Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/18 E. 2023/626 K. 29.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/18 Esas
KARAR NO: 2023/626
DAVA: Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 11/01/2021
KARAR TARİHİ: 29/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin %10’luk ortaklık payının bedelini ödemesi akabinde davalı firmada bifiil çalışmaya başladığını, müvekkilinin üzerine düşen ortaklık payının ödemesini yapması ve davalı firmada ortak gibi çalışması nedeniyle davalı firmadaki ortaklık payının kendisine noterden devir işlemlerinin yapılarak devrini gerek firma sahibi ——— gerekse ——– eşinden istediğini, müvekkilinin ortaklık payının devir işlemlerinin yapılması isteği her iki tarafça da geçiştirilmiş ve sürekli ertelendiğini, davalı firmada 10 aya yakın çalışan müvekkilinin tüm ısrarlarına karşın firmanın %10’luk ortaklık payının devredilmemesi, taahhüt edilen aylık 10.000 TL kar ödemesinin yapılmaması üzerine ortaklık yapmaya devam etmek istemediğini ve çalışmayacağını davalı firmaya bildirdiğini, Edimini yerine getirmesine karşın davalı firmaca ortaklık payının devredilmemesi ve taahhüt edilen kar payının ödenmemesi üzerine müvekkilimiz davalı firmada çalışmayı bırakmış ve taahhüt edilen kar payları ile ortaklık payının ödemesi olan 150.000 TL’nin iade edilmesini talep ettiğini, müvekkilinin bu talebinin davalı firmaca yerine getirilmediği ve sürekli olarak oyalandığını arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, İhtiyati tedbir taleplerinin kabulüne, davalı firmaya %10 ortalık pay bedeli olarak ödenen 150.000 TL’nin ödeme tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiziyle davacı müvekkile ödenmesine, müvekkilinin çalıştığı süre boyunca taahhüt edilen aylık 10.000 TL kar payının ödeme tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiziyle davacı müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin karşı tarafa tahmiline, karar verilmesini dava ve talep etmiştir

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın iddia ettiğinin aksine ortaklık teklifi davacı … tarafından müvekkil şirkete yapıldığını, müvekkil şirket tarafından davacıya aylık 10.000 TL kar payı ödemesi yapılacağı iddiası hayatın olağan akışına aykırı olduğu kadar hayal ürünü olduğunu, davacı yanın ortak olarak basiretli iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğü bulunmaktayken davacı yan bu yükümlülüğüne aykırı davrandığını, davacı yanın iddia ettiği gibi bir erteleme ve geçiştirme eylemi olsaydı müvekkil şirketi temerrüde düşürmesi gerekeceğini, ancak davacı yan tarafından müvekkil şirkete gönderilen herhangi bir ihtarname bulunmadığını, davacı yan çalıştığını iddia ettiği süre içerisinde belirli olan mesai saatlerine uyması gerekirken gün içerisinde birkaç saati geçmeyecek şekilde şirkete uğradığını, davacı yanın müvekkil şirkete ortak olmak için ödediği 150.000 tl ortaklıktan ayrılması için şahsına ödendiğini, davacı yanın dilekçesinde bulunan hususlara bakıldığında söz konusu iddiaların somutlaştırılmadığını, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle,Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı alacak davasıdır. Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi heyeti tarafından alınan kök raporda özetle; Davacı ile davalı ——– Şti arasında arasında herhangi bir sözleşmesel ilişki bulunmadığı, Davacının davalı şirket ortaklarından %10 pay alarak davalı şirkete ortak olmak istediği anlaşıldığı, Taraflar arasındaki bu sözleşme limited şirket pay devri için uygun bir sözleşme değildir. Zira limited şirketlerde pay devri 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 595 vd. hükümlerinde düzenlendiği, Bu bağlamda geçerli bir pay devrinden bahsedebilmek için devir borcunu doğuran işlemlerin yazılı biçimde yapılması ve imzaların noterce onaylanması gerekir. Yine bu işlemi takiben esas sözleşmede aksi hüküm bulunmuyorsa genel kurul onayı gerekeceği, taraflar arasındaki yazılı sözleşme bu koşulları taşımadığı, her şeyden önce davalı limited şirket pay devir sözleşmesinin tarafları payı devreden ve payı devralandır. Limited Şirket ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olup, ortakların payları üzerinde söz sahibi olmadığı, Bir başka anlatımla bir ortağın pay devri sözleşmesinin tarafı olamaz. Huzurdaki uyuşmazlıkta davacı davalı şirkette ortak sıfatı kazanamadığı, Davacı tarafından davalı şirket hesabına 150.000 TL göndermiş olmakla birlikte bu husus taraflar arasında bir adi ortaklık kurulduğunu da göstermeyeceğe Zira davacının davalı şirket ile ayrı bir ortaklık kurma iradesi değil o şirkete ortak olma iradesi söz konusudur. Buradaki hukuki ilişki ödünç sözleşmesi olarak nitelendirilebileceği, davacının davalı limited şirketin payının %10 un kendisine devredileceği inancıyla 150.000 TL yi gönderdiği anlaşıldığı, dava dışı ortaklar limited şirketin payını devretmek konusunda dürüst davranmamış karşı tarafın bu konudaki bilgisizliği ve iyi niyetini suiistimal ettiği, Dava dışı ortak tarafından şirket hesabına havale edilen tutarın 100.000 TL sinin davacıya ödenmiş olması da dava dışı ortakların pay devri amacı gütmediğini gösterdiği, Davalı şirket vekili tarafından kalan 50.000 TL nin de elden ödendiği ileri sürülmüşse de bunu ispatlayan bir belgeye dosyada rastlanmadığı, bu durumda taraflar arasındaki sözleşmenin ödünç sözleşmesi olduğundan hareketle davacının davalı