Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/167 E. 2021/660 K. 09.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/167 Esas
KARAR NO : 2021/660

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/09/2019
KARAR TARİHİ : 09/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davalı- karşı davacı——- vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Dava dilekçesine konu edilen ——– davalı tarafından müvekkiline — olup, bu şekilde—–müvekkilince hatırlanmadığını, —- tarihinde ilamsız icra takibi başlatmış olup, işbu icra takibine ilişkin ödeme emri müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmediğini ancak yapılan —— tarafından geçerli — takibin kesinleştirildiğini, bunun üzerine müvekkilin tüm mal varlığına haciz koyulduğunu, protokol hükümleri incelendiğinde davalının müvekkilin zor durumdan faydalanma gayesi bulunduğu açıkça görüldüğünü, müvekkilinin davacıdan alacağı bulunmakta olup davacının dava sebebi olarak dayandığı protokol hükümlerine de dahi bu hususta ikrar edildiğini, — Sözleşmesi’ne dayandığını, müvekkilinin ticari ilişkinin devamı açısından davacının her türlü hukuksuz kesinti ve yaptırımlarına sessiz kalmak zorunda kaldığını tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine karşı davanın kabulüne, müvekkilinin davacı – karşı davalı nezdindeki işbu dilekçeye konu tüm alacağının şimdilik 10.000 TL’sinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile temerrüt tarihinden itibaren işletilecek en yüksek avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davacı -karşı davalı (——) vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; Davalı yanın cevap dilekçesinin bazı kısmlarında davaya konu protokolü inkar ederken bazı kısımlarında ise prokolün maddelerinden kendisi lehine menfaat çıkartmaya çalıştığını, davalı yanın bu —– gerçek dışı olduğunu, müvekkil —— olduğu——sonrasında davalı firmaya çek ile yapılan fazladan ödenen bedeller sebebi ile davalı yan müvekkil şirkete 200.000 TL borçlandığını bu borcun ödenmesi konusunda taraflar arasında borç mutabakatı ve ödeme protokolü yapıldığını,. Davalı taraf işbu protokol hükümlerini yerine getirmekten kaçındığını bu sebeple protokolün—-dosyası üzerinden ilamsız adi takip olarak takibe konu edildiğini, davaya konu protokolün davalı taraf şirket yetkilisi— imza yetkilisi sıfatı ile alacaklı vekili olarak bizzat yanlarında—- davalı yanın karşı dava ve cevap dilekçesi incelendiğinde aslında protokolün ikrar edildiğinin anlaşılacağını, davalı şirkete müvekkil tarafından fazladan 200.000 TL ödeme yapıldığını bu durumun davalı şirket tarafındanda kabul edilerek taraflar arasındaki protokol akdedildiğini, —- kendi borcu olup davalı——- bir borç olmadığını, davacı tarafın belirsiz alacak davası açması için huzurdaki davada gerekli şartlar oluşmadığını, davalı tarafından müvekkil adına ödenmiş bir çek olmadığını, davalının müvekkil şirketten hiçbir fatura alacağının bulunmadığını, taraflar arasında delil sözleşmesi akdedildiğini, tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, karşı davanın reddine, itirazının iptaline, davalının icra takibine konu ettiğim alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin her iki dava yönünden karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır.
Mahkememizin——- sayılı dosyası tefrik edilerek mahkememiz dosya numarasını aldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamının degerlendirilmesinde özetle; davanın alacak davası olduğu anlaşılmış olup, 7155 Sayılı Kanunun 20. Maddesi ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ile “Bu Kanunun 4. Maddesince ve diger kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya basvurulmuş olması dava sartıdır.” düzenlemesi getirilmistir. 6325 Sayılı Hukuk Uyusmazlıkların Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Fıkrasında “Davacı arabuluculuk faaliyeti sonunda anlasmaya varılamadıgına iliskin tutanagın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmıs bir örnegini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedilecegi ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karsı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda davacı vekili (—- ) karşı davaya ilişkin arabulucu son tutanak aslını mahkemeye sunmadığı ve davanın Arabuluculuk dava şartı gerçekleştirilmeden karşı dava açıldığı anlaşılmıştır.
Anılan düzenlemelere göre dava açılmadan arabuluculuğa başvurulması gerektiği, iş bu dava şartının sonradan tamamlanabilir nitelikte olmadığı, aksinin kabulü düzenlemenin amacına aykırı olacağı, bu hali ile arabulucuya başvuru şartının dava açılmadan önce yerine getirilmediği, anlaşılmakla açıklanan nedenlerle dava şartı yokluğu nedeniyle açılan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmustur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-7155 Sayılı Kanunun 20’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun 23’üncü maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile davanın USULDEN REDDİNE,
2-Karar harcı 59,30 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,78 TL harcın mahsubu ile artan 111,48‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde — göre belirlenen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.