Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/847 E. 2021/333 K. 02.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/574 Esas
KARAR NO : 2021/298

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/07/2020
KARAR TARİHİ : 25/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
ASIL DAVA:
Davacı dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 23/01/2020 tarihli sözleşme uyarınca satışı gerçekleşen bağımsız bölüm karşılığında 410.000,00 TL üzerinden anlaşıldığını,—- gerçekleşmeden — çek keşide edildiğini, davalının taraflar arasındaki sözleşme gereği edimini gereği gibi ifa etmediğini, işbu çekler üzerinden haksız kazanç sağlamak amacı ile çek bedellerini kendisinden tahsil etmeye çalıştığını, bu amaçla davalı tarafından davacılar aleyhine başlatılan takiplerin haksız olduğunu, İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan takip dolayısıyla davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DOSYA
DAVA:
Davacı ——- dilekçesinde özetle; ..———İcra dosyasında borçlu olarak anılan —— ve kendisine ait şirketin ———- tarihli sözleşme —–nolu —– bölümün satışı için muhtelif çeklerin tanzim edilerek, şahitler huzurunda ——–teslim edildiğini, sözleşmeden iki ay geçmesine rağmen daire satış devri yapılmadığını, ———— tarihinde Üsküdar —-. Noterliğinden ihtar çekildiğini, şirketi hakkında İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün —- esas sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, bu takibe dayanak olarak, şirketinin hiç bir borcununu bulunmadığını, alacaklının çeki neye istinaden aldığını ispat etmesi gerektiğini beyanla, … ve şirketi———- İstanbul Anadolu ——-. İcra Dairesinin ———– Esas sayılı icra takibinden davalıya borcunun bulunmadığının tespitine, icra takibinin durdurulmasına, haksız yere kullanılan çekin iptal edilmesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, hamil olduğu işbu çeklerle cirantanın esas borç ilişkisinden kaynaklanan haklarını devralmadığını, müvekkilinin iyiniyetli hamil olarak sadece kıymetli evrakta yazılı olan hakkı devraldığını, dolayısıyla davacının dava dilekçesinde iddia ettiği sözleşmeler ve bağımsız bölüm satışıyla ilgili meselelerin bir defi olarak müvekkiline yöneltilmesinin mümkün olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTLENDİRME ve GEREKÇE:
Dava, icra takibine konu edilen çekten dolayı borçlu bulunulmadığının tespit istemine ilişkindir.
Davacı taraf dava konusu çeklerin dava dışı —– tarihli sözleşme gereğince daire teslimi için verildiğini ancak sözleşme konusu dairelerin tesliminin gerçekleştirilmediği karşılıksız kaldığını, çeklerin karşılıksız olmasına rağmen dava dışı ——çekleri ciro ettiğini ileri sürerek bu çeklerden borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
Uyuşmazlık; asıl dava konusu 50.000,00 TL bedelli çekin ve birleşen dava konusu 80.000,00 TL bedelli çekin dava dışı ilk ciranta tarafından ciro edilmesi, ciro yoluyla hamil olan davalının, çekin keşidecisi davacı şirketin ve lehtar olan davalı asilin ———– aralarındaki temel hukuki ilişkiden kaynaklanan şahsi def’ilerini, ciro yoluyla hamil olan davalıya karşı da ileri sürüp süremeyeceği, anılan çeklerden dolayı davacıların davalıya borçlu olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
Davacı söz konusu çeklerin dava dışı — ile aralarındaki sözleşme uyarınca düzenlendiğini ancak sözleşme yükümlülüğünün yerine getirilmediği ve çekin kendisine iade edilmediğini ileri sürmektedir.
Yargıtay ——–. sayılı emsal içtihadına göre de, “Dava, çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dava konusu çekte, dava dışı—— tarafından yapılan cironun tahsil cirosu ya da rehin cirosu olduğuna dair bir ifade bulunmadığından, cironun temlik cirosu olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan banka iyiniyetli hamil olduğundan, davacı dava dışı lehtara karşı ileri sürebileceği def’i ve itirazları davalı bankaya karşı ileri süremez. “
Yukarıda yazılı emsal içtihatta da belirtildiği üzere, çeklerde rehin cirosu geçerli değil ise de ; çekte rehin cirosu olduğuna ilişkin açık bir ibare bulunmadığı takdirde, cironun temlik cirosu olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir. Senette rehin cirosuna ilişkin bir ibarenin yer almaması halinde senedin rehin cirosu ile ————- ile verildiği kabul edilmelidir. Dosya kapsamında bir örneği bulunan çeklerin incelenmesinde, çeklerde rehin cirosuna ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığı görülmekle, dava konusu bu çeklerdeki cironun temlik cirosu olduğunun kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bilindiği üzere ——— olup, ancak — senedini ——- ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde hamile karşı ileri sürülebilecek def’ilerden olduğu, davalının davacının bile bile zararına hareket ettiğinin davacı tarafından ispat edilemediği anlaşıldığından, davalının dava konusu “— hamil olduğu, davacı keşideciye ve lehtara karşı takip yapabileceği, davacının bedelsizlik def’ini davalıya karşı ileri süremeyeceği ve davacıların dava konusu çekten dolayı davalıya karşı borçlu olduğu anlaşıldığından, davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş,
Öte yandan davalı taraf her ne kadar kötüniyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de; İİK 72/3-4 maddesinde icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında, tedbir kararı verilmişse ve davanın alacaklı lehine neticelenmesi halinde alacaklının alacağını geç almaktan dolayı uğradığı zararların giderilmesi için %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedileceği düzenlenmiş olup mahkememizce İİK 72/3 maddesi gereğince verilen bir tedbir kararı bulunmamakta olup davalı alacaklı yönünden İİK 72/4 maddesindeki tazminat koşulları oluşmadığından davalı yanın kötüniyet tazminatı talebinin reddine ilişkin aşağıdaki gibi karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)a- Asıl dava olan ——— Esas sayılı dosya yönünden davanın yerinde görülmediğinden REDDİNE,
b- Birleşen dava olan —– Esas sayılı dosya yönünden, davanın yerinde görülmediğinden REDDİNE
2-Şartları oluşmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
ASIL DOSYA YÖNÜNDEN;
3-Alınması gerekli 59,30 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan toplam 853,88 TL harçtan tahsil edilerek 794,58 TL harcın davacıya iadesine,
4-Yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan —- göre belirlenen 7.300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
BİRLEŞEN DOSYA YÖNÜNDEN;
7-Alınması gerekli 59,30 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan toplam 1.366,20 TL harçtan tahsil edilerek 1.306,90 TL harcın davacıya iadesine,
8-Yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan —- göre belirlenen 11.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı asil ve şirket yetkilisinin ve davalı vekilinin vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı