Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/81 E. 2021/171 K. 17.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/81 Esas
KARAR NO: 2021/171
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/01/2020
KARAR TARİHİ : 17/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı borçlu———– arasında akdedilen sözleşme gereği kredi kullandırıldığını, davalının borçtan müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğunu, davalının kredi sözleşmesine kendi serbest iradesi ile kefil olduğunu, kredinin geri ödenmemesi üzerine kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın————- yevmiye nolu ihtarnamesi ile kat edilerek borcun ödenmesinin ihtar edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine davalı hakkında ————– sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini, davalının bu itirazının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalının kefalet limitinin sözleşme limiti ile bağlı olduğunu tüm bu nedenlerle———– sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine yapılan tüm itirazların iptali ile takibin borçlu kefil açısından devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine mahkum edilmesi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usul yönünden itirazın iptali davasının itirazdan —–yıl içinde açılması gerektiğini, işbu davanın süresi içinde açılmadığından davanın süre yönünden reddinin gerektiğini, müvekkili tarafından kredi sözleşmesi ve kefillik durumu geçersiz olduğunun taraf sıfatının bulunmadığını, bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, esas yönünden ise müvekkili tarafından imzalanan —– genel işlem konularına aykırı olduğunu, asıl borçlu dava dışı firma hakkında derdest olan —-numaralı konkordato dosyasında —— sayılı dosyasından iflas kararı verildiğini, iflas masasına giren asıl borçlunun mal varlığının tüm alacakları karşılaması halinde iş bu davanın konusuz kalacağını, asıl borçluya başvurmadan iflas masasının alacağı karşılama ihtimali gözetilmeden doğrudan kefile icra takibi yapılmasının kötü niyet göstergesi olduğunu, TBK’nunda belirlenen kefalet şartlarının da iş bu davanın konusu olan akitte bulunmadığını, müvekkilinin iradesini etkileyecek yönlendirici beyanları içeren bir —— olduğunu, söz konusu sözleşmede kefalet veren müvekkilinin eşinin rızasının alınmadığını bu nedenle kefaletin geçersiz olduğunu, borç muhteviyatı belli olmayan faiz oranları anlaşılmayan ve fahiş oranlarla hesaplanan alacağın tek taraflı banka kayıtlarının baz alındığını, davacı tarafın kat ihtarnamesini müvekkiline tebliğ edemediğini ve bu nedenle temerrüt şartları oluşmadan faiz istenmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın gönderdiği kat ihtarına ———-yevmiye nolu ihtarla kat ihtarına itiraz edildiğini, bu ihtar nedeniyle davacı tarafın talepte bulunamayacağını ve temerrüt şartlarının oluşmadığını tüm bu nedenlerle davacı tarafın açmış olduğu davanın öncelikli olarak usulden reddine, genel işlem konularına aykırılık geçersiz kefalet işlemi ve izahları ışığında davanın esastan reddi ile takibin iptaline, davacı tarafın kötü niyetli olması sebebiyle %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce ————— yevmiye numaralı ihtarname ve tebliğ evrakı celp edilmiş, ——- sayılı dosyası ——- üzerinden celp edilerek dosya kapsamına dahil edilmiş ve bankacı bilirkişiden rapor alınmış, taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda da hüküm kurmaya ve denetime elverişli ek rapor alınarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir eda (alacak) davasıdır. Yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Takip alacaklısı tarafından takip borçlusuna karşı açılır. Borçlu bu davaya karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirdiği itiraz sebepleri ile bağlı değildir. Borçlu cevap dilekçesinde itiraz ederken bildirmiş olup olmadığına da bakmaksızın bütün savunma sebeplerini bildirmelidir. Alacaklı bu davada alacağının varlığını 6100 sayılı HMK’ ya göre caiz olan her türlü delille ispat edebilir.
