Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/155 E. 2022/768 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/155
KARAR NO: 2022/768
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/01/2021
KARAR TARİHİ: 09/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı——- tarafından müvekkili aleyhine —–bonoya ilişkin icra takibi başlatılmış olduğunu, müvekkilinin böyle bir borcunun olmadığını, söz konusu taşınmazlara ilişkin—- dosyasında görülmekte olan tapu iptali ve tescili davasında davalı—– söz konusu taşınmazları müvekkiline bedeli karşılığında sattığını ve bedellerin müvekkil tarafından kendisine ödendiğini beyan ettiğini, taraflar arasında —– tarihinde —— imzalandığı, iş bu senet söz konusu sözleşmede belirtilen ve davalıya düzenleme, vade tarihi boş bir şekilde ve teminat olarak verilen —-tanesi olduğunu,—- olarak ödendiğini, müvekkilinin davalıya ———arasında bedelli senetleri de bulunan ——- tarihi ve ödeme tarihi boş olan senetleri düzenleyerek davalıya vermiş olduğunu, müvekkilinin teminat olarak verdiği senetlerin davacı tarafından sözleşmeye aykırı şekilde doldurulduğunu, atılan imzanın kötüye kullandığını, bu konuda —— suç duyurusunda bulunulduğunu, tüm bu sebeplerden ötürü davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının haksız ve kötü niyetli olarak takip yapması nedeniyle alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı —– adeta öz evladı gibi olduğunu, davacının, davalının çocukları ile birlikte büyüdüğünü, bu nedenle —— geçmiş yakın ilişkileri bulunmakta, davacı taraf bankacı olduğundan ve vekil edenimiz ile kurduğu bu yakın ve güvene dayalı ilişkileri nedeniyle vekil edenin mali işlerini yakından takip etmekte olduğunu, ancak davacının, davalı müvekkilinin güvenini kötüye kullandığını, davacının müvekkiline —– borcu bulunmakta olduğunu, borcuna karşılık ——- verdiğini, senetlerin vadesi gelmiş olmasına rağmen borcunu ödemediğini, bunun üzerine müvekkilinin alacağına halel gelmemesi adına öncelikle—– tarihinde ödememe protestosu çektiğini, akabinde icra takibi başlattığını, ——- sayılı dosyasında başlatılan icra takibine davacı borçlu tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığını, bu nedenle icra dosyası üzerinde cebri icra işlemlerine devam edildiğini, cebri icra işlemlerine devam ederken davacı borçlunun müvekkilini zarara uğratmak kastı ile üzerinde kayıtlı olan taşınmazların tamamını devrettiğinin tespit edildiğini, müvekkilinin icra takibi ile alacağını tahsil edememiş olduğundan müvekkilini zarara uğratmak adına yapıları işbu tasarruf işlemlerinin iptali amacı ile davacı aleyhine—— Sayılı dosyası nezdinde tasarrufun iptali davası ve ——— sayılı dosyası nezdinde alacaklısını zarara uğratma kastı ile malvarlığını eksiltme suçundan dava ikame edildiğini, davacı borçlunun, vekil edeni tarafından işbu davaların açılmasından sonra hiçbir maddi doğruluğu olmayan iddialara dayanarak işbu davayı ikame ettiğini, davacı borçlu tarafından açıları işbu dava tamamen kötü niyetli olduğunu, zira davacı taraf icra takibine itiraz etmediği gibi haciz aşamasında dahi menfi tespit davası açmadığını, müvekkili tarafından tasarrufun iptali davası açıldıktan sonra müvekkili aleyhine dava ikame ettiğini, davacı tarafın asıl amacının müvekkili tarafından açılan tasarrufun iptali davası sürecini uzatmak ve müvekkilinin alacağına kavuşmasını engellemek olduğunu, tüm bu nedenlerle kötü niyete dayalı olarak açılan bu davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce; tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, ——–esas sayılı dosyasına konu senetin onaylı bir örneği, ——— Sorusturma sayılı dosyası ayrı ayrı celp edilerek incelenmiştir.
Yargılama aşamasında davalı asilin vefat etmesi üzerine, davacı tarafa davalı mirasçılarını davaya dahil etmesi için süre verilmiş, davacı tarafça davalı mirasçıları davaya dahil edilmiş ve davalı mirasçılarına (dahili davalılara) tebligat yapılmıştır.
Dahili davalılar ——— tarihli celsede davacının davasında haklı olduğunu, bu sebeple açılan davayı kabul ettikleri beyan etmişler beyanları altına imzaları alınmıştır.
Dava; Kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit istemine ilişkin olup, uyuşmazlık senedin teminat olarak alınıp alınmadığı hususlarına ilişkindir.
Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan ilişki “kambiyo ilişkisi” ismiyle anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu “kambiyo taahhüdü”nde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl /temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
Bu genel açıklamadan sonra hemen belirtelim ki, bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedidir. Bu nedenle bonoyu düzenleyen, asıl borçlu durumundadır ——-Temel borç ilişkisinin bir sözcükle senede yansıtılması şeklinde ortaya çıkan bedel kaydının varlığı ya da yokluğu senedin bono niteliğini etkilemez. Bedel kayıtları daha çok keşideci ile lehtar arasındaki iç ilişki yönünden ve ispat konusunda önem taşır. Kişisel defi nedenlerinin varlığının kanıtlanmasını kolaylaştırır.
