Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/940 E. 2021/326 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/102 Esas
KARAR NO: 2021/295
DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/09/2019
KARAR TARİHİ: 25/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şikelin giriştiği ticari ilişki sonucu sattığı emtianın bedelini ——-ile aldığını, çekin bankaya ibrazında karşılıksız çıktığını, daha sonra başlatılan icra takibinin semeresiz kaldığını, 5941 sayılı Çek Kanunu gereği bankaların çek müşterilerini titizlikle seçmeleri ve basiretli davranmaları gerektiğini ancak davalı bankanın yeterli ve gerekli araştırmaları yapmadan bu çeki verdiğini, çek hamili ile ilgili bilgileri davalı bankanın müşteri sırrı olarak sakladığım, yasa gereği arabulucuya başvurulduğunu, ancak herhangi bir anlaşmaya varılmadığını beyanla fazlaya ilişkin ve artırma hakları saklı kalmak kaydıyla, 5941 sayılı Çek Kanununun 2. maddesine aykırı olarak basiretsiz bir şekilde çek karnesi veren davalı bankanın anılan yasa kapsamındaki sorumluluğu nedeniyle şimdilik —— olmak kaydı ilâ çek bedeli Kadar maddi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davasını haksız fiil sorumluluğuna yönelttiğini, haksız fiilden kaynaklanan davaların BK’nun 60. maddesi gereğince 1 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu ve 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, bu nedenle huzurdaki davanın öncelikle zamanaşımı süresi geçmiş olduğundan reddinin gerektiğini, tüm evrakların alınarak gerekli şekli incelemelerin yapıldığını ve bir eksiklik tespit edilmediğini, gerekli araştırmaların yapıldığını ve işyerinin ziyaret edildiğini, çek karnesi verilirken firmanın yazılan çeki ve/veya protesto olmuş senedine rastlanılmadığını, çek keşidecisi hakkında —– gerekli sorgulamaların yapıldığını ve bir olumsuzluğa rastlanılmadığından, müvekkil bankanın 3167 sayılı kanunun 2. ve 3. maddesi gereğince kendisine yüklenen sorumlulukları yerine getirdiğini, bunun aksini iddia eden davacı tarafın varsa müvekkil bankaya yükleyeb ilecek bir kusuru ispat ile mükellef olduğunu savunarak, davanın reddine, yargılama masrafları ile birlikte karşı yan vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu ile özetle; 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 2. maddesine aykırı olarak basiretsiz, bir şekilde çek karnesi veren davalı bankanın anılan yasa kapsamındaki sorumluluğu nedeniyle, işbu davanın açıldığı, bilirkişi tarafından yapılan araştırma ve incelemeler neticesinde, davalı bankanın 5941 sayılı çek kanunu kapsamında basiretli davrandığı sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Dava, banka tarafından çek hesabı açılırken gerekli özenin gösterilmemesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Bankalar çek karnesi verirken kişinin ekonomik ve sosyal durumunun belirlenmesinde gerekli dikkat ve özeni göstermelidir, sadece ibraz edilen bir kısım belgelerle yetinmeyip, hesap açtırmak isteyen kişiyi işyeri seviyesinde soruşturmak ve benzeri incelemeleri yapmak suretiyle hesap açmak ve buna göre çek karnesi vermek durumundadır. Bununla birlikte davacı da ticari ilişkiye girdiği partneri seçmekte özenli davranmalıdır. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuna göre davalı bankanın dava dışı şirkete çek karnesi vermeden önce gerekli araştırmaları yaparak 5941 sayılı çek kanununa göre basiretli davrandığı belirtilmiştir.
Öte yandan işbu davanın açılabilmesi için keşideci ve cirantalara müracaat edilmesi ve yasal yolların teketilmesi gerekir. Bir başka deyişle davacının dava konusu çekten dolayı zararı doğmalıdır. Dosya kapsamında ——– üzerinden celp edilen icra müdürlüğü dosyasında davacı hamil, keşideci ve cirantalar hakkında yasal yollara başvurmuş olup ———- takip borçluları hakkında aciz vesikası alınıp alınmadığı sorulmuş ve aciz vesikasının alınmadığı mahkememize bildirilmiş olup takibin sonuçlanmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla takip borçluları yönünden takibin semeresiz kaldığı söylenemeyeceğinden ve davalı bankanın özen yükümlülüğünü yerine getirdiği anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.———–
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harcın davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 85,39 TL harçtan karşılanarak bakiye 26,09 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin HMK 331. Maddesi uyarınca davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesinlik sınırının altında kalan kesin karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/03/2021