Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/893 E. 2023/357 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/893 Esas
KARAR NO: 2023/357
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 24/11/2020
KARAR TARİHİ: 30/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —— tarihinde ——– adresinde markete gitmek üzere kontrollü bir şekilde karşıdan karşıya geçerken —— plaka numaralı motorsikletin kusurlu olarak kendisine çarpması neticesinde yaralandığını, sonrasında müvekkilim ambulans ile hastaneye kaldırılmış, acil tetkik ve tedaviler yapıldıktan sonra müvekkilim taburcu edildiğini, kaza sonucu müvekkilinin maddi ve manevi kayıplar yaşadığını beyanla; Davanın kabulüne, müvekkilinin uğramış olduğu 33.847 TL Maddi tazminatın (tedavi gideri, her iki davalıdan müşterek ve müteselsilen), müvekkilin manevi yıpranmasına karşılık 20.000 TL manevi tazminatın da davalı ——- tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı ——- vekili cevap dilekçesinde özetle; Aktif taşıt trafiğinin olduğu bölgelerde gerekli görülen alanlarda idare tarafından yaya geçidi alanı belirlenerek yayaların öncelikli geçiş hakkının sağlandığını, kazanın gerçekleştiği adres olan —— olup aktif araç trafiğinin ve iki taraflı olarak trafik akışının gerçekleştiği bir cadde olduğu ve cadde üzerinde yayaların karşıdan karşıya geçmesi için yaya geçitlerinin mevcut olduğunu, davacı tarafın yaşının getirdiği yavaş hareket kabiliyeti sebebi ile de aktif araç trafiğinin olduğu bölge böyle bir hareketi gerçekleştirmeye çalışması davacının kusurlu olduğunu gösterdiğini, müvekkili şirket çalışanı olan hakimiyetinde olan motosiklet olağan bir hızla seyir halinde iken davacı ——- karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı sırada aniden koşmaya başlayarak kazanın gerçekleşmesine sebebiyet verdiğini beyanla; Davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle; —— plakalı kazaya karışan araç müvekkili şirkete, 01.11.2019-01.11.2020 tarihleri arasında geçerli olmak üzere —– numaralı——- ile sigortalı olduğunu, işbu poliçeden dolayı sorumluluğun sigortalısı kusuru oranında olmak üzere, maddi ve bedeni hasarlarda kaza başına 410.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin tedavi gideri masraflarına ilişkin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından, huzurdaki davanın bu nedenle de esastan reddi gerektiğini, geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri talebine ilişkin müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından, işbu davanın esastan da reddi gerektiğini, müvekkili şirketin manevi tazminat taleplerine ilişkin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından, huzurdaki davanın bu nedenle esastan reddi gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğundan bahsedebilmek için, öncelikle sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ispat edilmesi gerektiğini, davacı vekilinin talep etmesi gereken faizin yasal faiz olması gerektiğini beyanla, müvekkili sigorta şirketi aleyhine ikame edilen işbu davanın reddine, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, meydana gelen trafik kazası nedeni ile oluşan maddi ve manevi zararların tazminine yönelik olarak açılan tazminat davasıdır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Öncelikle tarafların kusur oranlarının tespiti bakımından mahallinde keşif yapılmak sureti ile bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişi tarafından verilen raporda özetle; “Dosya kapsamındaki mevcut veriler, keşif Mahallindeki tespitler ve olay anı görüntülerindeki olayın oluş şeklinin birlikte değerlendirilmesi sonucu; 12/03/2020 tarihinde meydana gelen olayda; Davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü, dava dışı —— oranında kusurlu olduğu, Davacı yaya —– %75 (Yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu,” şeklinde rapor sunulmuştur.
