Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/869 E. 2021/224 K. 05.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/869 Esas
KARAR NO : 2021/224

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 12/11/2020
KARAR TARİHİ : 05/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket tarafından,——— tarihlerini kapsayan,——- ile teminat altına alındığını, müvekkil sigorta şirketi tarafından teminat altına alınan araç, 26.07.2019 tarihinde, sigortalının karakol ifade tutanağında belirttiği üzere ” . Kontağı kapalı ve park halinde iken, bir anda dörtlüsünün yanıp söndüğünü, aracın iç kısmında —üzerinde alevlenme olduğunu, yangın söndürücü ile kendisinin müdahale ederek yangını söndürdüğünü” beyan ettiğini, kontağı kapalı park halindeki aracın yanarak hasar görmesinden davalı şirketin sorumlu olduğunu, davalı şirket, hiçbir dış müdahale olmaksızın, kendiliğinden yanan araç sebebiyle hasarın oluşmasından mevzuat gereği sorumlu olup, müvekkil şirket tarafından sigortalısına, söz konusu araç ile ilgili olarak sondaj bedelinin tenzili ile 50.184,00 TL. ödeme yaptığını, müvekkil şirket T.T.K. 1472. Maddesine göre, sigortalısına ödediği tazminat miktarınca sigortalısının talep ve dava haklarına halef olduğunu, sigortalıya ödenen tazminat tutarının müvekkil şirkete ödenmesi talebiyle davalı şirkete yapılan başvurudan sonuç alınamaması üzerine, söz konusu alacağının davalı şirketten tahsili talebiyle, İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün — sayılı dosyasından başlatılan takibe davalı şirket haksız ve kötü niyetli olarak itiraz etiğini, ve takip durduğunu arabuluculuya başvurduklarını ancak anlaşamadıklarını tüm bu nedenlerle, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla, açılan davanın kabulüne, itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı sigorta şirketin huzurda ki davayı ikam edebilmesi için geçerli bir sigorta sözleşmesinin varlığı sigorta bedelinin ödenmesi ve sigorta ettirenin dava hakkını bulunması şartına bağlı olduğunu, müvekkil şirketin üretici firma olduğunu, dava konusu aracın satıcısı olmadığını, satılan aracın faturasının müvekkil tarafından düzenlenmediğini, dava konusu aracı sigorta ettiren tarafından— tarihinde iktisap edildiği huzurdaki davanın 12/11/2020 tarihinde iş bu davanın dayanağı olan icra takibinin ise 27/02/2020 tarihinde ikame edildiği gerek sigorta ettiren tarafından satın alınan aracın yasal garanti süresini geçmesi gerekse tazminat talebi için öngörülen zamanaşımının dolması olması sebebiyle davanın usulden reddi gerektiğini, davacının hiçbir delile ve somut veriye dayanmaksızın kötü niyetli olarak ve sadece haksız kazanç elde etmek amacıyla ayıp iddiasında bulunduğunu, dava konusu araca sürücü tarafından yapılan müdahale ile söndürülmüş olup olaya tanıklık eden kimsenin bulunmadığını, davacı yanın talebine dayandırmış olduğu rapor varsayım üzerine hazırlanmış olup çelişkili ifadeler içerdiğini ve teknik incelemeden yoksun olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddine, davacının %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, dava konusu araçta meydana gelen yangın sebebiyle sigortalıya ödenen tazminat talebine davalının İstanbul Anadolu ——İcra Müdürlüğünün —-sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali davasıdır.
Somut olayda davacı sigorta şirketinin tacir olduğu tartışmasız olmakla birlikte halefi olduğu dava dışı sigortalının gerçek kişi olduğu kasko poliçesinden anlaşılmakla , tacir olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. Sigorta poliçesi incelendiğinde dava konusu — kullanım şeklinin otomobil olduğu belirtilmekte ticari amaçla — poliçesi düzenlenmediği görülmektedir. —— poliçesi incelendiğinde davaya konu aracın kullanım şeklinin hususi olarak belirtildiği görülmektedir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve tüketici kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir.
Aynı Kanun’un 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken, 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir. Davacı sigorta şirketi, — kuralları gereğince, sigortalısının haklarına halef olduğundan ve uyuşmazlık, bir tarafı tüketici olan sigorta sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, dava 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılmıştır. Bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır. (Yargıtay ———-) Bu nedenle mahkememizce görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) DAVANIN GÖREVSİZLİK NEDENİYLE DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
2-) Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili ——— NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-) 6100 sayılı HMK md. 331/2 uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına ancak Mahkememiz görevsizlik kararı sonrasında görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmemesi ve bu durum belirtilerek Mahkememizden talepte bulunulması durumunda harç ve yargılama giderleri konusunda Mahkememizce karar verilmesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.