyasa şartları belirliyordu. Ancak davacı şirketin yapmış olduğum analizlere yönelik maliyet çalışması bilgisi şirket bilgisayarında ortak klasöründe bulunmaktaydı. Fakat bu ortak klasöre her çalışana erişimi açık değildi. —— sistemine onayı gerekiyordu ve genel müdürün onayı gerekiyordu. Davalı —– süre boyunca satış takım lideri olarak çalışmaktaydı. Bu nedenle söz konusu ortak klasörüne erişim hakkı olup olmadığını bilmiyorum, fakat benim söz konusu klasörlere erişim hakkım vardı. Davalı tarafından davacı şirket uzantılı mail yazışmalarının sehven gönderilip gönderilmediğini bilmiyorum, ayrıca davalının davacı şirket çalışanına —– fiyat bilgisi sorup sormadığını bilmiyorum. Davalı takım satış lideri olarak görev yaptığı için hangi analize hangi fiyatın verileceğini bilip bilmediğini doğrudan bilmiyorum. Ancak yaptığı görev itibariyle söz konusu bilgileri bilmesi gerektiğini düşünmekteyim, davalının şu anda çalışmış olduğu iş kolunu bilemiyorum, ancak az çok eski işiyle aynı faaliyette olduğunu tahmin ediyorum, işe girdiğimde bir iş sözleşmesi imzalamıştım, ancak sözleşmede işten çıktığım yahut ayrıldığım takdirde belli bir süre içerisinde işten aynı iş kolunda faaliyet gösterilmesi durumunda cezai şartı içeren bir maddenin olup olmadığını bilmiyorum, davalının da böyle bir sözleşme metninin bulunup bulunmadığına dair bilgim yoktur müşterilere verilen fiyat teklifleri ortak klasörde vardı diye hatırlıyorum, yine belirtmek isterim ki —– izni olmadan hiçbir çalışan ortak klasöre girememekteydi. Ayrıca davacının çalıştığı alanda çalışan —- genelinde firma sayısı ortalama—- beyan etmiştir
Duruşmada dinlenilen tanık —– davacı şirkette satış müdürü olarak görev yapmaktayım. —– ayında işten çıkartıldım. Ancak o dönem—-işten çıkartma yasağı bulunduğundan bana istifamın olduğu bir belge verildi ve bu belgeyi rızamla imzaladım. Benim tüm işçilik haklarım ödendi. Benden—- sonra davalı da aynen benim işten çıkartıldığım gibi işten çıkartıldı. O dönem benzer şekilde işten çıkartmalar oldu. Davalının haklarını alıp almadığını bilmiyorum. Davalının davacı şirkette öncelikle iş geliştirme uzmanı olarak yaptığını, daha sonra terfi alarak satış takım lideri olmuştur. Ben davacı şirkette çalışırken tarafıma herhangi bir şekilde işten ayrılıp benzer kolda faaliyet gösteren işte belli bir süre içerisinde çalışmaya başlamam halinde cezai şart içeren herhangi bir sözleşme imzalamadım. Daha doğrusu bana bir iş sözleşmesi imzalattılar. Ancak sözleşme içerisinde cezai şart var mı yok mu bilmiyorum. Sözleşmeyi okumadan imzaladım. Şirketteki özel fiyat bilgilerini satış direktörü—– veriyordu. Satış bölümünde çalışan her eleman genel fiyat listesine hakimdir ve bu fiyat listesi kendilerinde mevcuttur, ancak bu fiyatlar dışında müşteriye verilecek özel bir indirim yahut fiyat satış direktörününü onayı olmadan verilemezdi. —–bilgiler her satış elemanında mevcut olduğundan ticari bir sır olduğunu düşünmüyorum. Şirket bilgisayarlarında ortak klasörün bulunup bulunmadığını bilmiyorum, davalı şu an yine gıda sektöründe çalıştığını biliyorum, ancak şuan hangi şirkette çalıştığını bilmiyorum. Ayrıca davalının ne kadar süre içerisinde iş bulduğuna dair bilgim yoktur, davalının davacı —– gönderdiğine dair bilgim yoktur, ayrıca işten ayrıldıktan sonra davacı şirket çalışanına fiyat bilgisi sorup sormadığını bilmiyorum müşteri bazlı detaylı fiyat bilgisini bölge satış müdürü olarak görev yapmama rağmen ben bilmiyordum. Bizde yalnızca genel fiyat listesi vardır. Söz konusu —– bilebilir, ancak diğer çalışanların bildiğini düşünmüyorum müşteri bazlı dosyalar vardır ve bu dosyalara satış bölümündeki herkes ulaşabilir. Ayrıca —- ulaşabilir. Satış bölümündeki çalışan personel bazı devamlı müşterilere satış direktörünün yazılı yahut sözlü onayından sonra belli bir oranda özel fiyat verebilir, indirim yapabilir, ——– davacı gibi tam teşekküllü gıda laboratuarı sayısı tahminen ——geçmez müşteri bazlı detaylı bilgisine satış ve finans bölümünde çalışan her eleman ulaşabilir” beyan etmiştir.