Sözü edilen kayıtlar özellikle ispat hukuku açısından ilgilileri bağlayıcı niteliktedir. Bedel kaydı içeren bononun lehtarı, artık senedin “kayıtsız ve koşulsuz bir borç ikrarı olduğu” yolundaki soyutluk kuralına dayanamayacaktır.
Borç ikrarını içeren bir belge aleyhine kanıt sunulabilir. Ancak; ikrar borcun nedenini içeriyorsa, sadece bu nedenin gerçekleşmediğinin kanıtlanması gerekir—–
Menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır. Takip kambiyo senedine dayandığı zaman, ispat yükü yer değiştirir ve ispat yükü davacı/borçluda olur.
——– da belirtildiği üzere; bir senedin teminat senedi vasfını taşıyabilmesi için; ya senet metninde açık olarak teminatın hangi hususta verildiği belirtilmeli, ya da ayrı bir sözleşmeyle söz konusu teminat senedine atıf yapılarak senedin teminat senedi olduğunun belirlenebilir olması sağlanmalıdır. Senet üzerine yazılacak olan “teminattır” ibaresi tek başına senede teminat senedi olma hüviyetini kazandırmaz. “teminat senedidir,” “devredilemez”, “ciro edilemez”, ibareleri tek başına geçersiz olup, hiç yazılmamış kabul edilir. Aynı yönde ——–bir senedin teminat senedi olduğunu ileri süren taraf bunu yazılı bir belge ile ispatlamalıdır.
Takibe konu senet incelendiğinde nakden alındığına yönelik kayıt mevcut olduğu, bu nedenle senedin teminat amaçlı olduğuna ilişkin ispat yükünün aksini iddia eden davacıya ait olduğu, takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanması gerekmekle birlikte, davacının takip konusu senedin teminat senedi olduğuna ilişkin, iddiasını ispata yarar yazılı bir delil sunamadığı, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanan davacı tarafa yemin teklifinde bulunma hakkının mahkememizce hatırlatılması üzerine davacı vekilinin dahili davalılara yemin teklifinde bulunduğu, davacı tarafın yemin teklifinde bulunması üzerine dahili davalılar ——— dosyasında takibe konu senedin davacı—— teminat senedi olarak verilmediğine, söz konusu senede ilişkin davacı —– borcu bulunduğuna dair namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ederim.” şeklinde yemin ettikleri, dolayısıyla davacınını ispat külfetini yerine getiremediği; dahili davalılardan—- katıldıkları —– tarihli celsede açılan davayı kabul ettikleri yönünde imzalı beyanda bulundukları, davayı kabul de tıpkı feragat gibi davanın esasına ilişkin ve talep sonucunun kabulü nedeniyle HMK 308-309 md kapsamında davayı sona erdiren inşai kurucu irade beyanı niteliğinde olup, tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dahili davalılar —- davayı açıkça kabul beyanları da dikkate alınarak, davanın kısmen kabulü ile, kabul beyanı doğrultusunda davacının—- senet nedeniyle dahili davalılar ——miras hisseleri oranında borçlu olmadığının tespitine, yemin eda eden diğer dahili davalılar yönünden davanın reddine, yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin de reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Davanın KISMEN KABULÜ ile, kabul beyanı doğrultusunda davacının—– bedelli senet nedeniyle dahili davalılar——– miras hisseleri oranında borçlu olmadığının tespitine, diğer dahili davalılar yönünden davanın REDDİNE,
2-)Davacının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-)Davayı kabul eden dahili davalıların miras hisseleri ve Harçlar Yasasının 22. maddesi dikkate alınarak hesaplanan 34.155,00 TL nisbi harcın peşin yatırılan harçtan mahsubu ile bakiye 17.568,78 TL harcın karar kesinleştiğinden ve talep halinde davacıya iadesine,
4-)Davacılar tarafından yapılan 34.155,00 TL harç masrafı ile 416,84 TL yargılama masrafından ibaret toplam 34.571,84TL yargılama giderinin dahili davalılar ———- tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ve dahili davalıların miras payları dikkate alınarak hesap edilen 60.250,00 TL vekalet ücretinin dahili davalılar ——- tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-)Kendileri yönünden dava reddedildiğinden kendilerini vekil ile temsil ettiren dahili davalılar lehine karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ve dahili davalıların miras payları dikkate alınarak hesap edilen 60.250,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak dahili davalılar ——–ödenmesine,
7-)Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
8-)Karar kesinleştiğinde, yargılama aşamasında celp edilerek mahkeme kasasına alınan evrak asıllarının ilgili kurumlara iadesine,
Dair; davacı vekili ile bir kısım dahili davalılar vekilinin yüzüne karşı, bir kısım dahili davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ———– Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/11/2022