Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/256 Esas
KARAR NO : 2023/161
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/01/2021
KARAR TARİHİ : 16/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirkete ait —- plaka sayılı —- model aracın 01/04/2020 tarihinde yaşadığı arıza nedeniyle serviste temir edildiğini, bu tamir işlemi sonucunda 02/04/2020 tarihli —— numaralı 20.646,00-TL bedelli faturanın düzenlendiğini ve aracın tamir edildiğini beyan ederek araç malikine aracın teslim edildiğini, daha sonra aracın yeniden arızalandığını ve —–şubesi olan—– şubesi olan —— servisine çekildiğini, aracın arızası hakkında taraflarına bilgi verilmediğini, arıza ile ilgili başka bir—— araç servisinden bilgi aldıklarını, alınan bilgiye göre arızanın giderilmesi için parça değişimleri ve tekrar yüklü bir maliyet yapılması gerektiği bildirildiğini, davalı şirket ile yapılan görüşmede ise bu arızanın garanti kapsamında olmayacağı taraflarına bildirildiği, müvekkilinin daha sonra aracı dava dışı —– çekildiğini ve firma tarafından yapılan tamirat sonucunda davacının 38.885,40-TL daha ödemesi gerektiğini, davalıdan bu borcun ödenmesi talep edildiği ise de ödenmediğini, bunun üzerine de davalı aleyhine—-. İcra Müdürlüğü’nün—- Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafından icra takibine süresi içerisinde itiraz edildiği ve icra takibinin durduğunu, bu nedenle borçlunun icra dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin tüm ferileri ile birlikte devamına, takip borçlusunun İİK 67/2 maddesi uyarınca alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ve yasal vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu ayıbın süresi içerisinde ihbar edilmediğini, mahkeme yetkisine itiraz ettiklerini, davacı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davada iddia edildiği gibi müvekkili şirketin servis kusurunun bulunmadığını, teknik olarak söz konusu motorun standartların üzerinde olan yüksek performansından kaynaklı, üçüncü silindire ait yakıt enjektörünün aşırı basınç ve sıcaklık neticesinde sabitleme cıvatasının kırılması ile akabinde enjektörün yerinden çıkarak yakıt kaçağı oluşturması ve yine yüksek performans nedeni ile motorun aşırı ısınmasından dolayı sızdırmazlık contalarının dayanıklılığını yitirmesine neden olduğunun ortada olduğunu, gerekli onayların sağlanması ile ——- motor üretici el kitabına göre sökülüp özelliğini yitirmiş keçe, conta gibi organların orijinal parçalar ile yenilenmesi sağlanarak yağ kaçağı sorununun giderildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle —–. İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, —–. Esas Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buluduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememizce aldırılan 19/04/2022 tarihli bilirkişi raporu ile dava konusu —– plaka sayılı araçta yapılan tamir işlemlerinde davalı —— yetkili servisinin herhangi bir ayıplı hizmeti bulunmadığı (kusurunun olmadığı), dava konusu aracın motorunda orijinal olmayan chip
tuningli yazılım nedeniyle motorun kullanıcı kaynaklı olarak aşırı
zorlanmasına sebebiyet verildiği için arızalandığı ve 16.03.2020 tarihli ilk
arızasından sonra tamir edilmesine rağmen aracın bu şekilde 22,493 km kullanılmaya devam
edilmesi sebebiyle 06.08.2020 tarihinde tekrar aynı tip arızanın oluştuğu görüş
