Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/876 E. 2021/988 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/876 Esas
KARAR NO: 2021/988
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/11/2020
KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davalı —- nezdinde sigortalı bulunan —plakalı araçla seyir halindeyken tamamen kusurlu olarak — plaka sayılı araca çarpması sonucu müvekkilinin eşi —vefat ettiğini, davaya konu kaza ile ilgili olarak —- kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiğini, eşinin desteğinden yoksun kalan müvekkilinin üçüncü kişi olarak kabul edilmesi sebebi ile davalı sigorta şirketine yapılan başvurunun—- tarihli cevabi yazı ile reddedildiğini bildirdiğinden bahisle—- destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmek suretiyle müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müteveffanın davaya konu sigortalı aracın sürücüsü, işleteni ve sigortalı olduğundan başvuranın taleplerinin ——-gereği teminat dışı olduğundan reddedildiğini, kusurlu sürücünün dava dilekçesinde ileri sürüldüğü gibi yakınlarının üçüncü kişi olarak kabulünün mümkün olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Mahkememizce aldırılan kök ve ek bilirkişi raporunda özetle; — plakalı aracın poliçe başlangıç tarihi dikkate alınarak; —- plakalı araç sürücüsü müteveffa —– kusurlu olsa bile; destekten yoksun kalan davacı hak sahibi eşin zarar gören üçüncü kişi konumunda olduğu kabul edilerek maddi tazminat hesabının yapıldığı, davacı — teminat limitiyle sınırlı olarak talep edebileceği maddi zararının — olduğu, temerrüt başlangıcının —– dava tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Celp ve tetkik olunan ——incelendiğinde, sigortalının destek —olduğu, poliçe başlangıç tarihinin —- olduğu, şahıs başına bedeni zarara limitinin —- olduğu görülmüştür.
Kazaya karışan aracın —– tarihinde tanzim edildiği, —yayımlanan tebliğe göre söz konusu poliçenin olay tarihindeki ——-olduğu anlaşılmıştır.
— Sulh Hukuk Mahkemesinin — tarihli veraset ilamına göre davacı —— desteğin eşi olduğu anlaşılmıştır.
——kök ve ek raporunda özetle;—- plakalı aracın poliçe başlangıç tarihi dikkate alınarak;—– plakalı araç sürücüsü müteveffa —– kusurlu olsa bile; destekten yoksun kalan davacı hak sahibi eşin zarar gören üçüncü kişi konumunda olduğu kabul edilerek maddi tazminat hesabının yapıldığı, davacı—– teminat limitiyle sınırlı olarak talep edebileceği maddi zararının — olduğu, temerrüt başlangıcının —- dava tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu, uyuşmazlığın konusu ve davalının sorumluluğu mahkemenin takdirinde olmak üzere, anılan kazada —- ölümü sebebiyle davacının uğradığı destekten yoksun kalma zararının davacı için —– olduğu beyan ve rapor edilmiştir.
Rapor taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup davalı tarafından rapora itiraz edilmiştir.
Davacı vekili, —tarihli, ıslah dilekçesinde dava değerinin davacı tarafça — arttırarak toplam —- dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi davalıya tebliğ edilmiştir.
UYGULANACAK MEVZUAT
—- sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında — Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır(KTK m. 90).
—- tarihinde yürürlüğe giren —- yayımlanarak yayım tarihinde yürürlüğe giren —–tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenen “genel şartların uygulanacağı—— şeklindedir.
Kaza tarihinin ve sigorta poliçe tarihinin genel şartlarının yürürlüğe girdiği —– tarihinden önce olması dikkate alındığında eldeki davada—– tarihinden önce yürürlükte bulunan ——— değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerekir.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkin bulunmakta olup dava konusu uyuşmazlık müteveffanın sevk ve idaresinde yer alan aracın kaza yapması sonucu bu aracın ——yapan sigorta şirketinin davacıya desteğe dayalı tazminat ödemesi yapması gerekip gerekmediği ve miktarı noktasında toplanmıştır.
Tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; — günü muris/destek yönetimindeki —- plaka sayılı araçla seyir halinde iken —- plakalı araca çarpması neticesinde vefat ettiği, davacı tarafın hukuki dayanağının —- poliçesi olduğu, ölümlü trafik kazası neticesinde —-tarafından yapılan soruşturma sonucu verilen takipsizlik kararında ölenin kendi taksirli davranışı dışında başka herhangi bir kimsenin kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile takipsizlik kararı verildiği, her ne kadar destek —- kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olsa da davamızda da kaza ve poliçe tarihi —- olduğundan eski genel şartların uygulanması gerektiği, davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm sebebiyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla kusurlu araç şoförünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun, araç şoförünün desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceği; ——– göre, aracın ——- davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda sürücü kusurlu, destekten yoksun kalan davacı da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduklarına göre, davalı sigorta şirketinin zarardan sorumlu olduğu ve davacının davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı isteyebileceğinin kabulü gerektiği, bu nedenle davalı sigorta şirketinin bu yöndeki itirazlarının yerinde görülmediği ve davacıların taleplerinin —- poliçesi teminatı dahilinde kaldığı kabul edilmiştir.
Davacı —- müteveffa/desteğin eşi olduğu, dava tarihinde kazaya karışan aracın davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğu, maddi zarar limitinin —-olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından davacıya ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır. Gerekçeli, denetime elverişli ve somut olaya uygun olması nedeniyle hükme esas alınan —- tarihli hesap bilirkişisi raporuna göre davacının —- tazminat alacağının bulunduğu belirlenmiş ise de sigorta limiti ile sınırlı olarak talep edebileceği zararının —- olduğu, davacı tarafından yapılan ıslah neticesinde davacı yönünden talep edilen miktarın —olduğu anlaşılmakla, —- plakalı aracı kaza tarihini kapsar şekilde—- davalı sigorta şirketinin davacının maddi zararından kaza tarihindeki poliçe limitleri içinde kalmak kaydıyla —– göre sorumlu olduğu, yine bilindiği üzere —-maddesinde hakimin tazminatın kapsamını ve ödeme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği, 52/1. maddesinde ise zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında yahut artmasında etkili olmuş ya da tazminat hükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakimin tazminatı indirebileceği veya tamamen kaldırabileceği düzenlenmiştir. Aynı madde gereğince emniyet kemerinin takılmaması, kask kullanılmaması, koruyucu önlemlerin alınmaması, alkollü olduğunu bildiği kimsenin veya ehliyeti bulunmayan kişinin sürücülüğünü yaptığı araca binmesi gibi durumlar zararın doğmasında yada artmasında etkili davranışlar olarak kabul edildiğinden zarar görenin müterafik kusurunu oluşturur. Tazminattan indirim sebebi olarak ön görülen bu kusur kazanın oluşuna etki eden bir kusur olmayıp zararın artmasına sebep olan bir kusurdur. Bu eylemlerin müterafik kusur olarak kabul edilebilmesi ve belirlenen tazminattan bu sebeple indirim yapılabilmesi için anılan kusurlu eylemin zararın doğmasında yada artmasında etkili olmuş olması gerekir. —– göre müterafik kusur durumunda manevi tazminat için takdir edilecek oranda makul bir miktar indirim yapılması gerekir.
Dosya kapsamında ve kaza tespit tutanağında yaralanan emniyet kemeri takılmadığı anlaşılmaktadır. Müterafik kusurun varlığı nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerekmektedir. Ancak tenzil sebebiyle davalı taraf yararına mahkeme masrafı ve bu cümleden sayılan avukatlık ücretine hükmedilmeyerek davanın kısmen kabulü ile, hesaplanan tazminattan takdiren %20 nispetinde müterafik kusur indirimi yapılması ile belirlenen —– tazminatın zararın haksız fiilden doğmuş olması ve bir ticari işletmeyi ilgilendirmemesi nedeni tazminat alacağına yasal faiz uygulanması gerektiği, davalı sigorta şirketinin temerrütünün dava tarihinden itibaren oluştuğu ve faizin bu tarihten itibaren uygulanması gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
— destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 8.197,20 TL’nin dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40 TL’ ve ıslah ile yatırılan 510,62 TL’ nin mahsubu ile bakiye kalan 7.632,18 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç, 510,62 TL ıslah harcı ve 8,50 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 627,92 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.400,00 TL bilirkişi ücreti, 119,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.519,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 15.350,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde ———– Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/12/2021