Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/87 Esas
KARAR NO: 2023/20
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ: 10/01/2020
KARAR TARİHİ: 13/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil Şirket tarafından,—— Plakalı araç —— tarihinde, sürücü —- idaresinde iken, içinde yolcu olarak bulunan—— ve maluliyetine sebebiyet verdiğini, mahallinde tutulan tutanağa göre, —- plakalı sigortalımız araç olayda %100 kusurlu olarak bu hasarı meydana getirdiğini, söz konusu hadise sebebiyle, yaptırılan ekspertiz aktüerya hesabı, —– Sayılı dosyasına göre —- tazminat sigortalımız davalının kusur durumu ve teminatı dikkate alınarak karşı tarafa ödendiğini, Tazminatı ödeyen müvekkil şirket,—— göre, alacağımızın tahsili için dava açılması zorunluluğu ortaya çıktığını, davalıya ait araç, olayda %100 kusurlu olarak müvekkil şirketin büyük zararına sebep olduğunu, tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne—– tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, yargılama gideri, ve avukatlık ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline, dava konusu —— sayılı aracın Trafik kaydına 3.şahıslara devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı yanlar kendisine usulüne uygun yapılan tebliğe rağmen davacının dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkindir.
—— dosyası dosyamız arasına alınarak incelenmiştir
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
—– tarihli rapor da özetle; Sürücü —- idaresindeki — yerleşim yeri içindeki caddede seyri sırasında olay yeri kavşak mahalline yaklaştığında hızını uygun seviyeye düşürmesi ve kavşaktaki manevrasını kontrollü şekilde gerçekleştirmesi gerekirken süratli girdiği kavşakta sevk-idare hatası neticesi aracın kontrolünü kaybederek yol dışı kaldığı olayda asli derecede %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
Mahkememizce davacı tanığı ——- defaaten tebligat çıkarıldığı, tebligatların bila iade döndüğü davacı vekili tarafından da tanığı hazır edemeyeceklerini savcılık dosyasında vermiş olduğu ifadenin dikkate alınmasını talep ettiği görülmüştür .
Bu tür davalarda, sigortacı, 2918 sayılı KTK’nın 95/2.maddesi uyarınca; tazminat yükümlüğünün azaltılmasına ve kaldırılmasına ilişkin halleri 3.kişilere karşı ileri süremeyeceğinden, zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre tazminatın kaldırılmasını ve indirilmesini sağlayabileceği oranda kendi sigorta ettirenine rücu edebilecektir. Bu rücu hakkı, kaynağını halefiyet ilkesinden almamakta, sözleşme ve yasa gereği sigorta ettirene karşı defi hakkı bulunan sigortacı, bu hakka dayanarak kendi sigortasına dönebilmesi kuralından kaynaklanmaktadır.
Somut olayda davacı, davalıya ait aracın ——zarar görenlerin haklarının saklı tutulması ve sigortacının işletene rücu hakkı” başlığı taşıyan B.4 maddesi gereği ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye dair kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebilir. Rücu sebepleride belirtilmiş olmakla beraber somut olayda olduğu gibi sürücünün kaza mahallini terk etmesi tek başına rücu sebebi değildir. TTK’nın 1409. maddesine göre sigortacı sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan sorumludur. Ayrıca sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat hakkı sigortacıya aittir.
Neticede dosyadaki kayıt ve belgelere, araç sürücüsünün kaza yerini terk etmesinin tek başına rücu sebebi olmamasına,—– koşullarının somut olayda gerçekleşmediği kanaatiyle açılan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.——-
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- Karar harcı 179,90 TL den başlangıçta peşin olarak yatırılan 779,85 TL peşin harçtan mahsubu ile artan 599,95 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —- Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/01/2023