Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/864 E. 2022/792 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/864 Esas
KARAR NO: 2022/792
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 11/11/2020
KARAR TARİHİ: 17/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- plakalı — sevk ve idaresindeki minibüs ile——— plakalı —– sevk ve idaresindeki —– arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilin trafik sigorta şirketi olan, davalı —- şirketine —– tarihinde başvuru yapıldığını, —-ret cevapları ile dava dışı—— araç değer kaybı ile maddi tazminat alacaklarının sigorta şirketi tarafından karşılanmadığını, Müvekkil aleyhine—– Esas sayılı dosyası ile tazminat davası açıldığını, dava sonunda hükmedilen alacak kalemleri için—– sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, müvekkil tarafından gerekli ödemeler yapılarak dosyanın kapatıldığını, müvekkil tarafından yapılan ödemenin davalı sigorta şirketinden tahsili için davalı aleyhinde —– Esas sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla takip başlatıldığını, yapılan yetki itirazından sonra yetkili icra müdürlüğü olarak ——- İcra Müdürlüklerinin belirlendiğini, —- sayılı dosyası ile takibe devam edildiğini, takibe davalı/borçlu trafından ——tarihinde haksız ve hukuka aykırı şekilde itiraz edildiğini bildirdiğinden bahisle icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin—- tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde——araçta meydana gelen değer kaybı ve araç mahrumiyet bedeli olarak araç sahibine ödemek zorunda kaldığı bedellerin ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin müvekkilden tahsili amacıyla——sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, işbu takibin haksız olması ve müvekkilin işbu kaza sebebiyle sorumluluğunun olmaması nedeniyle takibe itiraz edildiğini, davaya konu olan kaza nedeniyle dava dışı ——- Tarafından müvekkil sigorta şirketine başvuru yapıldığını ve taleplerinin teminat dışında olması nedeniyle müvekkil tarafından ödeme yapılmadığını, dava dışı—–tarafından ikame edilen davanın ise müvekkile yöneltilmemiş olduğunu, davacının mahkeme hükmü nedeniyle dava dışı—– ödemiş olduğu tazminatı müvekkilden rücu talebi haksız bulunduğunu, söz konusu kaza neticesinde hasar gören—- meydana gelen hasarın aracın kasko sigortacısı olan——- tarafından giderildiğini, işbu hasarla ilgili müvekkilin tazmin sorumluluğu kalmadığını, araçta çamurluk ve motor kaputu değişmiş olup plastik aksamdaki hasar nedeniyle araçta değer kaybı meydana gelmediğini, zaten aracın daha önceden—- kaydı olduğunu, araç—– —–olduğunun tespit edildiğini ve buna istinaden davacı tarafa değer kaybı ödemesi yapılmadığını, ——— Haller başlıklı hükmün k bendi gereği; gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti gibi zarar verici olguya bağlı olarak oluşan yansıma veya dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat talepleri teminat dışında bırakıldığını, araç mahrumiyetinin—- dolaylı zarar olması nedeni ile ——-dışında kaldığını, belirterek davanın reddini talep etmiştr.
İNCELEME ve GEREKÇE:
.Dava hukuki niteliği haksız fiilden kaynaklanan rücuan tazminat talebinin tahsili için——— icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, ——- sayılı dosyası esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; Mahkememizce aldırılan —– tarihli bilirkişi raporu ile davaya konu kazada araç değer kaybının —-olarak belirlendiği, davaya konu kazada araç mahrumiyet zararın — olarak belirlendiği, davalı—-poliçe ile kaza tarihini kapsar ——mevcut bulunduğu, davalı sigorta şirketinin araç mahrumiyet zararı poliçe teminat kapsamına girmediğinden sorumluluğunun bulunmadığı, davalı sigorta şirketinin dava dışı —- plakalı mağdur araçta oluşan değer kaybından dolayı sorumluluğunun bulunduğu, dava dışı——- plakalı araç sahibi tarafından—-aleyhine—–sayılı dosyası ile dava açıldığı , mahkeme ilamının —– sayılı dosyası ile icra takibine konulması üzerine, ——– tarafından —- ödeme yapılarak icra dosyasının infaz edildiğinin beyan edildiği ve—– değer kaybı ve araç mahrumiyet zararına istinaden yaptığı—- tahsiline ilişkin olarak——–sayılı dosyası ile —– tutarlı ödeme belgesi ibraz edilmediği, ibrazı gerektiği, davalı—-davaya konu edilen ve itirazın iptali istenen —-sayılı dosyasına ilişkin sorumlu olduğu tutarın —— olarak belirlendiği, davacı ile davalı sigorta şirketinin ——- tarafi olduğu ve kazaya sebebiyet veren sigortalı aracın ticari araç olduğu dikkate alındığında, davacının —– icra takip tarihinden itibaren reoskont avans faizi talep edebileceği hususundaki takdirin mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Davalı—— bilirkişi raporuna itiraz ettiği görülmüş, itirazın değerlendirilmesi amacıyla dosya önceki bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından sunulan ——— tarihli rapor ile davalı itirazları tek tek cevaplanarak kök rapordaki görüşlerinin değişmediği bildirilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, ——-sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Aynı kanunun 91. Maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir.
Sorumluluk sigortaları TTK.nın 1473. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. “(1) Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir ————
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Bir zarar sigortası türü olan ———-sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir ———–
Tüm dosya kapsamı, kaza raporu, sigorta poliçeleri, bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde davalı sigorta şirketi , araç maliki ve sigortalının; sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı davalı sigorta şirketinin zarardan zmms hükümleri uyarınca sorumlu bulunduğu , davacı tarafın sigortalısının zararını tazmin etmekle yükümlü olduğu hususu birlikte değerlendirilerek usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak açılan davanın kısmen kabulüne fazlaya yönelik talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalının——– sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile, takibin 11.966,27 TL alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine
3-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan 11.966,27 TL alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 817,42 TL’nin dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 168,49 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 648,93 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 168,49 TL peşin harç ve 7,80 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 230,69 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 71,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.271,50 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %85,78 oranında olmak üzere 1.090,69 TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 1.983,73 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
10-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.132,30 TL tutarlı kısmının davalıdan bakiye 187,70 TL tutarlı kısmının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
11-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——— Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/11/2022