Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/222 E. 2023/375 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/222 Esas
KARAR NO: 2023/375
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 07/04/2021
KARAR TARİHİ: 01/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, birçok —- markalara —– kendi —– ve kiralık araçları ile taşıma hizmeti sunduğunu, taşıma hizmeti kapsamında davalı ile —- Noterliğinin 26.04.2019 tarih ve —– Yevmiye numaralı —— Sözleşmesi tanzim edildiğini, davalı yanın —– plakalı aracı ile müvekkil şirketin taşıma hizmeti vermiş olduğu firmada çalıştığını, çalışmasının karşılığı olan hakediş ödemeleri yapıldığını, ancak davalının çalışması boyunca aracına ilişkin müvekkil şirket tarafından karşılanan akaryakıt bedelleri, tamir bakım bedeli ve de taşımış olduğu ürünlerin hasarlarına ilişkin hasar yansıtma bedeli davalı yana fatura edilerek cari kayıtlara işlendiğini, Müvekkilinin hizmet verdiği —– şirketinin davalı tarafından ürünlerin taşınması sırasında oluşan hasara ilişkin olarak —– şirketinin müvekkil şirkete düzenlendiğini, hasarlı ürünlere ilişkin faturaya istinaden davalı yana fatura düzenlendiğini, dolayısıyla doğmuş olan alacağa istinaden müvekkil şirket tarafından —– sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, davalının itiraz ettiğini, bunun üzerine takibin durdurulduğunu, itirazın iptalini ile takibin devamına ve davalının icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı taraf, davaya herhangi bir cevap vermemiş, HMK 128. madde hükmü uyarınca davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava hukuki niteliği itibariyle,—– sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.Celp ve tetkik edilen —– sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 16/09/2019 havale tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, takibin borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 17/10/2019 tarihinde borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Uyuşmazlık konusu ile ilgili olarak bilirkişiler —– ve —–19/10/2021 tarihli raporunda özetle; davacı defterlerine göre takip tarihi itibari ile davacının davalı taraftan 14.491,32 TL’si asıl alacaklı olduğunu, dosya kapsamında yapılan incelemeler sonucunda davaya konu takibin davacı tarafça davalı adına tanzim edilen 15.928,35 TL’lik faturadan kaynaklandığını, söz konusu faturanın kayıp ürünler ile ilgili olduğu, ancak söz konusu kayıp ürünlerin davalının kusurundan kaynaklandığını ispat edici mahiyette vesaikin dosya kapsamında bulunmadığı nazara alındığında, davacının iş bu davada takibe konu ettiği alacağını ispatlayamadığının kabulünün gerektiği, davacı tarafça talep edilen /o20 oranında İcra İnkâr ve kötü niyet tazminatının Mahkemenin takdirinde bulunduğunu beyan ve rapor etmişler, İtiraz üzerine dosyanın aynı bilirkişilere tevdii edildiği, bilirkişiler 27/03/2023 tarihli ek raporlarında; kök rapordaki görüş ve kanaatlerini değiştirecek bilgi ve belge bulunmadığı yönünde görüş bildirmişlerdir.Somut olayda dosya kapsamında yapılan incelemeler sonucunda davaya konu takibin davacı tarafça davalı adına düzenlenen faturadan kaynaklandığı, faturanın kayıp ürünlerle alakalı olduğu ancak söz konusu kayıp ürünlerin davalının kusurundan kaynaklandığını ispat edici mahiyette vesaikin dosya kapsamında bulunmadığı, davacı tarafın yemin deliline dayanmadığı dosya kapsamından davacının takibe konu ettiği alacağını ispatlayamadığının kabulünün gerektiği, usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu da hükme esas alınarak davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 247,48 TL harçtan karşılanarak bakiye 67,58 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.01/06/2023