Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/245 E. 2022/609 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/245 Esas
KARAR NO : 2022/609

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2021
KARAR TARİHİ : 27/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilleri ile davalı arasında mal alım satımı yapıldığını, davalı ile müvekkilleri aralarındaki ticari alım satımdan kaynaklı borcuna mahsuben bir kısım ileri vadeli çek verildiğini, —– alacağına dayalı bakiyesi ise müvekkillerinin tüm taleplerine rağmen ödenmediğini, borcun ödenmemesi üzerine icra takibine geçildiğini, davalı borçlu aleyhine devam eden icra takibine itiraz edildiğini ve takibin durmasına sebebiyet verdiğini,—– görüşmelerinden de bir sonuç alınamadığını beyanla; davanın kabulü ile itirazı iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça icra takibine konu edilen olacak alım satımından kaynaklı mal bedeline ilişkin alacak olmadığını, takibe konu — tarihli vade farkı faturalarından kaynaklandığını, iş bu faturalar —- olup davacı— üzerinden gönderildiğini, cari hesaba konu tüm çeklerin bedeli tam ve eksiksiz olarak ödendiğini, vade farkına ilişkin taraflarca bir anlaşma yapılmış ya da mutabakata varılmadığını ayrıca vade farkı alacağına ilişkin müvekkilleri şirket temerrüde de düşürülmediğini, bu sebeple vade farkı faturasını kabulü mümkün olmadığını beyanla, davanın reddini, davacı yan aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ——— sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış—- hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu,——— esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buludğu, ödeme emrinin borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği; borçlu tarafından —- tarihli itiraz dilekçesinde Borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda ,”davalı yanın ——– yılına—— incelemeye tabi tutulduğunu, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğunu, Davalının Ticari defterlerine göre, davalının davacı———- cari hesap borçlu olduğunun tespit edildiğini, Davacının —– yasal defterlerinin kapanış maddesinde de iş bu ——tespit tutarının devir olarak sonraki yıla intikal ettiği, davacının talebindeki ——— tutarın davacının yasal şartlara haiz defterlerinde mevcut olduğunun tespit edildiği, Davalı tarafından cevap dilekçesi ekinde davacı tarafa düzenlenmiş olduğu —— İadesi açıklamalı —- tutarlı faturayı ibraz etmiş olduğu, iş bu faturanın davacı tarafından davalı adına düzenlenen— vade farkı faturası açıklamalı—- faturalara istinaden düzenlenmiş olup, bu faturaların davalı kayıtlarında mevcut olduğu, davalının davacı yana takip tarihi (—– cari hesap borçlu olduğu, davalının takip tarihinden sonra düzenlemiş olduğu ———– tutarlı” faturanın kabul edilip edilmeyeceği ile ilgili son kararın mahkemeye ait olduğu, tarafların celp edilen — formlarının tetkikinde; Davacı yanın —–; Davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen ——-faturanın davacı tarafından —- bildirimde bulunulduğu, Davalı yanın — İncelenmesinde; Davalı yanın ——yapılan tespitlerde, davalı yanın— formunda; Davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen —- davalı tarafından — bildirimde bulunulduğu,— davalının —-formlarının bir biriyle uyumlu olduğunun tespit edildiği, sonuç olarak; Davalının incelenen ticari defterlerinde davacı yana — cari hesap borclu olduğu; ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Bilirkişi tarafından verilen ek raporda özetle; ” Huzurdaki davada çekişmenin, davacı tarafından düzenlenen toplam — tutarlı 2 adet faturadan kaynaklandığı———— açıklamalı —–, tutarlı faturalar olduğu, Mali yönden yapılan incelemelerde; Davacının davalıdan takip tarihi olan —- tarihi itibariyle — alacaklı olduğu, tarafların TTK. ve Yargıtay İçtihadi birleştirme kararları ve buna benzer diğer taleplerinin Mahkemenin takdir ve kanaatlerinde olacağı” şeklinde rapor sunulmuştur.
Davacı şirketin faaliyet adresinin —- olması nedeni ile ——– Asliye Ticaret Mahkemesinden talimat yolu ile Davacı yanın defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Talimat Mahkemesince alınan raporda özetle; ” Davacı yanın ——defterlerin incelemeye tabi tutulduğunu, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğunu, Davalının Ticari defterlerine göre, Davacı tarafticari defterlerinde, davalı tarafın —— hesapta işlem gördüğü, konusu —deftere göre taraflar arasında ticari ilişkinin —–, İcra Takip Tarihi olari —- itibariyle borç bakiyesi de —–. olup; takip talebinde yazılı tutar ile aynı olduğu, Davalıya ait —- — —- defter bakiyesinin, İcra Takip tarihi olan — tarihi itibariyle borç bakiyesinim — olduğu, davalıya ait — tutarındaki borç bakiyesinin, İcra Takip talebindeki borç tutarı ile uyumlu olduğunun tespit edildiği, nihâi takdirin Mahkemenin takdirinde bulunduğu” şeklinde rapor sunulmuştur.
Talimat Mahkemesinden alınan ek raporda özetle; Türk Ticaret Kanunun 21.nci maddesine göre, davacı tarafından davalıya düzenlenen faturalara, yasal süresi içinde itiraz edilmemiş ve davalının da yasal defterlerine kaydedildiği, Davacı tarafından davalı adına düzenlenen ve içeriği vade farkı olan 2 adet faturanın, kendisi de tacir olan davalı tarafça yasal süresi içinde itiraz edilmeden ticari defterlerine kaydedilmiş olmasının, vade farkı alacağının varlığına dayanak teşkil ettiği yönündeki kanaatinde bulunduğu, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında vade farkı kesilmesi hususunda bir teamül oluşup oluşmadığı, yönündeki görevlendirme yönünden; tarafların tacir olması ve açıkça vade farkı olarak düzenlenmiş faturalara itiraz edilmemiş olması dolayısıyla nihai takdiri Mahkemeye ait olmak üzere teamül yönünden bir değerlendirmen yapılması konunun uzmanlık alanına girmemesi nedeniyle mümkün olmadığı, Mahkeme teamül yönünden bir değerlendirmeyi gerekli görüyorsa, ——-uzman olan kişilerden değerlendirme yapılabileceği ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Talimat mahkemesince alınan—-tarihli bilirkişi raporunda davacının ticari defterlerine göre davalıdan —- alacaklı olduğu, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda da davalının kendi ticari defterlerine göre davacıya—- borçlu olduğu, davacı tarafından davalıya—- bedelli vade farkı faturalarının keslidği, vade farkı faturalarının her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, tarafların —- formlarının da birbiriyle uyumlu olduğu görülmüştür. Her ne kadar davalı taraf vade farkı faturaları içir iade faturası kestiklerini beyan etmiş ise de vade farkı faturalarının —— olduğu, davalının 8 günlük itiraz süresi içinde faturaya itiraz etmediği anlaşıldığından davalının vade farkı anlaşması olmadığı yönündeki itirazlarına itibar edilmeyerek usul ve yasaya uygun bilirkişi raporları doğrultusunda davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının —– Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin aynen devamına,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 3.904,14 -TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 690,27-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.213,87-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 690,27 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 749,57 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 416,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.616,00-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —— esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile ——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.