Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/156 E. 2023/372 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/156 Esas
KARAR NO: 2023/372
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ: 11/03/2021
KARAR TARİHİ: 01/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile dava dışı banka arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre borcunu ödemeyen davalıya ihtar çekildiğini ve hesap kat ihtarnamesi gönderildiğini, ihtarnamaye rağmen borcun ödenmesi üzerinde borçlunun temerrürede düştüğünü ve aleyhinde —— sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, daha sonra —— tüzel kişili sonra erdiğini ve —– bank olduğunu,—– Bankın da tüzel kişiliğinin sona ermesi nedeniyle ilgili dosyalarının —— Bankasına devredildiğini, —– bankası da alacağını ——– şirketine devrettiğini, alacağın devam etmesi üzerine yeniden ——– sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, davalının itiraz ettiğini, bunun üzerine takibin durdurulduğunu, itirazın iptalini ile takibin devamına ve davalının icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı taraf, davaya herhangi bir cevap vermemiş, HMK 128. madde hükmü uyarınca davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu, —— sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buluduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik edilen —— sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, takibin borçluya tebliğ edildiği, borçlunun borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Uyuşmazlık konusu ile ilgili olarak bankacı bilirkişi 02/02/2022 tarihli kök raporunda özetle; dava dışı temlik eden banka ile davalı arasında 24/05/2004 tarihinde çerçeve niteliğinde 50.000,00 TL limitli Genel kredi sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmenin TBK nın yürürlük tarihinden itibaren 10 yıl süreyle geçerli olduğu, sözleşmenin davalıya atfen atılı imzaya haiz olduğu, takibe karşı verilen itiraz dilekçesinde esasen imzaya ve sözleşmeye itirazda bulunmadığı, dava dışı temlik eden banka tarafından davalıya 2.500 TL limitli kredili mevduat hesabı ile çek kredisi açıldığını, hesap bakiyesinin 30/03/2005 itibariyle borç bakiyesinin 2.042,34 TL olduğu, takipte söz konusu alacak yönünden 1.500 TL talep edildiği, davacının 28/10/2011 itibariyle 1.500 TL lik nakit alacağının yerinde olduğu, davalı tarafından iade edilmeyen çeklerden dolayı çek sorumluluk tutarı olarak 8.440 TL çek depo talebinde bulunduğunu, çekle işleyen hesap açma ve çeklerden doğan yasal sorumluluk bedeli ödeme sorumluluğu bankanın yükümlülüğünde olup devredilemeyeceğini, bu nedenle temlik alanın alacak talebinde bulunamayacağından, 8.440 TL çek depo talebinin yerinde olmadığını, davacının 28.10.2011 icra takip tarihinden itibaren tamamen ödeninceye kadar 1.500 TL asıl alacak tutarı üzerinden reeskont faizi talep edebileceği, diğer talepleri ile masraf, vekalet ücreti, tazminat vb taleplerinin mahkemenin takdirinde kaldığını beyan ve rapor etmiştir.Davacının itirazı ve gelen belgeler yeniden değerlendirilmesi için dosya bilirkişiye tevdii edilmiş, bilirkişi 24/10/2022 tarihli ek raporunda; dava dışı temlik eden banka tarafından verilen yanıtta, söz konusu çeklerin nakde dönüşerek sorumluluk bedellerinin ödendiğinin belirtildiği, buna göre ödenerek davacıya temlik edildiği belirtilen çek ödemelerine ilişkin belge sunulmadığını beyan ve rapor etmiştir.Bilirkişi tarafından belirtilen belgeler getirilmekle, dosya yeniden bilirkişiye tevdii edilmiş bilirkişi 10/01/2023 tarihli 2. Ek raporunda; talep edilen belgeler ve çek fotokopilerinin saklama süresinin dolması nedeniyle imha edildiği belirtildiğinden, davacı tarafından ispat yükünün gerçekleşmediğinin bildirildiği belirtilmiştir. Bilirkişi raporunun uyuşmazlık noktaları kapsamında dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu tanzim edildiği, HMK’nın 282. maddesi uyarınca hâkim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Mahkememizce alınan bilirkişi raporlarının tespitinde 8.440 TL çek depo talebinin yerinde olmadığını, davacının 28.10.2011 icra takip tarihinden itibaren tamamen ödeninceye kadar 1.500 TL asıl alacak tutarı üzerinden reeskont faizi talep edebileceği bildirdiği raporlardaki tespitlerin usul ve yasaya uygun olması sebebiyle hükme esas alınarak hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Davalının ——– sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının 1500 TL üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren reeskont faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan 1500 TL asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 179,90 TL’nin dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 169,76 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 10,14 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 169,76 TL peşin harç olmak üzere toplam 229,06 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 900,00 TL bilirkişi ücreti, 228,70 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.128,70 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %15,09 oranında olmak üzere 170,32 TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 1.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 8.440,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
10-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davada haklı çıktığı %15,09 oranında olmak üzere 1.120,81 TL sinin davacıdan, davada haklı çıktığı %84,91 oranında olmak üzere 199,19 TL sinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
11-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——– Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.01/06/2023