Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/88 E. 2022/492 K. 27.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/88 Esas
KARAR NO: 2022/492
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 10/01/2020
KARAR TARİHİ: 27/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; — sevk ve idaresindeki —- plakalı aracın devrilmesi sonucu tek taraflı trafik kazası meydana geldiğini araç sürücüsü —— vefat ettiğini, müvekkillerin tazminatlarının temini için sigorta şirketine başvuru yapılmış olup, tüm evraklar sigorta şirketine —tarihinde ulaştığını, –tarihinde vermiş olduğu yazı cevabı ile talebini ret ettiğini, —–yazı cevabıyla talebimizi reddettiğinden aynı tarihte temerrüde düştüğünü, arabuluculuk görüşmelerine anlaşma sağlanamadığını, riziko tarihi de dikkate alındığında sigortacının sorumluluğu kanunun yürürlüğe girmesinden önce başlamış olduğundan dosya konusu trafik kazasından sigorta kuruluşu sorumlu olduğunu, dava konusu tek taraflı trafik kazası—- tarihinde meydana geldiğini, yeni genel şartların bu olaya uygulanamayacağı aşikar olduğunu, tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne — destekten yoksun kalma tazminatının davalının temerrüt tarihi olan—— tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı —-verilmesine, —- destekten yoksun kalma tazminatının davalının temerrüt tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı — verilmesine,—-destekten yoksun kalma tazminatının davalının temerrüt tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı —- verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davacı vekili talep artırım dilekçesinde özetle; —- destekten yoksun kalma tazminatının davalının temerrüt tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı —verilmesine,— destekten yoksun kalma tazminatının davalının temerrüt tarihi olan—- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı — verilmesine,— destekten yoksun kalma tazminatının davalının temerrüt tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ——verilmesine, yargılama gideri ve her bir davacı için ayrı ayrı hükmedilecek vekalet ücretlerinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmesini talep etmiştir
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıların taleplerinin zamanaşaşımına uğradığını, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, davacıların taleplerinin belirsiz alacak davası olarak yöneltilebilmesi hukuken mümkün olmadığını, müvekkil şirketin sorumluluğu sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, söz konusu kaza davacıların murisinin tek taraflı ve %100 kusuruyla gerçekleştiğini, müteveffanın veya üçüncü kişinin ağır kusurunun varlığı halinde müvekkil şirkete yöneltilen zarar talebine ilişkin illiyet bağı kesileceğini, müterafik kusurun varlığı halinde davacılar lehine hükmedilecek tazminattan indirim yapılması gerekeceğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkil şirket yalnızca dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olabileceğini tüm bu nedenlerle zamanaşımı ilk itirazlarının kabulü ile davanın reddine, davanın görevsiz mahkemede açılmış olması ve hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine, davacıların tazminat taleplerinin müteveffanın kusur durumu ve poliçe teminat kapsamı dikkate alınarak reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, meydana gelen ölümlü trafik kazası nedeni ile destekten yoksun kalma talebine ilişkin olarak açılan tazminat davasıdır.
2918 sayılı Yasanın 85 ve devam maddeleri gereğince bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir. Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur. Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir ————-maddesinde ise, bu —— düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiş olup, bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
—— “işletenlerin, bu kanunun ———göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş,———-sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı ——düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır, Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse uğradığı zararın ödettirilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Borçlar Yasasında sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür. Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır, Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir ——Diğer taraftan, ——Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu”hususu vurgulanmış; ——-ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir. Önemle vurgulanmalıdır kî, destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur, Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir ——–Destekten yoksun kalma tazminatına dayanak teşkil eden hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olsa idi doğrudan işleten üzerinde doğup ondan mirasçılarına intikal edeceğinden, bu yöndeki savunmalar ölenin desteğinden yoksun kalanlara karşı ileri sürülebilecekti. Oysa yukarıda da açıklandığı üzere, destekten yoksun kalma tazminatına konu davacıların zararı, desteklerinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalan sıfatıyla doğrudan kendileri üzerinde doğan zarardır. Bu zarardan doğan hak desteğe ait olmadığına göre, onun kusurunun bu hakka etkili olması da düşünülemez.
