Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/984 E. 2021/690 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/984 Esas
KARAR NO: 2021/690
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/12/2020
KARAR TARİHİ: 15/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın, davacı müvekkilleri aleyhine —– sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının takibe koymuş bulunduğu çeklerdeki ciro silsilesine göre müvekkillerinin takibe konu çektelerdeki sorumluluğu ve borcu sona erdiğini, müvekkilleri aleyhine yapılan takip hukuka aykırı olduğunu, Takibe konulan çeklerdeki ciro silsilesi’nin keşideci —— olduğunu, geriye dönüş cirosu ile çeki devralan ilk ciranta —- devretmeden önceki durumuna girdiğini, bu hali ile çeki —- ciro yolu ile alan davalı takip alacaklısının sadece —- olduğunu, yapmış oldukları arabuluculuk başvurusundan da netice alamadıklarını, bu hali ile müvekkillerin davalıya borçlu olmadığının tespiti için sayın Mahkemeye başvurmak zorunda kaldıklarını, tüm bu nedenlerle müvekkillerin haciz baskısı altında olduğundan öncelikle Takibin tedbiren durdurulmasına, müvekkillerinin,—- davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalının %20 suiniyet tazminatı ödemesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların huzurdaki davada ihtiyari dava arkadaşı durumunda olduğunu, davacıların her birinin davası ayrı bir dava durumunda olduğundan davacıların her birinden ayrı ayrı dava harcı alınması gerekmekte olduğunu, ancak , dava dilekçesi ekinde sunulan harç makbuzuna bakıldığında tek bir davacı için dava harcı yatırıldığı açık olduğunu, hal böyle olunca davanın açılmış sayılması için öncelikle eksik dosya harcının tamlatılmasına aksi takdir yasaya aykırı açılan davacıların davasının reddine karar verilmesi gerekmekte olduğunu, zira yargı içtihatları da bu doğrultuda olduğunu, 6102 Sayılı yasanın 788 maddesinin 3. Fıkrasında ki düzenleme ” Ciro, düzenleyen veya çekten dolayı borçlu olanlardan herhangi biri lehine de yapılabilir. Bu kişiler çeki yeniden ciro edebilirler…’ şeklinde olduğunu, 6102 sayılı yasanın 818.maddesinin ı-k fıkralarının atfı ile uygulanacak olan 724 madde düzenlemesi ” Bir poliçeyi düzenleyen, kabul eden, ciro eden veya o poliçeye aval veren kişiler hamile karşı müteselsil borçlu sıfatıyla sorumludurlar. Hamil, bunların borçlanmadaki sıraları ile bağlı olmaksızın her birine veya bunlardan bazılarına ya da hepsine birden başvurabilir. Poliçeden dolayı borç altına girmiş olup da poliçeyi ödemiş bulunan herkes aynı hakkı kullanabilir. Hamil borçlulardan yalnız birine başvurmakla, diğer borçlularla ilk önce başvurduğu borçludan sonra gelenlere karşı haklarını kaybetmez…” şeklinde olduğunu, kanunun amir hükümlerinden de analaşılacağı üzere, çekin yeniden cirolanıp kullanıma konulması yetkili hamilin tüm cirantalara başvuru hakkına helal getirmemekte olduğunu, ayrıca menfi tespit davalarını inceleyen ve kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil eden yargıtay ilgili dairesinin yerleşmiş güncel uygulamaları da bu doğrultuda olduğunu,—– dosya içeriği incelendiğinde borçlu olmadıklarını ve sorumlu olmadıklarını iddia eden davacıların icra dosyasına beyanda bulunarak , ödeme taahhüdünde borcu kabul ettikleri gerek yazılı beyanları gerekse icra ceza mahkemeleri huzurunda vermiş oldukları beyanları ile somut bir şekilde ortada olduğunu,——- sayılı dosyası nedeni ile sorumlu olmadıklarını iddia eden davacıların icra takibi başladıkta yaklaşık —- yıl sonra huzurdaki davayı ikame etmeleri kötü niyetlerini ve alacaklılarını zarara uğratmak için her şeyi yaptıklarının ve yapabileceklerinin somut kanıtı olduğunu, zira icra takibi sırasında da davacılara müvekkili tarafından borçlarını ödemesi yönünde yapılan yardımlar bu durumu açıkça ispatlamakta olduğunu, lakin davacıların borçlarını ödemek yerine sebepsiz zenginleşmeye çalışmaları kötü niyetlerinin somut ispatı olduğunu tüm bu nedenlerle davacı tarafça açılan davanın reddine, dava harçlarının tamlatılması sonrasında yapılacak olan yargılama neticesinde davacıların haksız ve mesnetsiz iddialarına dayalı kötü niyetli davalarının ayrı ayrı reddine ile %20 kötü niyet tazminatı ile yargılama ve vekalet ücretlerini ödemeye mahkum edilmelerine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce;—– sayılı dosyası ve içerisinde bulunan takibe konu çeklerin aslı gibidir yapılmış suretleri istenilerek incelenmiştir.
