Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/251 E. 2021/1009 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/251 Esas
KARAR NO: 2021/1009
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 20/04/2021
KARAR TARİHİ: 21/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı/borçlunun —- adresinde işyeri bulunduğu, —–olmadan —– kesilen elektriği açarak —-seri nolu sayaç üzerinde kaçak elektrik tükettiği, —- tesisatta kesik olan elektriği açarak elektrik tükettiği —kaçak elektrik tespit tutanağı tutulduğu, —tesisatta kesik olan elektriği açarak elektrik tükettiği — seri nolu kaçak elektrik tespit tutanağı tutulduğu,—-tarihinde —- elektrik tespit tutanağı tutulduğu,—-nolu tesisatta kesik olan elektriği açarak elektrik tükettiği—tarihinde — seri nolu kaçak elektrik tespit tutanağı tutulduğunu, kaçak elektrik tutarının ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacı ile ——Sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, davalı borçlunun takiplere itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmelerinin de sonuçsuz kaldığını beyanla, davanın kabulü ile itirazı iptaline ve takibin devamına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı yan kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davacı yanın dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle,—— Sayılı sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu,——- Sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buludğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda ,” Dosyada yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde, davalının —tesisat nolu hattın bulunduğu,—- işyeri bulunduğu, ——-perakende satış sözleşmesi olmadan mührü fek ederek kesilen elektriği açarak —-nolu tesisatta kesik olan elektriği açarak elektrik tükettiği— nolu tesisatta kesik olan elektriği açarak elektrik tükettiği — seri nolu kaçak elektrik tespit tutanağı tutulduğu, Davalı hakkında——– sayılı dosyaları ile icra takibi başlatıldığı,—- maddeleri doğrultusunda şüphelinin kurumun iznini almadan, idareye kaydı olmayan elektrik sayacından kaçak elektrik kullanıldığı kanaatine varıldığı, Dosyada bulunan belge/bilgi/bulgu ışığında elektrik sayacından kaçak elektrik enerjisi tüketildiği için—-maddeleri doğrultusunda kaçak elektrik tüketim tahakkuk hesaplaması yapıldığı, Davacı tarafın, idareye kaydı olmayan elektrik sayacından kaçak elektrik enerjisi kullandığı ve —- elektrik enerjisi tükettiği kanaatine varıldığı, kaçak elektrik kullanımı – kaçak elektrik tüketim tespit tutanağının aksi kanıtlanmadıkça geçerli kabul edileceği, Davacı tarafın, dilekçesinde belirttiği gibi ——- elektrik tespit tutanağında ifade edilen bilgiler doğrultusunda yapılan kaçak tahakkuk hesaplamasında, dava tarihine kadar—- alacaklı olduğu ve dava takip tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceği,—- göre dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak —-hakkında alınan karara göre uygun olduğu” şeklinde rapor sunulmuştur.
Davacı personelleri tarafından—- Tarihlerinde kaçak elektrik tutanağı tanzim edilmiştir. Buna göre davalının ——– sayılı tesisattan abonesiz kaçak elektrik kullandığı sabit görülmüştür. Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı tarafından —– numarasına ait kaçak elektrik kullanımı sebebi ile tahahhuk ettirilen elektrik faturasının ödenmediği, bilirkişi raporu ile de davalının kaçak elektrik kullandığı görülmüştür. Bilirkişi tarafından yapılan teknik inceleme ve hesaplama dosya içeriğine ve hadiseye uygun bulunduğundan mahkememizce de hükme esas kabul edilmiştir. Bu nedenle davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
İİK. nın 66.maddesi gereğince, genel haciz yoluyla takipte süresi içinde yapılan itiraz takibi durdurur. Alacaklının, itiraz üzerine duran takibe devam edebilmesi için, İİK. nın 67. maddesine göre genel mahkemeden alacağı itirazın iptali ilamı ya da İİK.nın 68.maddesi uyarınca icra mahkemesince verilmiş bir itirazın kaldırılması kararı sunmak zorundadır. Bunların dışında, borçlunun icra dairesine gelerek açıkça itirazından feragat etmesi(vazgeçmesi) halinde de takibe devam edebileceği tabiidir. —– davalı borçlu tarafından süresi içerisinde usulüne uygun olarak borca itiraz edildiği, bu durumun icra dairesinin de kabulünde olduğu ancak icra dairesince sehven durdurma kararı yazılmadığı anlaşılmış olup süresi içinde yapılan itiraz takibi durdurduğundan — yönünden de itirazın iptaline karar vermek gerkmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ İLE,
1-Davalı-borçlunun —–Sayılı takip takip dosyasına yapmış olduğu itirazının ayrı ayrı iptali ile takiplerin aynen devamına,
2-Karar harcı 1.133,55 -TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 209,37-TL harcın mahsubu ile bakiye 924,18-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30TL başvurma harcı, 209,37 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 268,67 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
4-Davacı tarafından yapılan 155,00 -TL tebligat ve müzekkere gideri, 700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 855,00-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde———- Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/12/2021