Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/107 E. 2021/483 K. 04.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/107 Esas
KARAR NO: 2021/483
DAVA: Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/02/2021
KARAR TARİHİ: 04/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil firmanın —–firmasının alt yüklenicisi olarak—- firmasının — yürüttüğünü, bitirerek teslim ettiğini, sözleşmelerin—- tüm sahanın yapım işi bittiğini kullanılmaya başlanıldığını, hattın kabul işi de —-tamamlandığını, sözleşme ve eklerine göre, mühendislik kabulünden sonra ödeme yapılması gerekmekteyken yapılmadığını davalının temerrüde düştüğünü, birim fiyatı —olarak belirlenen ek boru sözleşmesinden önce—– belirlendiğini, davalı firma, davacı girişim firmasına ana sözleşme için ——- ödeme yaptığını, sözleşmeler bakiye tutarın ödenmediğini, müvekkilinin bakiye alacağı için defalarca —— firmasına müracaat ettiğini, yıllar boyu ödeme yapılacağı vaadi ile oyalandığını, alacağını ödemediğini arabuluculuk görüşmelerinde sonuç alınamadığını, tüm bu nedenlerle açılan davanın kabubülen sözleşmeler bakiye alacağı şimdilik — son kabul —– temerrüt tarihinden başlayacak ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkememizin davayı görmeye yetkili olmadığını, taraflar arasındaki — tarihli—- uyarınca yetki sözleşmesi yapılmış ve ——- Mahkemeleri yetkili mahkeme olarak saptandığını, davacının alacağının zaman aşımına uğradığını, İşin götürü usulde —- belirlenen bedel üzerinden yapılacağı ayrıca —– verilen belgede ayrıca düzenlenmiş ve —– yıllık geçiş hakkı bedellerinin de götürü sözleşme bedeline dahil olacağı kararlaştırıldığını, işbu belgede proje kapsamındaki tüm rotalar için bedeller ayrı ayrı belirlendiğini, eldeki sözleşme bir götürü bedel —– eser sözleşmesi olduğunu, müvekkilinin, davacının yaptığı işlerin kabul oranları doğrultusunda sözleşme başında belirlenen götürü bedelleri eksiksiz bir şekilde davacıya ödediğini, iş bu hususun davacı tarafın kabulünde olduğunu, davacının müvekkiline geçiş bedellerini ve gecikme cezalarını ödemekle yükümlü olduğunu, dava konusu proje özü itibarıyla kablo döşeme işi olduğundan, geçiş bedelleri son derece kritik bir öneme haiz olduğunu, fakat davacı üstlendiği geçiş hakkı izinlerinin alınmasına ilişkin yükümlülükleri yerine getirmediğini, bunun üzerine davacıya — tarihli ihtarname keşide edilerek——–alınması gereken izinler olmadan —-devam edildiğinden, —- paylaşılarak, özellikle sözleşme kapsamında her türlü iznin alınmasının sorumluluğu alt yüklenici firmada bulunduğundan, söz konusu cezaların muhatabının alt yüklenici olduğunu ve özellikle işbu hususta müvekkil şirkete yöneltilen ve yöneltilebilecek para cezaları, zarar ve ziyana ilişkin hukuken ve malen sorumlu olduğun ve şirketimizin rücu hakkının saklı olduğu ihtar edilerek, yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi talep edildiğini, davacı tarafça ne o dönemde ne de sonrasında, özellikle geçiş hakları ile ilgili olarak alınması gereken izinler ve ödenmesi gereken tutarlara ilişkin hiçbir ödeme yapılmadığını, tüm bu nedenlerle davanın yetkisizlik ve zamanaşımı nedeni ile reddine, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine , yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır.
HMK’nun 17. maddesinde ”Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.”düzenlemesi yer almaktadır.
Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK’nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. Yalnızca tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilir. Taraflar, sözleşmeyle yetkili kıldıkları mahkeme yanında kanunen yetkili olan genel ve özel yetkili mahkemelerin de yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa, bunu ayrıca sözleşmede belirtmelidirler. Aksi halde, davanın yalnız yetki sözleşmesiyle belirlenen mahkemede açılması gerekir. — tarihinden sonra açılacak davalar bakımından uygulanır.
Taraflar arasında düzenlenen —-Yetkili Olacağının Düzenlendiği Ve sözleşmedeki yetki sözleşmesinin geçerli olarak kurulduğu sabittir. 6100 sayılı HMK’nun 116 ve 117. maddeleri gereğince yetkinin kamu düzenine ilişkin olmadığı hallerde yetki itirazı cevap dilekçesi ile birlikte ileri sürülmelidir.
HMK’nın 114. maddesinde dava şartları düzenlenmiş olup, maddenin 1. fıkrası ç) bendinde “yetkinin kesin olduğu hallerde mahkemenin yetkili olması” dava şartı olarak öngörülmüştür. 116. maddede ilk itirazlara yer verilmiş olup 1. fıkra a) bendinde “kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazı” ilk itiraz olarak belirtilmiştir. 117/1 maddesinde “İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez. ” hükmü düzenlenmiştir. Yine HMK’nın 19/2 maddesinde “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmüne yer verilmiştir.
Taraflar arasında HMK’nun 18. maddesindeki koşulları taşıyan ve geçerli olarak kurulan yetki sözleşmesi uyarınca davalı tarafın yasal süresinde yaptığı itiraza göre, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen mahkemelerde açılacağına dair açık yasa hükmü karşısında, davalının yetki itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine dosyanın görevli ve yetkili —- Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle, davacının davasının dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE ,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili —- Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 20/1 maddesi gereğince taraflardan birinin işbu karar süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurmamaları halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemede hüküm altına alınmasına ancak Mahkememiz yetkisizlik kararı sonrasında görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmemesi ve bu durum belirtilerek Mahkememizden talepte bulunulması durumunda harç ve yargılama giderleri konusunda Mahkememizce karar verilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile——— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/06/2021