ve kanaatine varılmıştır. Mahkememizce değişik iş dosyası ve bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi tarafların itiraz ve beyanları da dikkate alınarak dosyanın üç makine mühendisinden oluşan bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 27/08/2022 tarihli rapor ile dava konusu araçta yakıt sisteminin dışında aracın motorunun zorlanarak çalıştırılmasından dolayı motorun zarar gördüğü, motorda yağ kaçaklarının olduğu, 16.03.2020 tarihinde davalının servisinde motor yağ kaçaklarına yönelik olarak yapılan onarım işlemlerinin (conta, keçe, civata değişimi ve motor demontaj/montaj) yerinde, gerekli ve doğru olduğu, davalının servisinde motor yağ kaçaklarına yönelik olarak yapılan tamiratlar sonucu, motordaki yağ kaçağı probleminin kalıcı olarak çözüldüğü, ikinci arızada motor yağ kaçaklarına yönelik ikinci bir işlemin yapılmamış olduğu, dava konusu aracın ilk servis onarımından 5 ay ve 22.493 km seyir mesafesi sonrası, ilk servis tamirat işlemi ile revize edilen yakıt sisteminin içerisinde kalan metal parçacıklarından dolayı yakıt sisteminin ikinci defa arızalanması, davalının servisinde 16.03.2020 tarihinde yapılan onarımın eksik, yetersiz ve ayıplı olduğunu gösterdiği, serviste yapılan ilk onarımda yakıt sistemi içerisinde hasarlanan parçalardan dolayı metal parçacıkların kaldığı, sistemin yapılan revizyon işlemi ile tam olarak temizlenmediği, sistem içerisinde bulunan metal parçacıklardan bir kısmının kullanıma bağlı olarak 22.493 km kullanım mesafesinden sonra, miktarına ve etkilediği parçanın hassasiyetine bağlı olarak enjektörlere ve yakıt sisteminin diğer kısımlarına zarar vermesi sonucu yakıt sisteminin ikinci defa tekrar arızlandığı, davalının servisinde 16.03.2020 tarihinde yapılan tamirat işlemlerinin tamamının ayıplı olmadığı, ayıplı olan tamiratların yakıt sisteminin onarımına yönelik olarak yapılan tamirat işlemleri olduğu, davalının servisinde motor yağ kaçaklarına yönelik olarak yapılan tamirat işlemleri yerinde, gerekli ve ayıpsız olduğu, davalı, araç ilk servise geldiğinde, yakıt sisteminde 4.380,51 TL’ye revizyon işlemi yapmak yerine, 38.885,40 TL’ye parça değişimi işlemi yapmış olsaydı dava konusu yakıt sistemi hasarının giderilebilecekken revizyon işlemi yapılarak sorunun kalıcı olarak çözülemediği, davacının aracını ilk servise götürdüğünde yağlama sistemi için vermiş olduğu 16.265,49 TL’nin yağ sisteminin onarımı için gerekli olduğu, aracını ikinci kere servise götürdüğünde yakıt sistemi onarımı için vermiş olduğu 38.885,41 TL’nin yakıt sistemi onarımı için gerekli olduğu, davacının aracında yağ ve yakıt sistemi için gerekli olan onarım bedelinin 16.265,49 TL + 38.885,40 TL= 55.150,89 TL olduğu, davacının ödemiş olduğu onarım bedelinin ise toplamda 59.531.40 TL olduğu, bu durumda davacının kısmen ayıplı hizmet nedeni ile fazladan 59.531,40 TL – 55.150,40 TL = 4.380,51 TL ödemiş olduğu, davacının, kısmen ayıplı servis hizmeti sonucu yakıt sistemine yönelik davalıya ödediği KDV dahil 4.380,51 TL’yi davalıdan talep edebileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.Taraf vekillerinin itirazı doğrultusunda ek rapor düzenlenmek üzere dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 17/11/2022 tarihli ek bilirkişi raporu ile kök raporda ”Dava konusu aracın aynı yakıt sistemi ile ilgili ikinci defa (17.09.2020 tarihinde) arızalanmasında, zorlanmaya bağlı olarak bir anda kırılan enjektör bağlantı parçası gibi bir arıza yoktur. İkinci arızada davalının cevap dilekçesinde fotoğrafını verdiği gibi yakıt pompasının içerisinde bulunan metal parçacıklarının enjektör ve yakıt sisteminin diğer kısımların ulaşması sonucu sistemi kullanılamaz hale getirmesi ile sonuçlanan türden bir arıza vardır. Dava konusu aracın ilk servis onarımından 5 ay ve 22.493 km seyir mesafesi sonrası, ilk servis tamirat işlemi ile revize edilen yakıt sisteminin içerisinde kalan metal parçacıklarından dolayı yakıt sisteminin ikinci defa arızalanması, davalının servisinde 16.03.2020 tarihinde yapılan onarımın eksik, yetersiz ve ayıplı olduğunu göstermektedir. Serviste yapılan ilk onarımda yakıt sistemi içerisinde hasarlanan parçalardan dolayı metal parçacıkların kaldığı, sistemin yapılan revizyon işlemi ile tam olarak temizlenmediği, sistem içerisinde bulunan metal parçacıklardan bir kısmının kullanıma bağlı olarak 22.493 km kullanım mesafesinden sonra, miktarına ve etkilediği parçanın hassasiyetine bağlı