Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/187 E. 2022/654 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/187
KARAR NO:2022/654

DAVA :Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
DAVA TARİHİ:24/03/2021
KARAR TARİHİ:05/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, —sermayeli davalı şirketin — pay sahibi olduğu–, şirket sermayesinin—sahip ortaklarından —sahip diğer ortaklarla bir olarak, şirket yönetimini teslim ettiği, kendisini yüksek ücretle yönetici olarak seçtirdiği, davalı şirketin –ortağı olduğu ve yönetim kurlunu kendilerinin oluşturduğu bağlı şirket— ve kendisinin gizli ortak olarak —hısmına kurdurduğu — hukuki ve ticari ilere girerek davalı şirket ve pay sahibi olarak müvekkilini zarara uğratacak işlemler yaptığı kuşkusu uyandırdığı, müvekkillinin davalı şirketten talep ettiği bilgilerinin kendisinden özenle saklandığı, davalı şirketin, dava dışı — oranında payına sahip —ortağı olduğunu, faaliyet raporlarında ve finansal tablolarda TTK 517 ve 518 maddelerindeki açık hükümleri dikkate almadığını, —Standartlarına göre hazırlanması zorunlu olan —finansal tabloların hazırlanmadığını, davalı firmanın— faaliyet yılına ilişkin genel kurulunun — tarihinde icra edildiği, müvekkilinin sorularına, davalı şirket yönetim kurulu tarafından — gün süre istenildiği, oylama cihetine gidilerek müvekkilinin özel denetim talebi genel kurulda sadace— oy farkıyla reddedildiği, Davalı şirket yönetim kurulu tarafından — tarihinde teslim edilen — sayfalık cevap belgesinde harcamaların ayrıntıları açıklamak yerine tutarların genel giderler içindeki yüzdeleri ifade edilerek cevaptan kaçınıldığını, müvekkili tarafından özel denetim talep edilen konu ve olayların; 1—- giderlerinin mahiyeti ile — ortak olarak bağlı iştiraki olan —bu kapsamda hizmet alınıp alınmadığı, sözleşme olup olmadığı, 2-Bilgi işlem giderlerinin (düzeltme ile ihracat hizmetinin) kimlerden alındığı, şirkette bilgi işlem çalışanının olup olmadığı, olması halinde bu kişi ve kişilerin yıllık toplam maliyeti 3- — giderlerin mahiyeti, kimlerden satın alındığı, alınan kişi ya da kurum bazında yıllık bedelleri — yurtiçi ve yurt dışı seyahat giderleri ile ilgili olarak şirketin yazılı yönetmelik, talimat—vb döküman var ise bu döküman örneği ve uygulamanın genel esasları hususlarında olduğu, yukarıdaki konuların açığa kavuşması ve müvekkilinin bilgi sahibi olmasının ancak “— ” ile mümkün olacağından bahisle davalı şirkete—vasıtasıyla incelenmesi talebinin kabulü ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının bir takım iddialarının —isteği konularını kapsamadığını, müvekkili şirket tarafından — programının kullandığı, –hesabı toplu olarak tutulduğu, müşteri ve satıcımın detaylarını vermediği şirkete ait özel ticari sır niteliğinde olduğundan bu tür bilgi paylaşımının yapılamadığı, finansal tabloların— ile tam tasdik kapsamında— tarafından denetlendiğini, mahkemenin talep etmesi halinde sunulması hususunda haklarını saklı tuttukları, bilgi alma ve inceleme hakkı ile ilgili olarak davacı tarafından — Sayılı dosyası tahtında devem etmekte olduğu ve bekletici mesele yapılmasını, davacının talebinin haksız ve yersiz olduğunu, —atanmasını gerektirecek bir durum olmadığını ve —-atanmasını gerektiren koşullar oluşmadığından davanın reddine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce; —–kuruluşundan itibaren tüm ticaret sicil kayıt örnekleri ile— tarihinde yapılan genel kurul toplantılarına ilişkin çağrı kayıtları, — cetveli ve toplantı tutanakları getirtilmiş, —- sayılı dosyası ve — üzerinden ayrı ayrı celp edilerek incelenmiş,— heyetinden hüküm kurmaya ve —-rapor alınarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Dava; davalı şirkete — istemine ilişkindir.Bilindiği üzere 6102 sayılı TTK’nın getirdiği yeniliklerden biri de azınlığa— atanmasını