Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/932 E. 2022/734 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/932 Esas
KARAR NO : 2022/734

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/12/2020
KARAR TARİHİ : 27/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki nedeniyle doğan alacağının bulunduğu, müvekkilin yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalı borçlunun borcunu zamanında ödemediğini, borçlu hakkında —- Esas sayılı dosyasından icra takibine geçildiğini, borçlunun borcun tamamı ve ferilerine itiraz ettiğini, müvekkili .—- davalı şirketin borcunu ödeyeceğine güvenerek bir takım hizmet sözleşmeleri yaptığını, yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalının sözleşmeden doğan borçlarını ödemeyerek müvekkili zor duruma düşürdüğünü, ekte sunmakta oldukları—– defterine göre —- tarihindeki —–olduğunu, yine—- deftere göre —— tarihli—– uyarınca ——– alacak tutarı olduğunun görüldüğünü, dilekçe ekinde sunulan çek ve fatura örneklerinin de davalının müvekkil …—- borçlu olduğunun açık olduğu,———-Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhine——– ticari alacağa istinaden —– dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, icra takibine itirazları nedeniyle huzurdaki dava açıldığını, taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden müvekkil şirketin tüm yükümlülüklerini yerine getirdiklerini, takip tarihinden önce tarafların karşılıklı olarak birbirlerini ibra ettiklerini, taraflar arsında —————- tarihli ——– sözleşmesinin imzalandığını, ….—-herhangi bir borcunun kalmadığını, karşılıklı olarak ibralaştıklarını, bu sözleşmenin dışında herhangi bir ticari ilişkinin de bulunmadığını, davacı vekili tarafından ibraname tarihinden ————dosyası ile —– tutarında icra takibi başlatılmış olduğunu, .—– takibin sehven başlatıldığı gerekçesi ile takipten feragat ettiğini, bu takibi başlattığı için vekilini—–tarihli —– azlettiğini, ancak, davacı tarafından sunulan feragat dilekçesi ile davacı tarafın müvekkil şirketten herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını, kabul ettiğini, davacı vekilinin icra dosyasında müvekkilinin feragat dilekçesinin bulunmasına rağmen —- sayılı dosyası ile müvekkil şirket aleyhine vekalet ücreti talepli icra takibi başlattığını, bu takibe ilişkin—– Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davasının devam ettiğini, Huzurdaki davaya konu icra takibinin de önceki takipler gibi haksız olarak ve sırf vekalet ücretine hak kazanabilmek içim başlatıldığını, bir borcunun kalmamasına rağmen müvekkil şirket aleyhine … ve vekili tarafından —–tutarında iİlamsız icra takibi başlatıldığını, huzurdaki davaya konu icra takibinin de konusunun feragat edilen takip ile aynı olduğunu, davacının her ne kadar——defter kayıtlarına dayanmış olsa da taraflar arasındaki ticari ilişkinin bittiğine ilişkin —- tarihli — anlaşması ve davacı tarafından verilen 12/05/2019 feragat dilekçesi de göz önünde bulundurularak ticari defterler incelenmeksizin davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Mahkememizce aldırılan —- tarihli bilirkişi raporu ile davalı tarafın —- yıllarına ait ticari defterlerinin tasdik işlemleri yasal süreleri içerisinde yapıldığı ve defterlerin sahibi lehine delil kabiliyetlerinin bulunduğu, davalı taraf kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan alacağının bulunmadığı,—- yevmiye numaralı evrakı ile davacı —–tarafından———— azledilmesine karşın, söz konusu azil huzurdaki dava açılmadan önce gerçekleştirilmiş olup, ilgili feragatin —- dosya ile bağlantılı olduğu, huzurdaki uyuşmazlığa —— düzenlendiği ve ———————–sayılı icra dosyasına bu vekâletnamenin eklendiği, söz konusu icra dosyasından — tarihi itibariyle feragat edilmediği, bu bağlamda hakkın kötüye kullanılıp kullanılmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce aldırılan — tarihli bilirkişi raporu ile taraflar arasındaki ticari ilişkinin — sona erdiği,—feragat beyanı olmadığı, ibraname tarihinin —- olduğunun tespit edildiği, ibraname konusunda ise— tarihinde ve karşılıklı olarak düzenlenen ibranamenin hangi amaçla ve hangi şartlarda düzenlendiğinin takdir edilmesinin mümkün olmadığı, davacının ticari defter kayıtlarına göre ve —. alacağının bulunduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle,—– icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla—- itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konusu—–dosyası iesas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememizce talimat yolu ile —–tarihli bilirkişi raporu ile davacı ….