Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/976 E. 2022/693 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/976 Esas
KARAR NO: 2022/693
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 24/12/2020
KARAR TARİHİ: 13/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —– dönüş yapmakta olan —– seyir halinde olan —— çarpışması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazası sonucunda —- plakalı——-konumunda bulunan müvekkil ağır derecede yaralandığını, —— plaka sayılı aracın davalı——kaza tarihini kapsar —-poliçesi olduğunu, müvekkilinin belirtilen kazadan kaynaklı geçici ve kalıcı maluliyetinin tespiti ile fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili için ——göremezlik tazminatı,—-geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam —–tazminatın başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden kusuru oranında tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraftan talep edilen eksik belgelerin müvekkili şirkete sunulmadığını, davacı tarafın soruşturma aşamasında şikayetçi olduğunu beyan etmiş olduğunu, tazminat davası açma hakkının ortadan kalktığını, bu sebeple davanın reddinin gerektiğini, davayı kabul anlama gelmemekle birlikte kusur oranlarının ——– tarafından belirlenmesi gerektiğini, davacı tarafın sigortalısının kusurunu ve kusur ile maluliyet arasında illiyet bağı bulunduğunun davacı tarafından ispatının gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
DAVA DEĞERİ ARTIRIM:
Davacı vekilince sunulan —- tarihli dilekçe ile dava değerinin —- artırıldığının bildirildiği, gerekli harcın ikmal edildiği görüldü.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, trafik kazası sonucu oluşan kalıcı ve geçici iş göremezlik nedeni ile uğranılan zararın tazminine ilişkin olarak açılan maddi tazminat davasıdır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve maluliyete ilişkin —–rapor alınmıştır.
Mahkememizce maluliyet oranının tespiti için davacı— sevk edilmiş, kurum tarafından hazırlanan —– bırakmadığından;———— hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından malüliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin —olay tarihinden itibaren—- kadar uzayabileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
—— maddeleri gereğince bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir. Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur. Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir ——-,—- düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiş olup, bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
—- “işletenlerin, bu kanunun —– olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, ——sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı ——-göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Anılan yasal hükümlerden, —–; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir.
İşletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının —– düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkindir.
——Trafik Kanunu’nun —– bir motorlu aracın karıştığı kazada, bir 3. kişinin uğradığı zarardan dolayı birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunların müteselsil sorumlu olarak tutulacağı hüküm altına alınmıştır.
Somut uyuşmazlıkta yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince trafik kazası sonucu oluşan zararlardan kusuru ile sebebiyet veren davalılar trafik sigortacıları davacıya karşı halefiyet hükümleri gereğince sorumludur.
Maluliyet raporuna göre davacının davaya konu kaza sebebiyle maluliyetini fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren — uzayabileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.Mahkememizce aldırılan —- tarihli bilirkişi raporu ile kusur yönünden yapılan incelemede —- sürücüsü —— gelmesinde asli ve % 75 kusurunun olduğu, — plakalı—- kazanın meydana gelmesinde tali ve %25 oranında kusurlu olduğu, —– sürücüsü —— dosya kapsamında kask takmadığının belirlendiği ve sürücü belgesiz olduğu nedeni ile müterafik kusur verilebileceği, tazminat yönünden yapılan incelemede —–sayılı iptal kararı dikkate alınarak ——– tarihli davacının maluliyetine ve iyileşme sürecine ilişkin raporu ile; davacı için tüm vücut engellilik oranının ——- geçici iş göremezlik dönemi için hesaplama yapıldığı, —- doğrultusunda, davacının geçici iş göremezlik dönemi
boyunca %100 oranında malul kaldığının kabul edildiği, davacı —- olay tarihinden itibaren ——olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.Hatır taşıması ise bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır.Müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir.——-
Buna göre, hatır taşıması indirimi için kural olarak hatır taşıması şartlarının varlığı yeterli iken, müterafik kusur indirimi için zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında kusurlu olmasını ifade etmektedir.
Eldeki davada davacının kask takmadığı, yaralanmanında yüzde gerçekleştiği müterafik kusurlu olduğu, birden fazla müterafik kusur sebebi bulunsa dahi bir kez müterafik kusur indirimi yapılacağından hükmedilecek tazminattan yüzde yirmi oranında müterafik kusur indirimi yapılmıştır. Bilirkişi hesaplama yaparken yüzde yirmi oranında müterafik kusur indirimi yaparak hesaplama yapmadığı, ancak davacının müterafik kusur indirimi gözetilerek talep artırımı yaptığı görüldüğünden talep arttırım dilekçeside dikkate alınarak müterafik kusur indirimi yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, usul ve yasaya uygun maluliyet ve bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının kalıcı maliyeti bulunmadığından kalıcı iş göremezlik tazminatı talebinin —-sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olacağı, davacının kask kullanmadığı yaralamanın yüzde gerçekleştiği anlaşılmakla müterafik kusur indirimi uygulanarak geçici maluliyeti dikkate alınarak geçici iş göremezlik tazminatının halefiyet hükümleri gereğince bilirkişi raporu hükme esas alınarak müterafik kusur indirimi uygulanarak kabulüne temerrüt tarihleri nazara alınarak o tarihten yasal faiz uygulanmasana davanın kısmen kabulü yolunda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
2—-geçici iş göremezlik tazminatının , davalı ‘dan temerrüt tarihi olan —– tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Kalıcı iş göremezlik tazminatı talebinin reddine,
4-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 1.084,84 TL’den dava açılırken yatırılan 54,40 TL peşin harç ve dava değeri artırım dilekçesi ile yatırılan 54,25 TL tamamlama harcı olarak ikmal edilen toplam 108,65 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 976,19 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 54,40 TL peşin harç, 54,25 tamamlama harca, 54,40 başvurma harcı, 7,80 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 170,85 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 179,10 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.979,10 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %99,37 oranında olmak üzere 1.966,63 TL sinin davalıdan tahsiline, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenecek 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenecek 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
10-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
11-Kararın kesinleşmesi kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin e-duruşma vasıtasıyla yüzüne karşı, davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde————–Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/10/2022