——- tarafından tanzim edilen raporda özetle; Mevcut belgelere göre; doğumlu —— 12.03.2020 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle 20.02.2019 tarihli 30692 sayılı Resmi Gazetede Yayınlanan Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmeliğe göre maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından; kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği ” şeklinde rapor sunulmuştur. Kusur durumunun tespiti ve ——- alınan maluliyet raporu ile oluşan zararın tespiti, tarafların sorumluğu yönünden bilirkişi heyetinden rapor tanzimi istenmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından verilen raporda özetle; “Kazaya karışan ve kazada %25 kusurlu olduğu tespit edilen —— plakalı aracın davalı sigorta şirketince 01.11.2019-01.11.2020 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ———– numaralı ——– Poliçesi ile sigortalı olduğu, ———- poliçesinin bedeni hasarlarda kaza başına 410.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere teminat limiti mevcut olup poliçe dava konusu hasarı, vade tarihi itibariyle teminat altına aldığı, geçici iş görmezlik talebinin teminat kapsamında olduğu (limit 410.000,00 TL), ayrıca tedavi giderlerinin ——-üzerinde kalan kısmının sağlık giderleri teminatı kapsamında olduğu Trafik Sigortası Genel Şartlarının, A.6. TEMİNAT DIŞINDA KALAN HALLER (f) bendi gereğince Manevi tazminat taleplerinin davalı sigorta şirketi sorumluluğunda olmadığı, manevi tazminat talebi takdirinin Mahkemeye ait olduğu, ——— Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğe göre sürekli iş göremezlik oranının olmadığı görüldüğünden kazazede yönünden sadece Geçici İş Göremezlik hesabı yapıldığı, Geçici İş Göremezlik Hesabının Geçmiş (Bilinen) Dönem içerisinde sonlanan bir hesap olması sebebiyle, gerek yapılan ödeme tarihine göre, gerekse rapor/hesap tarihine göre yapılacak hesaplamalarda hangi ——kullanıldığının ve hesap yöntemi olarak——– Aktüeryal yöntem kullanılmasının hesaplamaya herhangi bir etkisinin bulunmadığı, Davalılar ya da dava dışı ———tarafından davacı ——— Geçici İş Göremezlik Zararı yönünden ödeme yapıldığına dair herhangi bir belge tespit edilmediği, davacının Geçici İş Göremezlik Zararından bu açıdan herhangi bir tenzil yapılmadığı, Davacı ——- davalıların kusuru üzerinden hesaplanan Geçici İş Göremezliğin 4.733,96 TL olduğu, zararının dosya içeriğindeki tıbbi bilgi, belge ve faturalar incelendiğinde; tedaviler ve tedavi giderlerinin kazada meydana gelen sağ femur subtrokanterik kırığı ile illiyetli olduğu, tıbbi belgeler incelendiğinde —— anlaşmalı sağlık kurumlarındaki tedavi giderlerini —- ile karşıladığının anlaşıldığı, dava konusu tedavi giderlerinin, —– anlaşmalı kurumlara ödenen fark ücreti, ——- anlaşmalı olmayan kurumlardaki tedavi ücreti ve tedavi yapan serbest hekime ödenen tedavi giderleri olduğu, dava konusu tedavi giderlerinin 36.747,00 TL olduğunun tespit edildiği, davacının ——– hastanesine ait 2.900,00 TL tutarındaki fatura hariç 33.847 TL kısmını talep ettiği, dava konusu tedavi giderleri, —- anlaşmalı kurumda acil hali sonlandırıldıktan sonra —- tarafından sevk edilmeksizin—- anlaşmalı kurumlardaki fark ücretleri,—— ile anlaşmalı olmayan kurumlardaki ve hekime ait tedavi giderleri olduğu için —- dava konusu tedavi giderlerinden sorumlu olma Kusur durumuna göre; davalı sigorta şirketi sigortalısı kazanın meydana gelmesinde %25 oranında kusurlu olduğundan; Mahkeme tarafından davacının tedavi giderlerinden sorumlu kabul edilirlerse; Davacının tedavi gideri 36.747 TL kabul edilirse 9.186,75 TL kısmından sorumlu oldukları, Davacının tedavi gideri 33.847 TL kabul edilirse 8.461,75 TL kısmından sorumlu oldukları, ” şeklinde rapor sunulmuştur. Bilirkişi heyetinden alınan ek raporda özetle; “Dosya içeriğindeki tıbbi bilgi, belge ve faturalar incelendiğinde; Tedaviler ve tedavi giderlerinin kazada meydana gelen sağ femur subtrokanterik kırığı ile illiyetli olduğu, Tıbbi belgeler incelendiğinde —- anlaşmalı sağlık kurumlarındaki tedavi giderlerini – karşıladığının anlaşıldığı, dava konusu tedavi giderlerinin, —-anlaşmalı kurumlara ödediği 15.147,00 TL ilave ücret ve—— anlaşmalı olmayan serbest hekime ödediği 37.800,00 TL belgeli tedavi giderleri olduğu, Dava konusu tedavi giderlerinin 52.947,00 TL olduğu, Dava konusu tedavi giderleri,—- anlaşmalı kurumda acil hali sonlandırıldıktan sonra —– tarafından sevk edilmeksizin kendi isteği ile gittiği —- anlaşmalı kurumlardaki fark ücretleri, —- anlaşmalı olmayan hekime ait tedavi giderleri olduğu için —- dava konusu tedavi giderlerinden sorumlu olmadığı, Kusur durumuna göre; Davalı sigorta şirketi sigortalısı kazanın meydana gelmesinde %25 oranında kusurlu olduğundan; Sigorta şirketi ve diğer davalının Mahkeme tarafından davacının belgeli tedavi giderlerinden sorumlu kabul edilirse; davacının 52.947 TL belgeli tedavi giderinin 13.236,75 TL kısmından sorumlu oldukları,” şeklinde rapor sunulmuştur.
2918 sayılı Yasanın 85 ve devam maddeleri gereğince bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir. Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur. Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir ———- 2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85.maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiş olup, bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Anılan yasal hükümlerden, ———- Sigortasının; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir.
İşletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkindir.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 88. maddesinde; bir motorlu aracın karıştığı kazada, bir 3. kişinin uğradığı zarardan dolayı birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunların müteselsil sorumlu olarak tutulacağı hüküm altına alınmıştır.