Celp ve tetkik edilen —- sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından — tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna —tarihinde tebliğ edildiği, davalı takip borçlusunun —– tarihinde borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tam dosya kapsamı, toplanan ve değerlendirilen deliller ve alınan bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı takip alacaklısı tarafından —– sayılı dosyasında toplam —–alacak itibariyle takip başlatıldığı, davalının takibe süresinde itirazı üzerine icra takibinin durduğu, bunun üzerine mahkememizin iş bu dava dosyasında itirazın iptali davası açıldığı, icra takibinin davacı banka ile dava dışı —— arasında imzalanan —– tarihli ve —- kredi limitli genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı, davalının müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla işbu sözleşmeyi imzaladığı,——tarihli kefalet sözleşmesinin 6098 sayılı TBK’nun 583. Maddesinde belirtilen şekil şartlarını taşıdığı, davacı banka ile dava dışı ——- arasında imzalanan dava konusu —- nedeniyle davalının müteselsil kefalet verdiği —- tarihli kefalet sözleşmesi kapsamında sorumlu olduğu kefalet limitinin —- olduğu, dava konusu alacağa ilişkin olarak davacı bankanın ——- yevmiye nolu ihtarnameyi keşide ederek asıl borçluya ve davalı kefile gönderdiği, ihtarnamenin davalıya —– tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede verilen —-günlük sürede borcun ödenmediği, bu nedenle davalı kefil yönünden —- tarihinde temerrüdün oluştuğu, mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, taleple bağlılık ilkesi gereğince davalının ——– sayılı dosyasında yaptığı itirazın — asıl alacak, — işlemiş faiz ile—– olmak üzere toplam —- üzerinden iptali gerektiğinin ve takip tarihinden sonra muhtelif tarihlerde toplam —– tahsilat yapıldığının belirtildiği anlaşılmıştır.
Yapılan tahsilatların —– tarafından yapıldığının bildirilmesi üzerine davacı vekilinden davacı banka ile — arasında imzalanan protokol örneğinin celp edildiği, —–davacı banka arasında akdedilen kefalet protokolü ve——-birlikte incelendiğinde, —– — sağlanan hazine desteğine ilişkin yürürlükte bulunan —– incelendiğinde, 6. maddede temerrüt, tazmin ve diğer hususların düzenlendiği, anılan maddenin 4. fıkrasında temerrüt durumunda teminatların nakde çevrilmesinde ve kanuni takibe ilişkin işlemlerin kredi verenler tarafından yürütüleceği, kredi verenlerin nakde çevrilen teminatlar ve takip neticesinde elde ettiği tahsilatın tazmin edilen kefalet oranında kuruma aktarılacağı, 7. fıkrasında kredi verenlerin kurumun onayını almak suretiyle bu karar kapsamında sağlanan kredilerden doğan alacaklarla ilgili olarak takibe konu teminatların rayiç değerlerinden veya icra yoluyla satışından, alacakların kısmen veya tamamen tahsil edilemeyeceğinin ve zararın giderek daha fazla artacağının anlaşılması halinde ya da tahsil kabiliyetini artırabilmek amacıyla kurum tarafından tazmin edilen tutardan iskonto yapılmaması kaydıyla faiz/kar payı/kira tutarından iskonto yapmak veya tamamen vazgeçmek, yürürlükte olan mevzuat çerçevesinde tahsil kabiliyetini artırmaya yönelik her türlü uygulamayı yapmaya yetkili olduğunun düzenlendiği, —— ilamındaki açıklamalar da dikkate alınarak, anılan hükümler karşısında —– tarafından yapılan kefalet ödemesi bulunması halinde bankanın icra takibine devam ederek tahsil ettiği bedelden tazmin edilen kefalet miktarını —- aktaracağı, hal böyle olunca icra takip tarihinden sonra —- tarafından ödenen miktarlar tüm borçtan mahsup edilmeksizin davanın kabulü ile davalı borçlunun —- icra takip dosyasında yaptığı itirazın iptali ile takibin —- asıl alacak, —-işlemiş faiz ile —- üzerinden devamına, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren —- oranında faiz ve faize— oranında —– uygulanmasına dair karar verilmiş; alacağın likit olması nedeni ile asıl alacak mikterı üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26. maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/1-ç ve 326. maddeleri gözetilerek dava öncesi ödenen arabuluculuk ücreti zorunlu giderlerinin yargılama gideri olarak kabul edilmesi ve davada haksız çıkan taraftan alınarak Hazineye gelir yazılmasına karar verilmesi gerektiğinden, Hazine tarafından karşılanan —– arabuluculuk zorunlu yargılama giderinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına ilişkin hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM (Yukarıda açıklanan nedenlerle) :
1-)Davanın KABULÜ İLE, davalı borçlunun —- sayılı icra takip dosyasında yaptığı itirazın iptali ile takibin —- asıl alacak, —- işlemiş faiz ile—- üzerinden devamına, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren —- oranında faiz ve faize–oranında —uygulanmasına,
2-)Alacak likit olduğundan asıl alacak miktarı olan —– %20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-)Alınması gereken 281.685,17 TL nisbi harçtan başlangıçta alınan peşin harcın mahsubu ile bakiye 231.882,02 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan 49.865,35 TL dava açılış masrafı ile 1.087,75 TL yargılama masrafından ibaret toplam 50.953,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 129.861,30 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-)Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-)Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
8-)Karar kesinleştiğinde —– celp edilen evrak asıllarının iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——– Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/02/2021