şirkete gönderdiği tutarı talep edebileceği, davacının davalı şirkete ortaklığı söz konusu olmadığından kar payı talebinde bulunamayacağı, davacının davalı şirkette pay sahibi olmak üzere şirket hesabına 150.000 TL gönderdiği ancak dava dışı ortaklar ile davacı arasında geçerli bir pay devir sözleşmesi bulunmadığı, davacı ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin ödünç sözleşmesi olarak kabul edilebileceği, davacının davalı şirkette ortak sıfatı bulunmadığından kar payı talep edemeyeceği, Davacının ödünç sözleşmesi kapsamında davalı şirketten kalan tutarı ve davalı bakımından ticari iş niteliğinde olan bu sözleşme nedeniyle ticari işlere uygulanan faizi talep edebileceği, davacının 11.01.2021 dava tarihi itibariyle talep edebileceği asıl alacak ve faizinin aşağıda detaylı olarak hesaplandığı, dava konusu havale ticari iş olduğundan, davacının avans faizi isteyebileceği, davacının 11.01.2021 dava tarihi itibariyle davalı şirketten 59.248,96 TL asıl alacak ve ( 1.448,31 – 3.110,57 *634,05 ) – 5.192,93 TL olmak üzere toplam 64.441,89 TL tutarınca alacağının bulunduğu hususlarını beyan ve rapor etmiştir.Bilirkişi tarafından alınan ek rapor da özetle; Davacının davalı şirkette pay sahibi olmak üzere şirket hesabına 150.000 TL gönderdiği ancak dava dışı ortaklar ile davacı arasında geçerli bir pay devir sözleşmesi bulunmadığı, Davacı ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin ödünç sözleşmesi olarak kabul edilebileceği, Davacının davalı şirkette ortak sıfatı bulunmadığından kar payı talep edemeyeceği, Davacının ödünç sözleşmesi kapsamında davalı şirketten kalan tutarı ve davalı bakımından ticari iş niteliğinde olan bu sözleşme nedeniyle ticari işlere uygulanan faizi talep edebileceği, davacı tarafından 11.01.2021 dava tarihi itibariyle davacının davalı şirketten alacağı; 59.248,96 TL asıl alacak ve ( 1.448,31 * 3.110,57 * 634,05 ) – 5.192,93 TL işlemiş avans faizi olmak üzere toplam 64.441,89 TL tutarınca alacağının bulunduğu hususlarını beyan ve rapor etmiştir.Davalı vekilinin cevap dilekçesinde yemin deliline dayandığı anlaşılmakla mahkememizin 02/06/2023 tarihli duruşmasında davalı vekiline yemin metnini sunması için iki haftalık kesin süre verildiği ancak davalı vekilinin yemin metnini mahkememize sunmadığı anlaşılmıştır.6102 sayılı TTK’nın 595. maddesinde limited şirketlerde pay devrinin yazılı şekilde yapılıp Noter tarafından onaylanması ve devre ortaklar genel kurulunca da onay verilmesi şartına bağlanmıştır. Ancak; somut olayda pay devrinin noterde yapılmadığı görülmekte ortada geçerli bir pay devri sözleşmesi bulunmamaktadır. Tüm bu nedenlerle öncelikle davacı taraf ortak sıfatını kazanmadığından kar payı talebinin reddi gerekecektir. Somut olayımızda davalı şirketin dava dışı ortağı tarafından davacı hesabına 100.000 TL havale gönderildiği görülmekle, havalenin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığına yönelik yasal karine mevcut olmakla bu durumun aksinin davacı tarafça kanıtlanması gerekeceğinden somut olayda davacıya ödenen 100.000 TL’nin dava konusu dışındaki bir borcun ödemesi olduğu hususu davacı tarafça yazılı delillerle ispatlanamamakla birlikte geriye kalan 50.000 TL nin elden ödendiği hususunda da TMK madde 6 uyarınca ; elden ödemeyi ispatlayan bir delil de davalı tarafça sunulmadığın ; iş bu durum da ispat yükü kendisine düşen taraf o vakıayı başka delillerle ispat edemezse son çare olarak yemin deliline başvurulması gerekmektedir. Yemin teklifine dayanan taraf bunu dava dilekçesinde veya cevap dilekçesinde açıkça belirtmesi gerekir. Mahkeme ancak bu halde dava dilekçesinde veya cevap layihasında yemin deliline dayanıldığının bildirilmesi halinde yemin teklifini hatırlatmakla yükümlüdür. Bu çerçeve de cevap dilekçesinde yemin deliline dayanan davalı tarafa yemin delili hatırlatılmış ise de davalı taraf yemin metnini dosyaya sunmamıştır. Tüm bu hususlar bir bütün halinde düşünüldüğünde ; davalı tarafça ödendiği ispatlanamayan 50.000 TL yönünden usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu asıl alacak miktarı yönünden hükme esas alınarak açılan davanın kısmen kabülü ile fazlaya yönelik talebin yukarıda izah edilen nedenlerle reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı tarafından dava öncesi davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin tebliğ şerhine havi ihtarname bulunmadığından dava tarihininden itibaren avans faiz işletilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen KABULÜ ile, 50.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyen AVANS faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya yönelik istemlerin REDDİNE
2-Karar harcı 3.415,50 TL ‘den davacı tarafça 59,30 TL peşin harç ve 2.673,01 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam yatırılan 2.732,31‬ TL harçtan mahsubu ile bakiye 683,19‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç ve 2673,01 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 2.791,61‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.038,10 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 636,91 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 412,50 TL’nin davalıdan, 907,50 TL’nin ise davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekillerine ( e duruşma sistemi üzerinden) kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——– Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/09/2023