—- ticari defterlerinin usulüne uygun olarak düzenlendiği, defter ve kayıtların birbirlerini teyit ettikleri, davacının davalı ..—- alacağının bulunduğu,——- sayılı dosyası ile talep edilen alacağın 300.000,00 TL. olduğu, Davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu fatura ve çek fotokopilerinin ticari defter kayıtlarında bulunduğu, davacının davalıdan olan tahsilatının ———- tahsilatı olduğu, Oysa, Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile —- aşan ödemelerin —-aracılığı ile yapılmasının —- kılındığı, davalı tarafından belirtilen davacıya ait feragat ve ibraların iş bu davadan önceki tarihlere ait olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce feragat tarihi ve ibraname de incelenmek sureti ile bu tarihlerden sonra taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı hususu ile davalı itirazları da değerlendirilmek üzere rapor alınması hususunda ek rapor aldırılmak üzere tekrar talimat yazılmasına karar verilmiş bilirkişi tarafından talimat mahkemesine sunulan rapor ile taraflar arasındaki ticari ilişkinin —- sayılı dosyasında bir feragat beyanı olmadığı, ibraname tarihinin ise —-, ibraname konusuna gelince; 25.02.2019 tarihinde ve karşılıklı olarak düzenlenen ibranamenin hangi amaçla ve hangi şartlarda düzenlendiğinin tarafımızca takdir edilmesi mümkün olmadığı, kaldı ki, 28.06.2021 tarihli kök rapor ile davacının ticari defter kayıtlarına göre ve —- bulunduğunun tespit edildiği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce aldırılan —— tarihli bilirkişi raporu ile davalı tarafın ——yıllarına ait ticari defterlerinin tasdik işlemleri yasal süreleri içerisinde yapıldığı ve defterlerin sahibi lehine delil kabiliyetlerinin bulunduğu, davalı taraf kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan alacağının bulunmadığı, —-yevmiye numaralı evrakı ile davacı … tarafından—– azledilmesine karşın, söz konusu—– dava açılmadan önce gerçekleştirilmiş olup, ilgili feragatin—- sayılı dosya ile bağlantılı olduğu, Huzurdaki uyuşmazlığa———- vekâletname düzenlendiği ve ———- icra dosyasına bu vekâletnamenin eklendiği, söz konusu icra dosyasından —- tarihi itibariyle feragat edilmediği, bu bağlamda hakkın kötüye kullanılıp kullanılmadığının takdirinin mahkemeye bırakılabileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222/2. Maddesinde Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde)yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde). Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda davacı ve davalı tarafın ticari defterlerini incelenmek üzere sunduğu anlaşılmıştır. Davacının ticari defterlerine göre alacağın bulunduğu davalı taraf ticari defterlerine göre alacağın bulunmadığı, sadece davacı defterlerine dayanarak davanın kabulüne karar verilemeyeceği, ispat yükünün davacı tarafta olması nazara alınarak davacının kesin delil olan yemin deliline dayandığı yemin delilinin hatırlatılmasına rağmen yemin metni sunulmadığı ispat yükü üzerine düşen davacının ispat yükünü yerine getiremediği anlaşılmakla usul ve yasaya uygun bilirkişi raporları da hükme esas alınarak ispatlanamayan davanın reddi yolunda hüküm kurulmuştur. Her ne kadar davacı davasında haksız ise de kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davalının yerinde görülmeyen tazminat talebinin reddine karar verilmiştir
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harcın davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 3.623,25 TL harçtan karşılanarak bakiye 3.542,55‬ TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 147,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —— ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6—— arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.