Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1 E. 2023/265 K. 18.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/1 Esas
KARAR NO : 2023/265
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/01/2021
KARAR TARİHİ:18/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında uzun yıllardır süre gelen ticari iş ilişkisi bulunmakta olduğunu, davalı tarafça yaptırılmakta olan inşaat işlerinde hafriyat işlemlerinin müvekkili şirket tarafından yapılmış olduklarını, yapılan işlemlerle ilgili ——– tarafından her işlem sonrası ——— düzenlenmiş olduğunu ve her hafriyat iş ve işleminden sonra fatura düzenlenerek davalı şirkete verildiğini ve ödenmeyen faturalar nedeniyle müvekkili şirketin davalı şirketten 150.016,80 TL Alacaklı durumda olduğunu, davalı şirketin borçlarına mahsuben müvekkili şirkete dava dışı —– tarafından düzenlenmiş ——–bir çek verdiğini ve müvekkili şirketinde bu çeki borçlu olduğu —– ciro etmiş olduğunu, ancak keşideci—- tarafından dava dışı———Sayılı karar ile söz konusu———– Çekin İptaline karar verilmiş ve müvekkili şirkete davalı tarafından borca mahsuben verilen çek geçersiz olunca müvekkili şirketin dava dışı —- Bedeli ödemek zorunda kaldığını ve ayrıca 100.000.-TL Bedelli Çeki de davalı şirkete iade etmek zorunda kaldığını, davalı tarafça verilen çekin geçersizliği dikkate alındığında müvekkili şirketin davalı şirketten toplam alacağının 150.016,80 TL olduğunu, bu durumun her iki tarafın da ticari defter kayıtları incelendiğinde ortaya çıkacağını, davalı şirketin uzun süredir müvekkili şirketi oyaladığını ve ödeme yapmadığını, müvekkili şirket tarafından davalı şirkete borcunu ödemesi için——- İhtarname gönderilmiş olup, buna mukabil olarak davalı şirketin ——— cevabi ihtarnamede müvekkili şirkete herhangi bir borcu olmadığını bildirmiş olduğunu beyan ve iddia ederek, Davanın Kabulü ile 150.016,80 TL Alacaklarının 31.12.2013 tarihinden işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.

SAVUNMA :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davaya karşı öncelikle zamanaşımı itirazları olduğunu, Davacı tarafın iddia ettiği gibi müvekkili şirkete ait inşaatlarda hafriyat iş ve işlemlerinin davacı şirket tarafından gerçekleştirilmemiş olduğunu ve müvekkili şirketin davacı taraf ile aralarında hafriyat toprağı kaldırılması ve inşaat yıkıntı atıkları taşıma ve kabul belgesi düzenlememiş olduğunu, davacı şirketçe dava dilekçesine ek olarak sunulan —————- incelendiğinde, söz konusu belgelerde müvekkili şirketin herhangi bir imzası bulunmadığını ve söz konusu belgelere itirazları olduğunu, müvekkili şirketin davacı tarafın iddia ettiği hizmeti almadığını, davacının dava dilekçesi ekindeki belgelere ve faturalara itiraz ettiklerini, hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava dilekçesinin somutlaştırılması gerektiğini, öncelikle iddia edilen faturaların faturalar olduklarını, bu faturalarda herhangi bir teslim alındısı bulunup, bulunmadığı, hangi faturalardan alacak iddiasında bulunulduğu iddia etmekte olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, huzurdaki davaya bir diğer dayanak olan ———dosyayı göstermiş olduğunu, söz konusu dosya incelendiğinde ne müvekkili şirketin ne de davacı yanın olmadığının görüleceğini ve söz konusu dosyanın huzurdaki dava ile ilgisinin olmadığının anlaşılacağını beyan ve savunarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, haksız ve