Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/986 E. 2022/724 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/986 Esas
KARAR NO : 2022/724

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2020
KARAR TARİHİ : 27/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından müvekkil şirket aleyhine —– sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, Söz konusu takipte kesinleşen miktarın 9.259,59 TL olduğunu,—– ilgili dosyası üzerinden müvekkil olmayan bir borç sebebi ile cebri icra tehdidi altında olduğunu, takibe konu alacağın davalının müvekkil ile aralarında yapılan satım sözleşmesine dayandığını, Müvekkil şirketin——29.11.2019 tarihinde—– fatura numarası ile 200 kullanıcılı 3 yıl güncellemeli olarak antivirüs programını satın aldığını, Yani taraflar arasında “ Ticari Satım Sözleşmesi” yapıldığını, müvekkil şirketin—— den, 29.11.2019 tarihinde —–fatura numarası ile 200 kullanıcılı 3 yıl güncellemeli almış olduğu antivirüs programını aradan bir yıl geçmesine rağmen 100 kullanıcı ve 1 yıl güncellemeli verdikleri paketteki eksikleri tamamlamadıkları gibi kalan bakiyeyi de haksız yere icra yolu ile tahsil etmek istediklerini, Müvekkil şirket, lisans eksikliğinden kaynaklanma ihtimali olan müşterilerinin hak kaybı ihtimaline binaen başka bir firmadan arada eksik gönderilen kullanıcı sayısı ve süresini kadarını satın almak zorunda kaldığını, müvekkil şirketin alınan ürünlerle ilgili lisans eksikliği nedeni ile 31.220,39 T.L. Zararının bulunduğunu, Müvekkil şirket, davalı şirketten aldığı 100 kullanıcı ve 1 yıl güncelleme paketinin ödemesini yaptığını, Davalı şirket hiç ödeme yapılamamışçasına 200 kullanıcı ve 3 yıl güncelleme paketi satış bedelini talep ettiğini, Euro üzerinden kararlaştırılan satış bedeli davalı şirketçe Türk Parası olarak icra takibine konulduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, Yapılacak olan yargılama neticesinde, müvekkilin —–sayılı takip dosyasından dolayı davalı/alacaklıya borçlu olmadığının tespitine, Müvekkilimin borçlu olmadığı halde cebri icra tehdidi altında——takip dosyasına yapmak zorunda kaldığı ve kalacağı ödemeler ve yapılacak olan yargılama neticesinde ortaya çıkacak bedel üzerinden şimdilik 1.000,00 T.L. fazla ödemenin, ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalıdan istirdatına, Haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle, takip tarihi itibari göz önüne alınmak suretiyle takip konusu alacağın % 20 ‘den aşağı olmamak üzere davalının tazminata mahkum edilmesine, Yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının menfi tespit/istirdat talepli davası zorunlu arabuluculuğa tabi bir dava çeşidi olduğunu, davacının işbu uyuşmazlıkla ilgili herhangi bir arabuluculuk başvurusu yapmadan doğrudan dava ikame ettiğini, Dava şartını yerine getirmeksizin önemli bir usuli eksiklikle dava ikame eden davacının davasının usulden reddi gerektiğini, Taraflar arasındaki anlaşma doğrultusunda davacı, müvekkilden 200 adet —–isimli antivirüs uygulamasını satın aldığını, işbu satıma ilişkin 29.11.2019 tarihli,—— sıra nolu ve 4.720 USD tutarlı fatura tanzim edildiği, Düzenlenen faturanın davacıya tebliğ edilmiş ve davacının faturaya yönelik herhangi bir itirazı olmadığını, Müvekkilin sağladığı hizmette herhangi bir kusur yahut eksiklik olduğuna dair de herhangi bir geri dönüş yaşanmadığını, müvekkil şirketin davacıya farklı zamanlarda aynı ürün ve benzer bir başka ürüne ilişkin 2 farklı daha fatura kesmiş, birçok ödeme alınmış olup yalnızca bakiye kalan kısmın 9.259,59 TL olduğunu, Davacı yanın fatura bedelini uzun vadeye yayarak geç de olsa kısmi ödemeler yapmış ve takibe konu faturaya ilişkin takip tarihine dek bakiye kalan 9.259,59 TL’yi ödemediğini, Şifahen yapılan görüşmelerin sonuçsuz kaldığını, Bakiye tutarın tahsil edilememesi üzerine davacı aleyhine——sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, Alacağın niteliğinin “fatura bakiye alacağı” olduğu belirtilmiş ve takip öncesi faiz talep edilmediğini, Davacı, icra takibine itiraz süresini kaçırmış ve takip 03.11.2020 tarihinde kesinleştiğini, Müvekkilin ticari defterlerine göre kısmi ödemelerin alacaktan mahsubu sonucunda müvekkil şirket 9.259,59 TL alacaklı olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, Davacının menfi tespit/istirdat talepli davası zorunlu arabuluculuğa tabi bir dava çeşidi olduğundan, davacının arabuluculuk başvurusu yapmadan doğrudan dava ikame etmesi dava şartının eksik olduğu göstermekte olup davacının davasının usulden reddine, Müvekkil şirket yönünden ayıplı yahut eksik bir hizmet bulunmadığı gibi, davacının itiraz etmediği ve ihtirazı kayıt vs. bildirmediği faturanın bakiyesinin tahsiline ilişkin olarak açılan ——Sayılı icra dosyasındaki icra takibine yönelik borçlu olmadığı iddiası hukuki dayanağı bulunmayan, haksız ve kötüniyetli bir iddia olduğundan Davasının Reddine, davacının tazminat taleplerinin reddi ile, haksız ve kötü niyetli olarak huzurdaki davayı açan davacının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, Yargılama Giderleri ile Avukatlık Ücretinin haksız ve kötüniyetli davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında kurulan ticari ilişki kapsamında ve başlatılan icra takibi neticesinde borçlu olunmadığının tespiti ile ödenen paranın istirdatına yönelik açılan menfi tespit davasıdır.
HMK’nın ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince de, kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.Uyuşmazlığın çözümünün teknik yönlerden bilirkişi incelemesi yapılmasını gerektirdiğinden davacı vekiline hazır bulunduğu —–ara karar doğrultusunda bilirkişi ücretini yatırmak üzere kesin süre verilmiş, davacı tarafca bilirkişi ücreti yatırılmamıştır. Davacının kesin delil olan yemin deliline dayandığı yemin delilinin hatırlatılmasına rağmen yemin metni sunulmadığı, davacının aradaki ilişkiyi kabul etmesi nedeniyle ispat yükünün davacıda olduğu iddiasının haklılığını ispat edecek başkaca da delil sunmadığından ispat yükü üzerine düşen davacının ispat yükünü yerine getiremediği anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddi yolunda hüküm kurulmuştur.
Davacının kötüniyetli olduğu da davalı tarafından ispat edilemediğinden davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar harcı 80,70-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 158,14 TL harcın mahsubu ile artan 77,44-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yokluğunda davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde—–Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.