Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/996 E. 2023/777 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/996
KARAR NO : 2023/777

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/12/2020
KARAR TARİHİ : 09/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15/02/2020 tarihinde—– sevk ve idaresindeki —– plaka sayılı aracı ile ——Caddesi üzerinde seyir halinde iken aracını —– isimli iş yerinin önüne yolun sağ tarafına park edip aracın içinde telefonla konuştuğu esnada—– istikametinde seyreden—- sevk ve idaresindeki ——plakalı motosikletin park halindeki aracın sol ön kapı ve sol yan aynasına çarparak devrilmesi sonucu çift taraflı, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini bildirdiğinden bahisle 100,00 TL kalıcı iş göremezlik, 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200,00 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tespit tutanağında davacı tarafın %100 kusurlu olduğunu, mahkeme hükmüne kadar kaza tespit tutanağının resmi belge niteliğinde olduğunu, müvekkili şirketin kaza tarihi itibariyle yalnızca sürekli iş göremezlik tazminatından sorumlu olduğunu, geçici iş göremezlik, bakıcı – tedavi giderleri ve yol masrafının sorumluluğunda bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, meydana gelen trafik kazası nedeni ile oluşan geçici ve kalıcı maluliyetin tazminine yönelik olarak açılan tazminat davasıdır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Bilirkişi tarafından verilen raporda özetle; Mahkememizce kusur durumunun tespiti amacıyla dosya —- gönderilmiş, —- tarafından düzenlenen 24/07/2023 tarihli rapor ile sürücü —–, sevk ve idaresindeki otomobil ile park halinde bulunduğu sırada, davacı sürücü yönetimindeki motosiklete karşı alabileceği bir önlemi bulunmadığı anlaşılmakla gerçekleşen olayda atfı kabil kusuru bulunmadığı, davacı sürücü ——, sevk ve idaresindeki motosiklet ile seyri sırasında yola gereken dikkat ve özeni vermesi, seyrini müteyakkız şekilde sürdürmesi gerekirken bunları yapmadığı, dikkatsiz seyri neticesi sağ ön ilerisinde, park halinde olan sürücü —– yönetimindeki otomobilin sol yan kısımlarıyla çarpışarak kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiği anlaşılmakla gerçekleşen olayda asli kusurlu olduğunu, bu sonuca göre davaya konu olayda sürücü—– kusursuz olduğu, davacı sürücü —– %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Davacının maluliyet oranının tespiti amacıyla dosya —- gönderilmiş, —— tarafından düzenlenen 03/07/2023 tarihli rapor ile dava dosyasına eklenmiş tıbbi belgelerin incelenmesinde sadece olay tarihli tıbbi belgesinin bulunduğunun anlaşıldığı, kişinin maluliyet durumunun değerlendirilebilmesi için son sağlık durumunun, muayene bulgularının gerekli olduğu cihetle maluliyet durumu hakkında değerlendirme yapılamayacağı, şahsa ait olay tarihli grafilerinin dava dosyasında bulunmadığı cihetle olay tarihli yaralanmalarının illiyet bağının kurulamadığı, bu nedenle iyileşme süresi hakkında görüş bildirmenin uygun olmayacağı sonuç ve kanaati bildirilmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.Aynı kanunun 91. Maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. Sorumluluk sigortaları TTK.nın 1473. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. “(1) Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (—–). 2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.Bir zarar sigortası türü olan zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir (Yargıtay —–. HD’nin —–.sayılı kararı).
Somut olayda sürücü —-, sevk ve idaresindeki otomobil ile park halinde bulunduğu sırada, davacı sürücü yönetimindeki motosiklete karşı alabileceği bir önlemi bulunmadığı anlaşılmakla gerçekleşen olayda atfı kabil kusuru bulunmadığı, davacı sürücü—–sevk ve idaresindeki motosiklet ile seyri sırasında yola gereken dikkat ve özeni vermesi, seyrini müteyakkız şekilde sürdürmesi gerekirken bunları yapmadığı, dikkatsiz seyri neticesi sağ ön ilerisinde, park halinde olan sürücü—— yönetimindeki otomobilin sol yan kısımlarıyla çarpışarak kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiği anlaşılmakla gerçekleşen olayda asli kusurlu olduğunu, bu sonuca göre davaya konu olayda sürücü —– kusursuz olduğu, davacı sürücü —–%100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğunun bildirildiği, kaza tespit tutanağı ile —– tarafından düzenlenen raporun uyumlu olduğu, davalı sigortanın sigortalısının kusursuz olması nedeniyle tazminattan sorumlu tutulamayacağından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 269,85 TL harcın 54,40 TL tutarlı kısmı davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırıldığından bakiye 215,45 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenecek 200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,Dair davacı vekilinin e-duruşma vasıtası ile yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —– Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.