Talimat mahkemesince dinlenilen tanık —- Ben davacı şirkette satış takım lideri olarak çalışmaktayım. Davalı —– benden önce satış takım lideri olarak çalışan olduğunu biliyorum. —– çalışır. —–fiyatlar bellidir. Bu fiyatlar çerçevesinde bu firmalarla çalışmaktayız, bunlar gizli bilgilerdir, üst yöneticiler ve satış takım lideri bu bilgilere hakimdir davacı vekilinin talebi üzerine tanıktan soruldu:—– ayrıldıktan sonra müşterilerimize atmış olduğu mailler tarafımıza ulaştı. Bu şu şekilde oldu: Müşteri tarafından yanlışlıkla —- davacı firmaya —- kullanmasından dolayı firmamıza ulaştı. —- kendilerinde yapılacağına dair bilgiler içeriyordu. —- buna ilişkin fiyat bilgisi verdi mi tam hatırlamıyorum ancak çalışılacak analizlere ve gıdalara ait bilgiler yer alıyordu. —- kaç yıl çalıştı bilmiyorum, davacı firmadan ayrıldıktan sonra —— aynı işi yapan başka bir firmaya geçti.— davacı firmanın hangi müşterilerle çalıştığını bildiği için rakip firmaya geçtiğinde de yine aynı müşterilerle çalışmaya başladığını maillerden biliyorum,— firmamızdan ayrıldıktan sonra da —- — yazarak —-talep etmiş, bu fiyat bilgilerimiz de şirketimize ait gizli bilgilerdir, bunu bana—- beyan etmiştir
Talimat mahkemesince dinlenilen tanık —- benim önceki iş yerinden arkadaşımdır. —-yılının yaz ayından beri davalıyı tanırım. Benim çalıştığım şirket ile davalının daha önceden çalıştığı şirket farklı zamanlarda davacı — satılmış, biz davalı ile davacı iş yerinde çalışırken tanıştık. Ben satış bölümünde idim. Davalı da satış bölümünde çalışıyordu. —– diye bir — diye de geçer geldi, ben satış direktörü idim,—- geldiğinde kendi satış ekibini kuracağını söylemişti. Hatta— direktörü olarak üstümüze getirdi. Benim de pozisyonum da düştü, satış müdürü oldum. Pandemi sürecinde evden çalışmaya devam ettik. Benimle çalışmak istemediklerini —- yaz aylarında bana söylediler o zaman tüm haklarımı vererek çıkaracaklarını söylediler, ancak—– çıkış olmadığından ikale denilen bir sistemle beni çıkardılar ve tüm haklarımı verdiler, aynı durum davalı için de oldu, o da işten çıkmak istemiyordu ancak o da ikale ile işten çıkarıldı. Ben davalıdan önce işten ayrıldığım için davalının daha sonra ne yaptığını çok bilmiyorum, daha sonra sektörden başka bir laboratuvarda çalıştığını duydum, laboratuvarda üretim yapılmadığından üretim sırları yoktur, analiz yapılmaktadır, ancak müşteri çevresini satış ekibi bilir, davalı da bilirdi, benim bilgim görgüm bundan ibarettir” beyan etmiştir.
Haksız rekabete ilişkin sözleşme maddesi yer ve süre açısından işçiye (davalıya) sınırlama içermektedir. Fakat 6098 sayılı TBK’nın 445/2. maddesi, aşırı nitelikteki rekabet yasağının bütün durum ve koşullar serbestçe değerlendirilmek ve özellikle işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edim de hakkaniyete uygun bir biçimde göz önünde tutulmak suretiyle kapsamı ve süresinin hakim tarafından sınırlandırılabileceğini öngörmektedir. Davacı ile davalı arasında düzenlenen iş —- analist olarak çalışan personel, kendi isteği ile işbu sözleşmeyi fesih ederse veya kusuru nedeniyle iş akdinin fesih olmasına sebep olursa, fesih tarihinden itibaren—- süreyle—– yetki almış özel gıda kontrol laboratuvarlarında çalışamaz, ortak olamaz, kendi adına işletemez. Aksi halde iş yerinin kendisine ödediği———- görüleceği üzere davacı yanın iş geliştirme uzmanı olduğunu, bu durumun tanık beyanları ile de desteklendiği rekabet yasağına konu sözleşme belirtilen iş tanımın davalının davacı bünyesinde fiili olarak çalıştığı iş ile konu bakımından uyumlu olmadığı anlaşılmakla davacının çalıştığı iş kolunun sınırlı olduğu tanık beyanlarında da belirtildiği üzere işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimdeki sözleşmelerin geçersiz olduğu da gözetildiğinde davacı ile davalı arasında imzalan sözleşmenin haksız rekabete yönelik hükümlerinin geçersiz olduğu ayrıca davacı taraf davalının iş sözleşmesi kapsamında ihlal ettiğini öne sürülen fiillerinin neler olduğu tam anlamıyla somutlaştıramadığı salt davacı ile aynı faaliyet alanında bulunan bir iş yerine girilmesi haksız rekabette bulunulduğunu kabul etmeye imkan verecek nitelikte görülmemiştir. Davalı tarafın davacıya ait müşteri çevresi, üretim sırları ve davacının yaptığı işlere ilişkin bilgilerin davalı tarafından yeni girdiği işte kullanıldığı ve davacının önemli bir zararına sebebiyet verdiğini tanık beyanları doğrultusunda da ispat edemediği tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- Karar harcı 80,70 TL den başlangıçta peşin olarak yatırılan 1.976,90 TL peşin harçtan ve 1.420,00 TL tamamlama harcından mahsubu ile artan 3.316,2‬0 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yatırılan 91,00 TL yargılama giderinin davacı tarafından tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 18.364,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin HMK 331. Maddesi uyarınca davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin e duruşma vasıtası ile yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —-Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/10/2022