Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/116 E. 2021/983 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/116 Esas
KARAR NO: 2021/983
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/02/2021
KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı—- adresinde bulunan —— gözden geçirmelerinin yapılması amacıyla; müvekkili ile şirket tarafları arasında şifahi bir sözleşme imzaladıklarını. İşbu sözleşme kapsamda taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve koşullarının taraflar arasında şifahi olarak belirlenen sözleşmede, davacı müvekkili tarafından; adi ortaklığın yürütülmekte olduğunu, — —- ait — verildiğini. İlgili projeye dair —-proje müellifi olarak göründüğünü ve geçerli imzası bulunan —tarafından onaylı olduğunu, dava dışı ——uyarınca müvekkil şirketinin esas yetkilinin —– konumunda olduğunu, davacı müvekkilinin, şirket tarafından verilen hizmet karşılığında —– tutarında fatura keşide edildiğini ve keşide edilen faturanın davalı adi ortaklığa teslim edilmediğini, davalı adi ortaklık tarafından keşide edilen faturaya yasal süresi içerisinde herhangi bir itirazda bulunulmadığını ; taraflar arasındaki borç ilişkisinin açıkça ikrar edildiğini davalı/borçlunun adi ortaklık ve adi ortaklığı oluşturan şirketler ile yapılan şifahi görüşmelerinin bir sonuç vermemesi üzerine davacı/alacaklı müvekkil şirketi tarafından ——numaralı icra takibi kapsamında fatura alacağının tahsili amacıyla icra takibinin başlatılıldığını; İcra Takibine itiraz neticesinde takibin durdurulduğunu,haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına; davalı tarafça yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olması ve ayrıca alacağın likit olması nedeniyle asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi ile vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı—- vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı —ikametgahının —-sınırları içerisinde olduğunu. İİK.’nun 50, HMK.’nın 6-19. maddeleri gereğince —yetkisiz olduğunu, —— yetkili olduğunu. Davacı tarafından yetkili icra dairesinde yapılan bir icra takibi olmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —-vekili cevap dilekçesinde özetle; TBK m. 1/I göre, bir sözleşmenin kurulabilmesi için, tarafların karşılıklı irade beyanlarının birbirine uygun olmasının aranması gerektiğini. Tarafların irade beyanlarının arasındaki uygunluk, sözleşmenin kurucu unsurlarından olduğunu. Ancak söz konusu somut olayda müvekkil şirketin, taraflar arasında sürekli bir sözleşme kurulması noktasında herhangi bir iradenin mevcut olmadığını, aynı zamanda taraflar arasında iddia edildiği gibi süregelen bir ilişkinin de söz konusu olmadığını. Müvekkilin de içinde bulunduğu adi ortalık, davacı taraftan yalnızca tek bir hizmete özgü olarak danışmanlık hizmeti alındığını. Buna rağmen davacı kendisine verilen işi zamanında tamamlayamadığını, usule uygun bir şekilde yerine getiremediğini. Davacı tarafın dava dilekçesinde iddia ettiği üzere, davacı ile müvekkil şirket arasında herhangi bir anlaşma bulunmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde de bu iddiasını ispata değer herhangi bir yazılı belge veya sözleşme sunmadığını. Tüm bu itibarla, kötüniyetli davacı taraf aleyhine İİK’nın açık hükümleri uyarınca %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
—- sayılı dosyası, dosyamız arasına alınmış ve tetkik edilmiştir.
İcra dosyasının tetkikinde; davacı tarafın davalılar aleyhine — fatura alacağı ve — üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin — tarihinde, — tarihinde tebliğ edildiği, borçlu– tarihli, diğer borçlu —– tarihli dilekçesi ile süresi içinde takibe itiraz ettiği, itirazlar üzerine takibin durduğu, davacının ise eldeki davayı açtığı görülmüştür.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda özetle; davacı yanını davalı ortaklıktan takip tarihi olan—–alacaklı olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE:
Dava, İİK’ nun 67/1 maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Davacı takipte ve davada adi ortaklığı davalı olarak göstermiştir. Ancak adi ortaklığın kendisine ait bir tüzel kişiliği mevcut olmadığından davada taraf olma ehliyeti yoktur. Bir başka ifade ile adi ortaklığın dava ve takip ehliyeti olmadığı gibi, ona karşı da dava açılamaz.
HMK 114/1-d maddesinde taraf ehliyeti dava şartlarından olarak sayılmıştır. —– adi ortaklık niteliğinde olduğundan ve —– adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından davada taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Bu nedenle —- maddeleri gereğince —— ortaklığı yönünden taraf ehliyeti bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Adi ortaklığı oluşturan tüzel kişilerin ayrı ayrı davalı olarak gösterilmesi nedeniyle taraf teşkilinin bulunduğu, somut olayda davanın faturadan kaynaklanan itirazın iptali davası olduğu, dosya üzerinde davacı ve davalıların da ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde, tarafların ticari kayıtları üzerinde farklılığın söz konusu olmadığı, davacı ile davalı ortaklığın davacı yanın davalı ortaklıktan takip tarihi olan — alacaklı olduğu, davalıların ortağı olduğu, adi ortaklığın davacı yana borcundan sorumlulukları noktasında taktirin mahkemeye ait olduğu bildirildiği, HMK 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi—yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. —-Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmünün düzenlediği tarafların ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu da hükme esas alınarak alacağın sabit olduğu, —– maddelerinde düzenlenen adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyeti de yoktur. Bu nedenle, adi ortaklığa ilişkin dava ve taleplerde adi ortaklığı oluşturan kişilerin/şirketlerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri —— ortaklığın borcundan müşterek ve müteselsilen sorumlu olmaları gerekir. Alacağın kısmen varlığına kanaat getirerek takibin —- yönünden devamına, takip tarihi itibariyle kabul edilen asıl alacak yönünden avans faiz işletilmesine, ara kararda hernekadar fazlaya ilişkin talebin reddine sehven belirtilmemiş ise de kabul edilen kısmın ara karara açıkça yazıldığı bu nedenle reddedilen kısım yönünden yargılama gideri ve vekalat ücreti hesaplaması yapılarak hüküm tesis edilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Faturaya dayalı alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalılar —- müşterek ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1—– yönünden taraf ehliyeti bulunmadığından davanın USULDEN REDDİNE,
2—- dosyasına vaki itirazının — asıl alacak üzerinden İPTALİNE, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine,
3-Kabulüne karar verilen asıl alacak miktarı %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 3.470,14 TL’den dava açılırken yatırılan 803,95 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 2.666,19 TL karar ve ilam harcının davalılar —- müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 803,95 TL peşin harç, 59,30 başvurma harcı, 8,50 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 871,75 TL harcın davalılar —–müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 88,10 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.088,10 TL yargılama giderinin davalılar——müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenecek 7.404,00 TL vekalet ücretinin davalılar —– müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
9-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılar —- müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
10-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——– Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/12/2021