Dava hukuki niteliği itibariyle, İİK’nın 72.maddesi uyarınca, icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davasıdır.
Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklıdadır. Ancak davalının alacağı senede dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer. Kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan borçlu olunmadığının ispat yükümlülüğü davacı borçluya aittir. Karine olarak bir kambiyo senedinin mevcut bir borcun ifası veya itfası amacıyla verildiği kabul edilir. Kambiyo senetleri birer ödeme aracıdır. Borçlu, bononun teminat bonosu olduğu yönündeki iddiasını yazılı delil ile ispatlamalıdır. Bu konuda tanık dinletilmesi de mümkün değildir. ——
Somut olayda takibe konu çeklerin keşidecisinin dava dışı—-lehtarının—-olduğu, çeklerin arkasında sırasıyla —– cirosunun bulunduğu görülmektedir.
6102 sayılı TTK’nın 788 maddesi hükmü uyarınca, açıkça——kaydıyla veya bu kayıt olmadan belirli bir kişi lehine ödenmesi şart kılınan bir çek, ciro ve zilyetliğin geçirilmesiyle devredilebilir.—— kaydıyla veya buna benzer bir kayıtla belirli bir kişi lehine ödenmesi şart kılınan bir çek, ancak alacağın temlikiyle devredilebilir. Bu devir, alacağın temlikinin hukuki sonuçlarını doğurur. Ciro, düzenleyen veya çekten dolayı borçlu olanlardan herhangi biri lehine de yapılabilir. Bu kişiler çeki yeniden ciro edebilirler.
——– Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, borçluya karşı müracaat borçlusu durumunda olan keşideci tarafından çekin ciro yolu ile eline geçmesi TTK’nın 788/3. maddesi gereğince yeniden tedavüle koyarak başkasına ciro etmesi mümkündür. Ancak bu şekilde ciro yolu ile çeki devraldıktan sonra keşidecinin sorumlu olduğu kişiye karşı başvurması mümkün değildir. Geriye dönüş cirosu ile çeki devralan keşidecinin durumu, çeki devretmeden önceki durumda olup çeki keşideciden önceki cirantaya başvurma imkanı yoktur.
Bu durumda, alacaklının, keşidecinin cirosundan önce cirosu bulunan ciranta veya lehtarı takip hakkı bulunmadığından, davacıların haklı görülen davalarının kabulü ile davacıların —— dosyasına konu çeklerden dolayı borçlu olmadıklarının tespitine dair karar vermek gerekmiştir.
İİK. 72/5 maddesine göre; “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir.” hükmünü içermektedir.
Madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere menfi tespit davası açmak zorunda bırakılan borçlunun tazminat talep edebilmesi için gerekli koşullar; bu yönde bir talep olması, borçluya karşı icra takibi yapılmış bulunması ile takibin haksız ve kötü niyetli olmasıdır.
Davalının takipte kötü niyetli olduğunu ispat yükü; davacının (borçlunun) üzerindedir. Davacılar tarafından davalının kötüniyetli olduğuna ilişkin delil sunulmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Davanın KABULÜ ile davacıların——esas sayılı takip dosyasına konu çeklerden dolayı borçlu olmadıklarının tespitine,
2-)Şartları oluşmadığından davacıların tazminat taleplerinin reddine,
3-)Alınması gereken 86.278,82 TL nisbi harçtan başlangıçta alınan peşin harcın mahsubu ile bakiye 21.569,69 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-)Davacılar tarafından yapılan 21.631,91 TL dava açılış masrafı, 43.258,02 TL harç ile 54,50 TL yargılama masrafından ibaret toplam 64.944,43 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
5-)Davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, kendisini vekille temsil ettiren davacılar lehine karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 77.006,69 TL’şer vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara ayrı ayrı ödenmesine,
6-)Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
7-)Karar kesinleştiğinde —-sayılı takip dosyasının iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——–Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/09/2021