Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/182 E. 2021/948 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/182 Esas
KARAR NO: 2021/948
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/03/2021
KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; Müvekkili ile davalı arasında —– imzalandığı ve müvekkil tarafından verilen hizmet karşılığında fatura kesildiğini ancak davalı taraf sözleşme hükümlerine aykırı davrandığını ve faturaları süresi içinde
ödemediğini, müvekkil—–Esas sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığın, davalı tarafça itiraz ederek takibin durdurulduğunu, dava şartı olan arabuluculuk yoluna
başvurulduğunu fakat anlaşma sağlanamadığını, borçluların itirazının kanuni dayanağının olmadığını bildirdiğinden bahisle davalı tarafından —- icra dosyasına yapılan itirazın iptali ve takibin devamı ile takip toplamı olan —– %20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava; —–dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce; mali müşavir bilirkişi marifeti ile davacının davalı şirkete gönderdiği ilk ihtarnamenin tebliğ edildiği tarih dikkate alınarak —- takip tarihine kadar işlemiş faizin hesaplanması yönünde ek rapor alınmasına gerek bırakmayacak, ayrıntılı, gerekçeli, denetime ve hüküm kurmaya elverişli nitelikte rapor alınarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Bilirkişi tarafından mahkememiz dosyasına sunulan— tarihli raporda ; davacı tarafça ibraz edilen yasal defterlerin (HMK md. 222) uyarınca davacı lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davacı yasal defter kayıtlarına göre — takip tarihi itibari ile davacı asıl alacağının —-olduğu, —- ara kararına rağmen davalı tarafın defterlerini ibraz etmediği, nazara alındığında davacının alacak kayıtları içeren ticari defterlerinin lehine delil teşkil edebileceği, Rapor içeriğinde açıklandığı üzere taraflar arasında sözleşme kapsamına göre davacının davalı taraftan aylık kullanım bedeli olarak — talep etme hakkının olduğu, Dosya kapsamına göre sözleşmenin iptaline ilişkin bir vesaikin bulunmadığı —kullanım bedelleri ile ilgili davalı taraftan —- kısmını ispatladığının kabulünün gerektiği, Davalı tarafın TBK. m 117 uyarınca rapor içeriğinde ayrıntısı verildiği üzere —-Takip tarihi itibari ile mütemerrit olduğu nazara alındığında takip tarihi öncesinde işlemiş faiz tahakkukunun mümkün olmadığı, — takip miktarı ile karşılaştırıldığında —- fazla talebin olduğu, fazlalığın işlemiş faiz talebi ile hizmetin verildiği ispat edilemeyen sayfa başı kopya hizmet bedeli talebinden kaynaklandığı, Bu itibarla takibin — üzerinden devamı ile davalının mütemerrit olduğu nazara alınmak suretiyle — takip tarihinden itibaren talep doğrultusunda davacı asıl alacağı –davacı talebi doğrultusunda —-temerrüt faizi tahakkukunun uygun olacağı, Sayfa başı kopya hizmet bedelinin davalı tarafa verildiğinin ispat edilmesi durumunda ise davacının asıl alacağının talepte ki gibi— olacağı, Davacı hesap ekstresinde yer alan ancak —- tarihinden sonra davalı adına tanzim edilen faturaların ise iş bu davanın konusu olmaması dolayısıyla iş bu davaya dayanak olan icra takibi ile ilgili hesaplamalarda dikkate alınmadığı, Davacı tarafça talep edilen %20 oranında İcra İnkar Tazminatının — takdirinde bulunduğu, Görüş ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde rapor sunulmuştur.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir eda (alacak) davasıdır. Yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Takip alacaklısı tarafından takip borçlusuna karşı açılır. Borçlu bu davaya karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirdiği itiraz sebepleri ile bağlı değildir. Borçlu cevap dilekçesinde itiraz ederken bildirmiş olup olmadığına da bakmaksızın bütün savunma sebeplerini bildirmelidir. Alacaklı bu davada alacağının varlığını 6100 sayılı HMK’ ya göre caiz olan her türlü delille ispat edebilir.
Mahkememizce —– dosyası celp edilerek, dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler incelenmiştir.
Somut olayda davalı tarafın, usulüne uygun tebligata rağmen ticari defterlerini incelenmek üzere sunmadığı, davacı tarafın ticari defterlerini incelenmek üzere sunduğu ve davacı tarafın defterlerine göre davalıdan —- alacaklı olduğu, HMK 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi —-yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.—– Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmünün düzenlediği, hüküm doğrultusunda davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi durumunda davacı yanın ticari defterlerinin lehine delil olacağı değerlendirilmiştir.
—– tarihli ilamında da açıklandığı üzere davalı, davaya dayanak faturaya ilişkin beyanname vermekle malları teslim almış sayılacaktır.—– formlarının tetkikinde davalının davacı tarafından kesilen dava konusu üç faturayı da vergi dairesine bildirmiştir. Buna göre davalının malları teslim aldığı,teslim aldığı malların da bedelini ödemekle yükümlü olduğunun kabulü gerektiğinden takibe konu fatura bedelleri olan asıl alacak üzerinden takibine devamına karar vermek gerekmiştir.
Dosya kapsamında davalıyı temerrüde düşürücü bir ihtar bulunmamaktadır. Takip öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için davalının TBK. 117 (eski TBK. 101) maddesi uyarınca temerrüt ihtarnamesi ile temerrüde düşürülmesi ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi (TBK. m. 117/2) şarttır.
Takibe kadar işlemiş faize yönelik davalı itirazının haklı olduğu değerlendirilerek takibe kadar işlemiş faiz tutarı bakımından davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle :
1-Davanın kısmen KABULÜ ile kısmen REDDİNE,
2-Davalının — dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile, takibin —- asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Kabulüne karar verilen takibe konu asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 263,02 TL’nin dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 203,72 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç ve 8,50 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 127,10 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 750,00 TL bilirkişi ücreti, 30,10 TL posta gideri olmak üzere toplam 780,10 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %86,37 oranında olmak üzere 673,77 TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 3.850,37 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 607,76 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
10-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davada haklı çıktığı %86,37 oranında olmak üzere 1.140,08 TL sinin davalıdan, 179,92 TL sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
11-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, miktar itibariyle kesin olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/12/2021