Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/115 E. 2022/232 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/115
KARAR NO : 2022/232

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/02/2021
KARAR TARİHİ : 30/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı borçludan cari bakiye 1.765.702,01 TL ticari alacağı bulunduğunu davalı borçlunun ödeme yapmaması nedeniyle alacağın — Esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığını, icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme— tarihinde itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, mahkeme tarafından, — formaları ve — incelendiğinde takip ve dava konusu alacağın mevcudiyetin anlaşılacağını takibin haklı olduğunun anlaşılacağını tüm bu nedenlerle davalı borçlunun haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptali ile takibin devamına, icra takibine itiraz eden davalı borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacaklı olduğunu iddia eden şirkete karşı herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkilinin şirkete karşı yapılan icra takibinin kabulünün mümkün olmadığını, davacı şirketin haksız bir şekilde tarafımıza açmış olduğu itirazın iptali davasının reddi gerektiğini, davacının iddia ettiğinin aksine, —- herhangi borcun olmadığının görüleceğini—. Sayılı dosyası için, taraflarınca yapılan itirazın hukuka uygun olduğunu, itirazın iptali davasının reddi gerektiğini, iddia edilen alacakla ilgili ticari ilişkinin varlığı ve bu ticari ilişki sonucu muaccel bir alacağın bulunup bulunmadığının ispat yükü davacı taraf üzerinde olduğunu alacağın ispatı her şartta bilirkişi incelemesini zorunlu kıldığını, haksız açılan davanın red edilmesini, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce—- davacı ve davalı şirketlerin— kayıtları,—- Esas sayılı dosyası celp edilerek incelenmiş, mahkememizce tarafların tüm yasal ticari defter kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi tarafından inceleme yapılarak hüküm kurmaya ve denetime elverişli rapor alınarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Dava; — sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
İtirazın iptali davası, —– takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir eda (alacak) davasıdır. Yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Takip alacaklısı tarafından takip borçlusuna karşı açılır. Borçlu bu davaya karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirdiği itiraz sebepleri ile bağlı değildir. Borçlu cevap dilekçesinde itiraz ederken bildirmiş olup olmadığına da bakmaksızın bütün savunma sebeplerini bildirmelidir. Alacaklı bu davada alacağının varlığını 6100 sayılı HMK’ ya göre caiz olan her türlü delille ispat edebilir.
Mahkememizce —-sayılı dosyası celp edilerek, dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler incelenmiştir. Söz konusu icra dosyasında davacı tarafından davalı aleyhine 29/01/2021 tarihinde icra takibine girişildiği, davacı-alacaklı tarafından toplam 1.765.702,01 TL’nin davalı-borçludan tahsilinin talep edildiği ödeme emrinin davalı-borçluya 03/02/2021 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı-borçlunun da yasal itiraz süresi içerisinde 05/02/2021 tarihinde borca itiraz dilekçesi verdiği, buna bağlı olarak icra müdürlüğünce icra takibinin durdurulduğu, takibin durdurulması kararının davacı/alacaklıya tebliğ edilmediği, davacının yasal süre içersinde bu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve hükme esas alınan bilirkişi raporlarındaki tespitler uyarınca; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacı şirketin davalıya verdiği hizmet karşılığında faturaya dayalı cari hesap bakiye alacağının ödenmemesi üzerine davacı şirketin ödenmeyen toplam —-sayılı dosyası ile icra takibine giriştiği, davalı borçlunun yasal süre içerisinde takibe itiraz ettiği ve davacı vekilinin de yine yasal süresi içerisinde mahkememizde itirazın iptali talepli işbu davayı açtığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip konusu cari hesap nedeniyle ötürü davalının davacıya borçlu bulunup bulunmadığına ilişkin olup, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için mahkememizce defter incelemesine karar verildiği, davacı ve davalı tarafın ticari defterlerini bilirkişi incelemesine sunulmak üzere ayrı ayrı— hazırlanan rapora göre, davacı tarafın incelemeye— yılına ilişkin —ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu — yılı yevmiye defterinin usulüne uygun olarak tutulmadığı, davacı tarafın kayıtlarına —— alacaklı olduğu, davalı tarafın kayıtlarına göre ise takip tarihi itibariyle davacıya borcunun bulunmadığı,— kayıtlarında bulunan 1.765.702,01 TL tutarlı borcun “senet ile ödenen” açıklaması ile kapatıldığı,—– formlarının birbiriyle tam uyumlu olduğu, davalının ticari defterlerde tespit edilen ödeme ile ilgili herhangi bir belge veya delil ibraz etmediği anlaşılmakla, bu durumda davada ispat yükünün cevap dilekçesinde davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını iddia eden ve ticari defterlerindeki borç kaydını senet ile ödenen ibaresi ile tek taraflı olarak kapatan davalıda olduğu sonucuna varılmış, davalı vekilinin delil listesinde yemin deliline dayandığı anlaşıldığından davalıya yemin delili hatırlatılmış, davalı vekili tarafından yemin metni sunulmuş ve davacı şirket yetkilisi tarafından davalı şirketinin —- tutarında faturalardan kaynaklı borcu bulunduğuna, davacıya bu borcun ödenmediğine ilişkin yemin edilmiştir.
Yemin delili 6100 sayılı HMK’nın 225 ve devamı maddelerde düzenlenmiştir. Yemin kesin delillerdendir. Yemin deliline dayanan taraf, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanmamış olması nedeniyle bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; mahkeme, yemin teklif etmek hakkı bulunduğunu istek sahibine hatırlatmakla yükümlüdür.
Hal böyle olunca kesin delil olan yemin dikkate alınarak ve ispat yükünü üzerine alan davalının cari hesap konusu alacağın ödendiğini ispat edememesi sebebiyle, dosya kapsamındaki usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu, tarafların —– ve davacı asilin yemini de dikkate alınmakla, davanın kabulü—- esas sayılı icra takip dosyasında davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin aynen devamına dair karar vermek gerekmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacağın likit olduğu anlaşılmakla kabulüne karar verilen asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26. maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/1-ç ve 326. maddeleri gözetilerek dava öncesi ödenen arabuluculuk ücreti zorunlu giderlerinin yargılama gideri olarak kabul edilmesi ve davada haksız çıkan— karar verilmesi gerektiğinden,—— zorunlu yargılama giderinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına ilişkin hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM (Yukarıda açıklanan nedenlerle) :
1-Davanın kabulü—— esas sayılı icra takip dosyasında davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
2-Alacak likit olduğundan takipteki asıl alacak miktarının %20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 120.615,10 TL nisbi harçtan başlangıçta alınan peşin harcın mahsubu ile bakiye 99.289,83 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 21.393,07 TL dava açılış masrafı ile 1.297,20 TL yargılama masrafından ibaret toplam 22.690,27 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan —- ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6—– ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.