dayanaksız davanın tümüyle reddine, Yargılama Giderleri ve Vekalet Ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında kurulan sözleşme kapsamında oluşan alacağın tahsili amacı ile açılan alacak davasıdır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından verilen raporda özetle; ” Davalı tarafın —– yıllarına ticari defter ve belgelerinin incelendiğini, ticari defter ve belgelerin yasalara uygun olarak tutulduğunu, davacı şirketin davalı şirketten—- yılında kayıt altına aldığı —— adet faturadan kaynaklı olarak —- alacaklı durumda bulunduğu, ancak hesap hareketlerinden görüleceği üzere, —Yılı sonu itibarıyla, davalı şirkete 120.005,50 TL avans borcu bakiyesi bulunan davacı şirketin, işbu avans borç bakiyesini —– yılında —- Davalı Şirket Hesabına devir etmesi gerekirken —- yılında bu virman kaydını yapmadığı ve bu avans borcu bakiyesinin akıbeti hakkında herhangi bir belge sunmadığı, dolayısıyla davacı şirket ticari defterlerinde —- sonu itibarıyla mevcut işbu; 120.005,50 TL avans borcu bakiyesinin —–yılına davalı şirket alacağı olarak —kodlu davalı şirkete hesabına devredilmesi gerektiği ve bu devir işlemin yapılması halinde, davacı şirketin davalı şirketten; —–alacak bakiyesinin kalacağının hesap edildiği, Davalı tarafın—- yılına ait ticari defter ve belgelerinin incelendiğini, defter ve belgelerin açılış kapanış tasdiklerinin yasalara uygun olarak yapıldığını, incelenen defter ve belgeleri göre davalı şirketin davacı şirketten 47.988,69 TL avans alacaklısı durumunda bulunulduğunun görüldüğünü, Tarafların ——karşılaştırmalı olarak incelendiğinde, yapılan incelemelerle tarafların mutabakatsızlıklarının tespitinde; Davacı şirketin —- 120.005,50 TL olan davalı şirkete borç (avans) bakiyesinin, davalı şirketçe bilirkişi incelemesine sunulan davacı şirketten 120.005,49 TL avans alacağı olarak birbirlerini teyit ettikleri, dolayısıyla taraflar arasında 31.12.2012 tarihine kadar gerçekleşen Ticari ilişkide oluşan tüm borç ve alacak kayıtlarının birbirlerini doğrulayarak ——- itibarıyla tarafların 120.005,50 TL avans borç/alacak bakiyesinde mutabık oldukları, bu mutabakatın davacı şirketçe davalı şirket adına 31.12.2012 tarihine kadar düzenlenmiş tüm hakediş faturalarının davalı şirketçe kayıt altına alınmış, buna mukabil davalı şirketçe davacı şirket yapılmış tüm ödemelerin de davacı şirketçe kayıt altına alınmış olmakla 120.005,50 TL borç/alacak bakiyesi mutabakatını sağlamış olduğuna karine oluşturduğu ve tarafların—— bakiyesinde mutabık oldukları, sonuç olarak; dava ve icra dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile davacı şirketin ticari defterlerindeki kayıtları ve müstenidatları üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre,
davacı şirketin ——– asıl alacak talebi üzerinden harçlandırmak suretiyle davalı şirket aleyhine ikame etmiş olduğu işbu alacak davasında, davacı şirketin davalı acentesinden takip tarihi itibarıyla 345.017,71 TL asıl alacaklı durumda bulunduğu, taraflar arasında mutabakatsızlığa, dolayısıyla huzurdaki davaya konu ihtilafa sebebiyet veren kayıt farklılıkları raporda tespit edilmiş, mutabakatsızlığa sebebiyet veren kayıt farklılıklarının ispat yükü üzerinde olan tarafça ispata muhtaç olduğu ve dayanak belgelerin dosyaya sunulması ve/veya Davalı——–dosyaya sunulması ve/veya celbi halinde, hüküm kurmaya ve denetime elverişii ek rapor hazırlanabileceği” şeklinde rapor sunulmuştur.