Somut uyuşmazlıkta yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince trafik kazası sonucu oluşan zararlardan kusuru ile sebebiyet veren davalı zorunlu mali maluliyet sigortacısı ile kazaya karışan davacı-zarar görene karşı sigortalısı olan aracın sürücüsünün kusuru oranında sorumludur. Aynı şekilde aracın işleteni olan diğer davalı da sigortalı aracın sürücüsünün kusuru oranında davacıya karşı sorumludur. KTK 88/1. Maddesine göre davalılar davacıya karşı müşterek ve müteselsilen sorumludur.Maluliyet raporuna göre davacının davaya konu kaza sebebiyle maluliyetinin %0 olduğu, kusur raporuna göre kazanın meydana gelmesinde davacının %75 oranında asli kusurlu olduğu, dava dışı sürücü ——– % 25 kusurlu olduğu, davalı tarafın kusur oranı üzerinden hesaplamaya göre, davacının 8.461,75 TL7lik tedavi gideri ve 100 TL geçici iş göremezlik tazminatından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğuna ilişkin karar vermek gerekmiştir. Davacı vekili tarafından geçici iş göremezlik talebi yönünden bir talep artırım ve ya ıslah dilekçesi sunulmadığından taleple bağlı kalınarak dava dilekçesinde talep edilen 100 TL üzerinden kabul kararı verilmiştir. Davacının kalıcı işgöremezliği bulunmadığından kalıcı iş göremezlik talebi reddedilmiştir. Her dava açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirileceğinden davacı vekilinin yargılama devam ederken dosyaya sunduğu ve bilirkişiler tarafından da hesaplamalarda dikkate aldığı görülen ve dava tarihinden sonraki tedavi giderlerine ilişkin olduğu anlaşılan ——— tedavi gideri hükme esas alınmaksızın 33.847,00 TL tedavi gideri üzerinden kusur oranları da dikkate alınarak değerlendirme yapılmıştır. Kaldı ki davacı tarafın fazlaya ilişkin isteme dair bir talebi de dosya kapsamında yoktur, dava 33.847 TL tedavi gideri talebi ile açılmıştır. Manevi zararın şahsiyet haklarına vaki tecavüz dolayısı ile bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ızdırap ve elem, bir kimsemin hayattan tat almasında yaşama zevkinde bir azalma olarak tarif edildiği, bu tariften anlaşılacağı üzere, manevi tazminata temel olan düşüncenin bozulmuş olan ruhi ve bedeni kusurun kısmen ve imkan nispetinde yeniden elde edilmesini teminine yönelik olduğu, manevi tazminatın kabulundeki gayenin faili cezalandırılmak veya onu muzayaka haline düşürmek olmadığı, mağdurun mal varlığında bir çoğalma husule getirmek veya mağdurun istediği tazmin şekillerini birini kabul etmek sureti ile onun acısını gidermek ve ruhen onu tatmin etmek şeklinde tarif edildiği, hukuka aykırı bir fiilin manevvie tazminatı gerektirebilmesi için o fiilin bir şahsın şahsa bağlı haklarını başka bir deyim ile şahsi menfaatlerini ihlal etmesi gerektiği, şahsa bağlı hakkın ise herkese karşı ileri sürülebileyeceği resmi ismi, şeref ve namusu özel hayata mesleki sırra iktisadi şahsiyete yapılan tecavüzlerin de şahsiyet haklarını ihlal eden haraketler olarak kabul edildiği TBK’nun 56 maddesinde de bu gibi şahsi menfaatlerin ağır ihlali halinde kusurunda ağır olması kaydı ile manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği kabul edilmiştir.Somut olayda davacının dava konusu kaza sebebiyle kalıcı iş göremezliğinin bulunmaması, geçici iş göremezlik durumu, kazanın taraflarının kusur durumları ve manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağı da dikkate alınarak davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne hükmedilerek aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminata ilişkin talebinin KISMEN KABULÜ ile; 8.461,75 TL tedavi gideri, 100 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 8.561,75 TL’nin davalı——– yönünden sigorta poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ve kalıcı iş göremezlik tazminatı talebinin reddine,
2-Davacının manevi tazminata ilişkin talebinin KISMEN KABULÜ ile; 5000,00 TL manevi tazminatın davalı ——– alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Karar harcı 584,85 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 183,92 TL harcın mahsubu ile bakiye 400,93‬ TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 183,92 TL peşin nispi harç, 419,90 TL keşif harcı olmak üzere toplam 658,22 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 5.300,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 589,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.889,00 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.483,19 TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davanın maddi tazminat davasında kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 8.561,75 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı tarafa verilmesine,
8-Davanın maddi tazminat davasında reddedilen kısmı için davalılar yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 10/2 maddesindeki esaslara göre belirlenen 8.561,75 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
9-Davacı kendisini manevi tazminat davasında vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca hesaplanan 5.000,00 TL’nin davalı——– alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı ——- kendisini manevi tazminat davasında vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/2. maddesi Uyarınca hesaplanan 5.000,00 TL’nin davacıdan alınarak, davalı ——— alınarak davacıya verilmesine,
11-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
12-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 332,45 -TL.sinin davalılardan müştereken ve mütesilsilen tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına, 987,55 TL.sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; davacı vekili ile davalı ———vekilinin yüzüne, diğer davalı Sigortanın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——– Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/05/2023