isteme imkanı tanımasıdır. TTK 438 ve devamı maddelerde bu hakkın nasıl kullanılacağına ilişkin kurallar konulmuş bulunmaktadır. TTK düzenlemesi dikkate alındığında her pay sahibi gündemde yer almasa bile, gerekli olması ve daha önce bilgi alma hakkının kullanılmış olması halinde— atanmasını genel kuruldan isteyebilir. Bu talep genel kurulca kabul edilirse şirket veya her hangi bir pay sahibi şirket merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesinden — atanmasını isteyebilir. Fakat bu talep şirket genel kurulu tarafından kabul edilmez ve ret edilir ise TTK 439. maddesi gereğince sermayenin — oluşturan pay sahipleri veya payların itibari değeri toplamı — olan pay sahipleri —içinde şirket merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesinden —atanmasını isteyebilir.Hemen belirtmek gerekir ki,—atanması isteğinin dinlenebilmesi için az yukarıda belirtilen hususlar yeterli olmayıp, TTK 439/2. maddesi gereğince “dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir surette ortaya koymaları” da gerekir. Başka bir anlatımla davacıların şeklen dava açma hakları bulunsa da TTK 439/2. maddesi gereğince talebin kabul edilebilmesi için şirketin kurucuları veya şirket organlarının şirketi zarara uğratmaları şart olduğu gibi, bu zarara uğratma eyleminin de zarar veren bu organların kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal etmeleri suretiyle gerçekleşmiş olması ve bu hususların ikna edici bir surette ortaya konulması gerekir. Buradaki ispat yaklaşık ispat değil, ikna edici ispattır.Somut davada davalı şirketin —- tarihinde yapılan —yılı olağan genel kurul toplantısına davacının asaleten bizzat katıldığı ve—— talebinde bulunulduğu, talebinin genel kurul tarafından davacının muhalefetiyle ve oy çokluğu ile ret edildiği anlaşılmaktadır. TTK 439. maddesi gereğince bu karar aleyhine — ay içinde dava açılabileceğinden dava süresi içinde açılmıştır.Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak incelendiğinde; davacının şirket ortağı olarak bilgi alma hakkına sahip olduğu, bu hakkın ihlali halinde hak sahibinin hangi hakları kullanabileceğine ilişkin TTK 437. madde hükmü gözetildiğinde davacının bu nedenle bilgi alma hakkının tanıması için yetkili mahkemeden talepte bulunarak bilgi alma hakkını kullanabileceği, sırf bilgi alma hakkının ihlaline dayanılarak —-atanmasının talep edilmesinin mümkün bulunmadığı kabul edilmelidir.
Diğer yandan, TTK 439/2. maddesi gereğince özel denetim talebinin kabul edilebilmesi için şirketin kurucuları veya şirket organlarının şirketi zarara uğratmaları şart olduğu gibi, bu zarara uğratma eyleminin de zarar veren bu organların kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal etmeleri suretiyle gerçekleşmiş olması ve bu hususların ikna edici bir surette ortaya konulması gerektiği, buradaki ispatın yaklaşık ispat olmayıp, ikna edici ispat olması gerektiği, tam dosya kapsamı ve —raporundaki değerlendirmeler de dikkate alındığında davacının TTK 439/2. Maddesinde vurgulanan hususu ikna edici şekilde ispatlayamadığı, hal böyle olunca davacının–atanması talebinin genel kurul tarafından ret edilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi ve belli konuların açıklığa kavuşturulması için — gerekli olması koşulunun gerçekleştiği yönünde mahkememizde bir kanaat oluşmadığı sonucuna varıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM (Yukarıda açıklanan nedenlerle):
1-)Davanın usulden REDDİNE,
2-)Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken — harcın dava açılırken alınan peşin harçtan mahsusu ile bakiye — karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen — vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-)Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı TTK’nun 440/2 maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.