Eş, çocuk, anne–baba her halükarda destek tarafından destekleneceği kabul edildiğinden bu kişilerin desteklendiklerini ispat etmelerine gerek bulunmamaktadır. Ancak bu kişilerinde gelirden varsayımsal bir pay değil de daha yüksek bir pay aldığını iddia ediyorlarsa bunu ispat etmeleri gerekir. Destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında davacılar vekilince gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan — tarihli raporda özetle; — sularında —yapımı sırasında inşaat sahasında meydana gelen iş kazasında; —-olduğu, Önlem almak sureti ile önüne geçilebilecek olaylarda kaçınılmazlıktan söz edilemeyeceği, dava dışı —– meydana gelmesinde müteselsilen %100 kusurlu oldukları, müteveffa iş ekipmanı —– kusurunun olmadığı, hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişiler tarafından alınan —– tarihli raporda özetle; —– hatalı bir şekilde geri manevrası sırasında tekerleğinin boşluğa gelmiş olmasından dolayı, — içi dolu olarak devrilmesi sonucu tek taraflı trafik Kazasının meydana geldiği trafik kazasında, —– dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket ederek, doğrultu değiştirme manevralarına ve manevraları düzenleyen genel şartlara uymayarak trafik güvenliğini tehlikeye düşürdüğü ——- geri manevra yaparlarken, manevraları düzenleyen genel şartlara uygun olarak trafik güvenliğini tehlikeye sokmadan manevra yapmaları gerektiği, ——trafik güvenliğini dikkate almadan, yolun güvenli ve manevra yapmaya uygun bulduğuna bakmadan, kullandığı aracın teknik özelliklerini, taşıdığı yükün dengesiz bir yük olmasından dolayı yapacağı hatalı manevranın kazaya sebep olacağını ön görmeden——- bir ağıza aracı geri manevra yaparak sokmaya çalışmış olmasından dolayı trafik kazasına sebebiyet verdiği, ——içi dolu olarak devrilmesi sonucu meydana gelen tek taraflı trafik kazası olayında, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket ederek, doğrultu değiştirme manevralarına ve manevraları düzenleyen genel şartlara uymayarak trafik güvenliğini tehlikeye düşürdüğü, —— maddesinde —— tarif edildiği gibi hatalı manevra yaparak tek taraflı trafik kazasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından meydana gelen trafik kazasında yüzde elli (%50) oranında kusurlu olduğu, meydana gelen kazada manevra alanının dar olmasından dolayı müteveffanın kullandığı aracın geri manevrası esnasında tekerleğinin boşluğa gelmesi sonucu, aracın ağırlık dengesinin bozulması sonucu dengesini kaybederek devrildiği anlaşıldığı,———- sürücünün görüşüne açık alanda emniyetle sağlanamıyor ise, tehlikesizce geriye hareket edebilmeleri ve uyarılmaları için bir gözcü bulundurmaları mecburidir. Denilmesine rağmen işveren manevranın güvenli bir şekilde sağlanması için gözcü bulundurmadığı, kaza hadisesinin meydana gelmesinden anlaşıldığı, İşveren etkili bir kontrol ve denetim mekanizması kurma yükümlülüğü içerisinde manevraya yardımcı personel bulundurarak güvenli bir çalışma ortamı sağlayabilmiş olsaydı, iş kazası olayı yaşanmayabileceği, işveren gerekli alt yapıyı sağlama yükümlülüğü çerçevesinde, müteveffanın aracının şantiyeye güvenli bir şekilde giriş çıkışını sağlaması gerektiği halde bu yükümlülüğünü yerine getirmediği, alanda araçların güvenli manevra yapmasını sağlayacak bir personel bulundurması, gerekli eğitim, bilgilendirme ve talimatlar ile etkili kontrol ve denetim mekanizması kurması gerektiği halde, alanda manevracı bulundurmadığı, etkili kontrol ve denetim mekanizması kurmadığı, gerekli altyapıyı sağlamadığı, güvenli bir çalışma ortamı sağlamadığı kazanın meydana gelmiş olmasından anlaşıldığı, meydana gelen iş kazası niteliğinde ki trafik kazasında, alanda güvenlik tedbirlerini alması, güvenli bir çalışma ortamını sağlaması, aracın manevrasının güvenli bir şekilde manevracı bulundurularak sağlaması gerektiği halde, sorumluluklarını yerine getirmediğinden dolayı ——– olan kazada %30 oranında kusurlu olduğu etkili kontrol ve denetim mekanizması kurarak güvenli bir çalışma ortamı sağlaması gerektiği halde, güvenli bir çalışma ortamı sağlamayan, etkili bir kontrol ve denetim mekanizması kurarak güvenli çalışma yöntemlerinin planlamasını yaparak yapılacak işin güvenli bir şekilde yapılmasını sağlaması gerektiği halde, işin güvenli yapılmasının planlamasını yapmayan, —– işvereni —-ve şantiyenin işvereni —- eşit derecede %10’ar oranda kusurlu olduğu, bilirkişi heyetinin bilirkişi —-hazırlamış olduğu ,——kusurunun olmadığı yönündeki tespitine katılmadığı, müteveffa araç sürücüsü —– yaşanan trafik kazasında vefat etmiş olmasından dolayı, geride bakmakla yükümlü oldukları için —- doğduğu, —— poliçe kapsamında sorumluluğu bulunduğu hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi tarafından alınan —- tarafından davacılara yapılan herhangi bir ödemenin olmadığı, dava dışı —– tarafından müteveffanın hak sahiplerine davalı tarafın kusuru oranında rücuya tabi —-görülmüş olup, davalı tarafın kusuru oranında rücuya tabi gelirlerin —–edildiği, dava dışi anne —hesaplanan —- olduğu, hesaplanan zararın teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması sonucu, teminat limitine isabet eden zararının —-, teminat limitini aşan zararının —– hesaplanan —- olduğu,—- tarafından bağlanan gelirin —- zararın teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması sonucu, teminat limitine isabet eden zararının —-, teminat limitini aşan zararının —- olduğu, dava dışı erkek çocuk —– olduğu, hesaplanan zararın teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması sonucu, teminat limitine isabet eden zararının —-, teminat limitini aşan zararının — olduğu, dava dışı kız çocuk—— olduğu,— tarafından bağlanan gelirin —- dava dışı işverenlerin —- kusuru oranında tenzili sonrası bakiye—- zararın teminat limiti kapsamında ——- sonucu, teminat limitine isabet eden zararının —–olduğu, Davadışı —— bağlanan gelirin —- dava dışı işverenlerin —- toplam kusuru oranında tenzili sonrası bakiye —- zararın teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması sonucu, teminat limitine isabet eden zararının—, teminat limitini aşan zararının—- olduğu, davacı erkek çocuk —- hesaplanan —-olduğu,— tarafından bağlanan gelirin—- değerinin dava dışı işverenlerin —- oranında tenzili sonrası bakiye —- zararın teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması sonucu, teminat limitine isabet eden zararının —, teminat limitini aşan zararının — olduğu, Davacı—– olduğu, —–tarafından bağlanan gelirin —-değerinin dava dışı işverenlerin—- toplam kusuru oranında tenzili sonrası bakiye—- zararın teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması sonucu, teminat limitine isabet eden zararının—, teminat limitini aşan zararının —– olduğu hususlarını beyan ve rapor etmiştir
2918 sayılı KTK’nın 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı Kanunun 109/2. maddesinde ise, “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen açıklamalar ve yasal düzenlemeler uyarınca somut uyuşmazlık ele alındığında, davaya esas trafik kazasınınölümlü trafik kazası olduğu ve bu yönüyle somut uyuşmazlıkta uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği bu nedenle davalı sigorta şirketi vekilinin zamanaşımı itirazının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Yukarıda bahsedilen açıklamalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları bir bütün olarak değerlendirildiğinde dosyamız arasında mevcut bulunan dava konusu kazaya ilişkin olan ceza dosyasındaki kusur raporu ve iş sağlığı ve güvenliği uzmanı teknik heyetinden alınan kusur raporunun bir birleriyle uyumlu olduğu ve her iki rapor bir bütün halinde diğerlendirildiğinde teknik heyet bilirkiş raporundaki belirlemelerin ve aktüerya bilirkişi raporunundaki hesap yönteminin oluşa, yerleşmiş uygulamalara uygun denetime elverir gerekçeler içerdiği; —- kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yasal mevzuat ve —–uygulamaları dikkate alındığında; müteveffanın vefatı ile davacıların destekten yoksun kalma tazminatına hak kazandığı anlaşıldığından yukarıda izah edilen nedenlerle ; maddi tazminat talebinin kısmen kabulü fazlaya ilişkin talebin davacı yan tarafından ispat edilememesi nedeniyle reddi yolunda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Temerrüt tarihi olan —– tarihinden itibaren maddi tazminata yasal faiz —– işletilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davanın kısmen KABULÜ İLE kısmen REDDİNE ;
– Davacı —– destekten yoksun kalma tazminatının (sigorta şirketini sorumlu olduğu miktar kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile)—– tarihinden itibaren işleyecek YASAL faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
– Davacı —- destekten yoksun kalma tazminatının (sigorta şirketini sorumlu olduğu miktar kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile) —-tarihinden itibaren işleyecek YASAL faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı —-yönünden; —- destekten yoksun kalma tazminatının (sigorta şirketini sorumlu olduğu miktar kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile)—– tarihinden itibaren işleyecek YASAL faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya yönelik talebin REDDİNE
2-Karar harcı 3.373,62 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40 TL peşin harç ile 114,28 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 168,68 TL harçtan mahsubu ile ——3.204,94 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç ve 114,28 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 223,08‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.421,9‬0 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 4.406,34 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı—– kendisini maddi tazminat davasında vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca hesaplanan 6.292,15 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı … kendisini maddi tazminat davasında vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davacı —– kendisini maddi tazminat davasında vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca hesaplanan 1.825,63 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 174,37 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca—— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.315,36 TL’nin davalıdan, 4,64 TL’nin ise davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
11-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde——— Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/06/2022