olarak enjektörlere ve yakıt sisteminin diğer kısımlarına zarar vermesi sonucu yakıt sisteminin ikinci defa tekrar arızlandığı görüş ve kanaatine varılmıştır. ” tespiti yapıldığı, davacının, kısmen ayıplı servis hizmeti sonucu yakıt sistemine yönelik davalıya ödediği KDV dahil 4.380,51 TL’yi davalıdan talep edebileceği, 16.03.2020 tarihinde davalının servisinde motor yağ kaçaklarına yönelik olarak yapılan onarım işlemlerinin (conta, keçe, civata değişimi ve motor demontaj/montaj) yerinde, gerekli ve doğru olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştirMahkememizce değişik iş dosyası ve bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi tarafların itiraz ve beyanları da dikkate alınarak dosyanın üç makine mühendisinden oluşan bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 27/08/2022 tarihli rapor ile 17/11/2022 tarihli ek bilirkişi raporu ile kısmen ayıplı servis hizmetinin yapıldığının sabit olduğundan bu kısım yönünden davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekildi hüküm kurulmuştur.İtirazın iptali davasında borçlunun icra inkâr tazminatına mahkûm edilebilmesi için, alacaklının ilâmsız icra takibi başlatması, borçlunun ödeme emrine itiraz etmiş olması, itirazın iptali davasının süresi içinde açılmış olması, alacaklının talepte bulunması ve borçlunun itirazının haksız- lığına karar verilmesi gerekir.Davanın kabulü kararı, her zaman borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi anlamına gelmez. Bazı hallerde borçlunun davayı kaybetmesine rağmen, borçlu ödeme emrine itiraz etmekte haklı görülebilir. Eğer alacak likit değilse, borçlu itiraz etmekte haklıdır ve itirazın iptali davasını kaybetse dahi inkâr tazminatına mahkûm edilemez.
Genel bir kavram olarak “likit alacak”, tutarı belli, muayyen, bilinebilir, hesaplanabilir alacak anlamındadır. Eğer borçlu, ödeme emri ile kendisinden istenilen alacak bakımından borçlu olduğunu bilmekte veya bilmek durumunda ise ve buna rağmen itiraz ederse, itirazında haksızdır.
Borçlu, alacaklının icra takibinde talep ettiği alacağı veya alacağın bütün unsurlarını bilmekte veya bilmek (kolayca hesap edebilmek) durumunda ise ve alacağın miktarının belirlenmesi için tarafların ayrıca mutabakata varmasına (anlaşmasına) veya mahkemenin tayin edeceği bilirkişi eliyle bir değerlendirme yapılmasına ihtiyaç yoksa, alacak likittir.Ancak uyuşmazlık araç tamirine ilişkin alacak nedeniyle yapılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkin olup, alacağın varlığı ve miktarı yargılama sonucu toplanan deliller ile bilirkişi incelemesi ile tespit edilebildiğinden davaya konu edilen alacağın likit kabul edilemeyeceği de kuşkusuz olmakla davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. —— nolu ilamları )
HÜ K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
2-Davalının —–İcra Müdürlüğünün—–. Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile, takibin 4.380,50 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden, şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine,
4-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 299,23 TL’nin dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 469,64 TL’den karşılanarak bakiye 170,41 TL harcın davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 469,64 TL peşin harç olmak üzere toplam 528,94 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 5.400,00 TL bilirkişi ücreti, 131,60 TL posta gideri olmak üzere toplam 5.531,60 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %11,27 oranında olmak üzere 623,41 TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 4.380,50 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
10-Kararın kesinleşmesi kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,Dair davacı vekilinin (e-duruşma) ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —- Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.