Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/170 E. 2021/868 K. 12.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/170 Esas
KARAR NO : 2021/868

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/03/2021
KARAR TARİHİ : 12/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında —–dayalı —- bulunduğunu, bu sözleşme çerçevesinde müvekkili şirketin davalı —- —- vermeye başladığını,—— faturalandırılarak davalı firmaya gönderildiğini, ancak davalı— getirilmesine rağmen fatura bedellerini ödemediğini, tarafların ticari defter ——eksiksiz bir şekilde verdiği, davalının hizmet bedelini ödemediğinin tespit edileceğini, süregelen ticarete dayanan cari hesap ilişkisine göre davalı firmanın, —- dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine haksız itiraz ettiğini ve takibin durduğunu tüm bu nedenlerle itirazın iptaline, takibin devamına, davalının takibe konu alacak üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı yan kendisine usulüne uygun yapılan tebliğe rağmen davacının dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle,—– takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu,—— incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından—-defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, davalı—– defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin hizmet ifasının ispatı ve davacı alacağı yönünden taraflar arasında —– kurulduğu, davacının—- alacağına ilişkin davacı defterlerinde sondan geriye doğru gidilerek takip konusu alacağı oluşturan faturaların davacı şirket defterlerinde kayıtlı iken davalı şirket defterlerinde kayıtlı olmayan faturaların, taraflar —– doğrultusunda her ay düzenli olarak tanzim —– sözleşmenin 6.maddesinde; sözleşme —— tarihinden—— bildirilmediği —- olacağının kararlaştırılmış olduğu ve takip konusu fatura alacağını oluşturan —– feshedildiğine ilişkin herhangi bir belgenin bulunmadığından sözleşmenin o tarih itibarıyla geçerli olduğu, davacının —–sözleşme kapsamında ispatladığı, bu durumda davalının ——- —— — olduğuna ilişkin davacı şirkete ——– bulunmadığı veya tespit yapılmadığı veya takip konusu borcun ödendiğine ilişkin ödeme dekontu da sunulmadığı ——— tarihi itibariyle ifası ispatlanan faturalardan kaynaklanan 12.535,81 TL alacağının bulunduğu, ancak takipteki taleple bağlılık kuralı gereği 10.535,00 TL açık hesap alacağını talep edebileceği, ——-5. Ücret ve Ödeme maddesinin 4.bendinde ödemelerin kesilecek —-yapılacağının kararlaştırılmış olduğundan, alacağın faturaların düzenlendiği —- muaccel olduğu, bu kabule göre ——- oranlarına göre yapılan hesaplamada, davacının takip öncesinde 2.145,36 TL işlemiş faiz hesaplandığı, ancak —– bağlılık —-, hususlarını beyan ve rapor etmiştir
Somut olayda davalı ——– sunduğu, tarafların kendi lehlerine delil niteliğine sahip olduğu, davacının —– alacağına ilişkin davacı —— takip konusu alacağı oluşturan faturaların davacı şirket defterlerinde kayıtlı iken davalı şirket defterlerinde kayıtlı olmadığı faturaların,—- — edilen faturalardan kaynaklandığı, sözleşmenin fesh edildiğine ilişkin herhangi bir belge bulunmadığından sözleşmenin geçerli olduğu, davacının faturalar içeriği hizmeti ifa ettiğini geçerli olan sözleşme kapsamında ispatladığı, her ne kadar davalının söz konusu hizmetin ifa edilmediğini beyan etmiş ise davaya konu faturalara yasal süresi içinde itiraz ettiğine dair yazılı bir belgeyi mahkememize sunmadığı ve davalının ticari defterleri uyarınca taraflar arasındaki hizmet sözleşmesini doğrular nitelikte olduğu görülmekle HMK 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde)yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan—, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde). Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmünün düzenlediği Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu da hükme esas alınarak ve alacağın varlığına kanaat getirerek davanın kabulü yolunda hüküm tesis edilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun—— asıl alacak üzerinden İPTALİNE,
3-Kabulüne karar verilen asıl alacak miktarı %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar harcı 719,65 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 179,92 TL harcın mahsubu ile bakiye 539,73‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 179,92 TL peşin harç olmak üzere toplam 239,22‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
6-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 836,10 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar —-maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9- —-arabuluculuk ücretinin HMK 331. Maddesi uyarınca davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.