Bilirkişi tarafından verilen ek raporda özetle; Davacı şirketin 150.016,89 TL asıl alacak talebi üzeriden harçlandırmak sureti ile davalı şirket aleyhine ikamet etmiş olduğu alacak davasında, davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibari ile 30.010,50 TL asıl alacaklı durumda bulunduğu ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Davacının hafriyat taşıma işlemini taşeron olarak gerçekleştirdiği yani davalının teşeronu olduğu, ancak hafriyat taşıma işinden kaynaklanan alacağının ödenmediği iddiasıyla talep edilen alacak istemine ilişkin olup, taraflar arasında eser sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunmadığı anlaşıldığından ——— ve tacir olan taraflar arasında hizmet alım sözleşmesi niteliğinde bulunan ——– bir ilişki olduğundan ve 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğundan davalının zamanaşımı itirazları reddedilmiştir.
Tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde davacının kendi ticari defterlerine göre davalıdan —- alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre ise de davalının davacıdan —- alacaklı olduğu, tarafların —- formlarının birbiriyle uyumlu olduğu, —- tarihine kadar tarafların hesap bakiyelerinin mutabık olduğu ve —-olduğu, davacı tarafından kesilen tüm faturaların davalı tarafça tespit edilmiştir.
Bir davada çekişmeli olguların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği konusuna, ispat yükü denir.
Her iki taraf da ispat yükünün kime düştüğünü gözetmeden delil göstermişler ise bu halde hâkimin ispat yükünün hangi tarafa düştüğünü araştırmasına gerek yoktur. Çünkü hâkim, ilk önce tarafların gösterdikleri delilleri incelemekle yükümlüdür.
İki tarafın (veya bir tarafın) gösterdiği deliller ile davaya ilişkin bütün çekişmeli olgular aydınlanmış ise yine ispat yükünün hangi tarafa düştüğünü araştırmakta bir yarar yoktur. Buna karşılık, gösterilen delillerin hâkime dava hakkında tam bir kanaat vermemesi halinde, ispat yükünün hangi tarafa düştüğünün tespit edilmesinde yarar vardır.
Delillerin davayı etkileyecek çekişmeli hususlarda gösterileceği ve ispat faaliyetinin çekişmeli vakıalar için söz konusu olduğu hususu göz önünde bulundurulmalıdır ——
Türk Medeni Kanunun 6. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel bir düzenleme getirilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
Eldeki davada ispat yükü ilk önce kural olarak davacıya düşer; yani davacı davasını dayandırdığı olguları, davalıdan alacaklı olduğunu ispat etmelidir. Davacı taraf —– yılına devretmeyen —- avans borcu yönünden davacıdan alacaklı olduğunu ispat etmelidir. Davacı taraf ticari defterlerinde yer almayan 100.000 TL bedelli çekin ödenmemesi hususunda ispata elverişli bir delili dosyaya sunamamıştır. Çek haricinde kalan —– avans borcuna ilişkin olarak da dosya kapsamında bir delil yoktur. Bu noktada davacı taraf —– yönünden alacağını ispat edememiş olup davalıdan—-alacaklı olduğunu ispat etmiştir. Her ne kadar davalı taraf kendi kayıtlarında davacıdan alacaklı olarak görünmekte ise de bu alacaklarının dayanağını oluşturan—— adet kredi kartı ödemesine ilişkin davacı defterlerinde bir kayıt olmadığı gibi davalı taraf da ödemeye ilişkin ———-nitelikle ödemeyi ispat eder bir delili dosyaya sunamadığından davalı defterlerindeki bu kayıtlara itibar edilmeyerek davanın kısmen kabulü yolunda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur—-
Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir——-
Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; ——– borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır——
Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar—–
Somut olayda davacı taraf davalıya borcun ifası talebini içerir ihtarını gönderdiği, ihtarın davalı taraf 04/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarda borcun ifası için davalıya 7 gün süre verildiği dikkate alındığında davalının 12/02/2020 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşıldığından kabulüne karar verilen alacağa temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; —— tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar harcı 2.050,01 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.561,92 TL harcın mahsubu ile artan 511,91 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 2.050,01 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 2.109,31 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
4-Davacı tarafından yapılan 68,75 TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 868,75 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 173,79 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 19.000,90 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 264,06-TL.sinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına, 1.055,94 TL.sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde——– Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/04/2023