Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/190 E. 2021/825 K. 22.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/190 Esas
KARAR NO:2021/825
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 25/03/2021
KARAR TARİHİ: 22/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı —- Adına kayıtlı—-numaralı —-tarafından sigortalandığını, —- sevk ve idaresinde bulunan sigortalı aracı ile —- üzerinde ilerilerken, — istikametinden hızlı bir şekilde geçen —– —– çarptığını, söz konusu çarpmanın etkisiyle, dava dışı ——- sevk ve idaresinde bulunan sigortalı aracın devrildiğini ve sürücüsünün yaralandığını ve hastaneye götürüldüğünü, sigortalı tarafından, kaza nedeniyle araçta oluşan hasarın, müvekkili ——- bildirildiğini ve müvekkili şirket tarafından tazminat ödemesi yapıldığını, daha sonra kusurundan mütevellit borçlu aleyhinde —–sayılı dosya üzerinden takip başlatıldığını, itiraz nedeni ile takibin durduğunu, şirket bünyesinde —– numaralı hasar dosyası oluşturulduğunu,— tarihli ve —- ekspertiz raporu hazırlandığını ekspertiz ön incelemesindte —– dahil olmak üzere —hasar tespit edildiğini, sigortalı aracın güncel bedelinin ——- olduğunun tespit edildiğini, hasar bedelinin yüksek olmasından dolayı servis yetkililerine onay verilmediğini, ekspertiz raporu da bu doğrultuda, onarımın ekonomik ve güvenli olmaması nedeniyle, ağır hasarlı-pert olarak düzenlendiğini—- plakalı araç sürücüsünün —– belirtilen kurallara uymadığını beyan ile, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, haklı ve hukuka uygun davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, , davalı borçluların %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahküm edilmesine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın oluşumu ile ilgili müvekkili şirketin herhangi bir kusuru bulunmadığını, kazanın olduğu tarihte
Müvekkili firma çalışanı— sevk ve idaresindeki —-ilerlemekte iken tali yoldan ana yola çıkan —- sevk ve idaresine bulunan — trafik kurallarına uymayarak ana yolun boş olduğunu kontrol etmeden tali yoldan ana yola süratli bir şekilde çıktığını ve müvekkil şirkete ait —–sol arka teker kısmının bitimine çarptığını, kaza esnasında da— kullanan dava dışı——kusurlu olduğunu kabul ettiğini, kazayla ilgili ——kullanan müvekkili şirket çalışanı hakkında ——–dosyası açıldığını, soruşturma dosyası ile alınan bilirkişi raporunda kusurun tamamının müştekide olduğu şüphelinin herhangi bir kusurunun bulunmadığı yönünde rapor oluşturulduğunu, söz konusu rapora istinaden müvekkili şirket çalışanı hakkında kovuşturmaya yer olmadığı yönünde karar verildiğini, tüm bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile haksız ve kötü niyetli olan davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, taraflarına davacı aleyhine açılan ve dosya numarası bilahare bildirilecek olan itirazın iptali davasının birleştirilmesini, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle,——– sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini —– sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış —– yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, —— sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından —- tarihli itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın ——-tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; Dava konusu— plaka sayılı araç sürücüsü dava dışı—- %100 (Yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davalı tarafa ait —— plaka sayılı araç sürücüsü dava dışı —- kusursuz olduğu, —sürücüsünün beyanlarında —- gelerek kavşağa girdiğinin” belirtildiği, —- de — sürücüsünün —- istikametinden gelerek kavşağa girdiğini” belirttiği de dikkate alındığında, — hitaben hazırlanan— tarihli bilirkişi raporundaki kusur değerlendirmesine taraflarınca uyulduğu ———— tarihli kaza ile ilgili kolluk görevlileri tarafından düzenlenen krokide; dava konusu — sürücüsünün taliyol konumunda ve dur levhası bulunan —– gelerek kavşağa girdiği, davalı tarafın maliki olduğu kamyonet sürücüsünün trafik işaret levhası ile belirlenmiş anayol konumundaki—-gelerek kavşağa girdiği işaretlenmiş olup; dava dilekçesinde de olayın bu noktada olduğu belirtilmiş isede; söz konusu —— kavşağında olayın meydana gelmesi durumunda da; sürücülerin kusur durumunun değişmeyeceği, bu durumda da dava konusu — plaka sayılı — sürücüsünün %100 kusurlu olduğu,—- plaka sayılı —- sürücüsünün kusursuz olduğu, —–meydana gelen kazaya ait trafik kazası tespit tutanağındaki tespitlerin, dava konusu—–plakalı araçta meydana gelen maddi hasar ile uyumlu olduğu ve hasarın durumunun kazanın oluş şekline alınan darbelere uygun olduğu, dava konusu—– plaka sayılı araçtaki toplam hasarlı parça, malzeme tutarının — olabileceği, onarılması durumunda bu tutara —işçilik bedeli de ekleneceği dikkate alındığında toplam hasar tutarının —–olabileceği kanaatine varılmış olup, aracın kaza tarihi itibariyle hesaplanan rayiç değeri de dikkate alındığında, tamirinin ekonomik olmayacağı, aracın onarılması durumunda seyir güvenliği açısından da tehlike ortamı yaratacağı, bu nedenle de aracın — kabul edilebileceği, dava konusu —-plaka sayılı aracın serbest piyasa koşullarında kaza tarihi itibariyle dava konusu kazadan önceki piyasa rayiç değerinin — hasarlı değerinin —olabileceği, dava konusu —- plaka sayılı araçta meydana gelen hasar-zarar tutarının — olabileceği hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
——- sayılı dosyası ile alınan bilirkişi raporunda özetle; Tarafların beyanı göz önünde bulundurularak olayın oluş şekli açısından herhangi bir çelişkinin bulunmadığı, kaza mahallinde yapılan keşifte görüşü engelleyen bir cismin bulunmadığı, kazanın meydana gelmesinde müşteki —– sürücüsü —– Asli Kusurlu olduğu şüpheli —–sürücüsünün ise kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığı hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
——–“bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın—- maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, —– maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı—–göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
—— birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir.
Sorumluluk sigortaları —— devamı maddelerinde düzenlenmiştir. “(1) Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, ——- motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, ——– kabul edilmektedir ——-
———– maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Bir zarar sigortası türü olan —– sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir ——
Yargı yetkisini, —göre, —-uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda—– toplanan/sunulan deliller, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; mahkememizce ve—– alınan bilirkişi raporları ile dava dışı motosiklet sürücüsünün —- ihlal ettiği va dava dışı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu her iki bilirkişi raporu ile sabit olduğu anlaşılmakla usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınmakla ve —- maddesinde düzenleme alanı bulan, halefiyet ilkesi gereğince açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Ayrıca davaya konu alacağın yargılamayı gerektirmesi ve davacı tarafın, kötüniyetli olduğunun, dosya kapsamı neticesinde ispatlamadığı görülmekle yasal şartları oluşmadığından davalı lehine kötüniyet tazminatı hükmedilmemiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Şartları oluşmadığından davalı lehine kötüniyet tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 3.575,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7- Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile ——–bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —- Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/10/20