Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/287 E. 2021/776 K. 08.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/287 Esas
KARAR NO : 2021/776

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 07/05/2021
KARAR TARİHİ : 08/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Malikin müvekkilleri—– şirkete kiraya verildiğini bu şirketin 31/12/2015 tarihinde taşınmazın tahliye edildiğini şirket ile yapılan —– kiralananı kısmen veya tamamen– — temlik edilemez koşulu bulunduğunu kiracının tahliyesinden sonra konutta yapılan tadilat esnasında — görünme imkanı olmayan — tarafından öğrenildiğini bu durum karşısında müvekkillerinin 10/08/2016 tarihinde durumu davalı şirket yetkililerinden —– bildirimde bulunulmadığını, müvekkillerinin 15/08/2016 tarihinde davalı şirkete ihtarname keşide edildiğini, tüm görüşmelerinden sonuç alınamayınca — sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, — sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını tüm bu nedenlerle itirazın iptaline takibin devamına davalı borçlu aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkememizin görevli olmadığını, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, davacıların dava dışı ———- davacıların dışına dava dışı—- ismininde kiralayan olarka yer aldığını, müvekkil işrket tarafından davaya konu taşınmaz davacıların—- kira sözleşmesi kapsamında ve bu — bedeli ödenerek kullanıldığını, müvekkil şirketin davaya konu taşınmazı hukuken geçerli kira sözleşmesi kapsamında kullanılmış olduğundan haksız bir kullanımı ya da sebepsiz zenginleşmesi bulunmadığını, müvekkilinin kiracı konumunda olduğunu, davacı tarafından müvekkil şirket aleyhine başlatılan— sayılı dosyası neticesinde müvekkil şirket tarafından—– edilerek imzalanan kira sözleşmesinin feshedildiği bildirilmek durumunda kalındığını, davaya konu alacağın yargılamayı gerektirdiğinden ortada likit bir alacak bulunmadığından davacının icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebi hukuka aykırı olduğunu tüm bu nedenlerle mahkememizin görevli olmadığını, görev itirazları kapsamında davanın görevsizlik nedeni ile reddine, talep halinde dosyanın — mahkemesine gönderilmesine, Zamanaşımı itirazımız kapsamında davacının zamanaşımına uğrayan taleplerinin reddine, Davacıların iddia ve taleplerinin muhatabı——— itirazımız kapsamında davanın pasif husumet yokluğundan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:: Dava hukuki niteliği itibariyle, İtirazın İptali davasıdır
Eldeki dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği —– açılmıştır. Burada öncelikli — Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda — bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Diğer taraftan, 6102 sayılı TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde — davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı— —göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından re’sen incelenir. Bu durumda eldeki davanın —– Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur.Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur.
TTK’nın 16/(2) maddesindeki ——” düzenlemesi karşısında, davalının tacir olarak kabulü mümkün değildir.
Yukarıda açıklandığı üzere, davalı —— taşımadığından, dava konusu da kanunda özel olarak düzenlenen hallere girmediğinden, 6102 sayılı TTK’nın 4/1 maddesi hükmünce, davayı ticari dava saymak ve Asliye Ticaret Mahkemesini görevli kabul etmek mümkün değildir. Görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan mahkemece davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekmektedir. ——-
6100 sayılı HMK’nın 1/(1) maddesinde “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” hükmü düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 114/(1)-c maddesine göre, görev hususu dava şartlarından olup, aynı kanunun, 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılması ve gözetilmesi gerekmektedir.
———– cevabında , davacıların — ticari işletme kaydının bulunmadığı bildirilmiştir. —– olduğu —– olmadığı bildirilmiştir.
Gelen yazı cevaplarından davalı tarafın tacir sıfatının olmadığı görüldüğünden davanın—— görülmesi anlaşılmıştır. ( , ——-.—Kararı)
Yukarıda açıklanan, HMK’nın 1/(1) maddesindeki düzenleme uyarınca, göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olup taraflarca görev hususu ileri sürülmese dahi mahkemece re’sen görev hususunun gözetilerek tarafların doğrudan kira sözleşmesinin tarafı olmadığı da gözetilerek genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu kanaati ile görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın GÖREVSİZLİK NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-) Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili——- MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-)Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine,
4-)Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tebliği ile İHTARINA,
5-)Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair; davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.