Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/807 E. 2023/792 K. 10.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/807
KARAR NO : 2023/792

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/10/2020
KARAR TARİHİ : 10/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVADavacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı şirket arasında 04.09.2015 tarihinde Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi akdedilmiş olup, Davalı şirket tarafından yapılan 16.09.2019 tarihli bildirim ile “Sözleşmenin 5.4 maddesi kapsamında enerji indirim oranının yeniden belirlendiği ve güncel ulusal tarife üzerinden 0,454602 Kuruş olarak teklif verildiği” müvekkili şirkete bildirilmiş olduğunu, verilen bu teklif, müvekkili şirket tarafından kabul edilmemiş ve Sözleşme’nin 9.3 maddesi uyarınca değişikliğin yapıldığı fatura (02.10.2019 tarihli,——fatura numaralı, 16.693,76 TL tutarlı) tarihinden itibaren 30 günlük yasal süresi içerisinde hüküm ifade etmek ve tüm yasal koşullara uygun olmak üzere, Sözleşmenin müvekkili şirket tarafından tek taraflı olarak feshedilmiş olduğunu, İşbu fesih bildiriminin davalı şirkete 08.10.2019 tarihinde yapılan ihtarname ile bildirildiğini, fesih ihtarnamesine cevaben davalı şirket vekili tarafından —-.Noterliği’nden keşide edilen 11.10.2019 tarih ve—— yevmiye numaralı ihtarnamede özetle; Müvekkili şirket ile muhatap şirket arasında akdedilen 04.09.2015 tarihli Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi, —– Noterliğinden keşide edilen 08.10.2019 tarih ve—–yevmiye sayılı ihtarname ile feshedilmişse de, iş bu feshin haksız olduğu, Sözleşmenin bitim tarihinden 60 gün önce gönderilecek fesih bildirimi ile fesih yapılması gerektiği, İndirim artışının lehimize fesih hakkı vermeyeceğini, bu sebeple haksız fesih sebebiyle cezai şart tahakkuk ettirileceği, ihtarnamedeki fesih irademiz geri çekilmez ise, müvekkili şirketin portföyden çıkarılarak Sözleşme gereğince cezai şart tahakkuk ettirileceğinin İhtaren taraflarına bildirilmiş olduğunu, davalı şirketin 11.10.2019 tarihli ihtarnamesine cevaben taraflarınca —-.Noterliği’nden keşide edilen 16.09.2019 tarih ve —– yevmiye numaralı ihtarname ile; İşbu fesih beyanının; Sözleşme’nin süresinin bitimi nedeniyle olağan bir fesih değil, Sözleşme’nin 9.3 maddesine ilişkin değişiklik sebebiyle olağanüstü bir fesih hali olduğunu, davalı şirket tarafından keşide edilen ihtarnamede her ne kadar “indirim ” yapılması sebebiyle müvekkil şirketin fesih hakkını kullanamayacağı belirtilmişse de müvekkil şirket ile davalı şirket arasındaki ticari teamülün her sene indirim oranlarının karşılıklı mutabakat ile belirlenmesi şeklinde olduğu, Davalı şirket her ne kadar, 9. maddesindeki diğer koşulların bulunmadığını iddia etse de işbu maddedeki 60 gün koşulunun burada geçersiz hüküm durumunda olduğu zira karşı tarafın bu iddiasının tek sebebinin müvekkil şirketin fesih hakkını imkansızlaştırmaya yönelik olduğu” nun Davalı şirkete bildirilmiş olduğunu, Davalı şirket ile davacı müvekkili arasında yapılan görüşmeler sonucu 31.12.2019 tarihinde mutabakat mektubu imzalanmış ve cari hesabın tasfiyesi sağlandığını ve Davalı şirket 11.08.2020 tarihinde 30.790,00 TL tutarlı cezai şart temel faturası düzenleyerek müvekkili şirkete elektronik ortamda tebliğ etmiş olduğunu, Söz konusu cezai şart faturasının, müvekkili şirket tarafından, yasal süresi içerisinde ——Noterliği’nden keşide edilen 13.08.2020 tarih ve —— yevmiye numaralı ihtarname ekinde davalı şirkete aynen iade edilmiş olduğunu, müvekkili şirket tarafından ihtarname ekinde iade edilen cezai şart temel faturası hakkında davalı yanın; —— Noterliği” nden keşide ettiği 17.08.2020 tarih ve—— yevmiye numaralı ihtarname ile söz konusu iadenin hukuki mesnetten yoksun olduğunu ve yasal yollara başvuracaklarını müvekkili şirkete bildirmiş olduğunu, Davalı şirket tarafından 01.01.2020 tarihinde merkezi takip sistemi —— Esas sayılı dosyasından müvekkili şirkete karşı 30.790,00 TL tutarlı ödeme emri gönderilmiş olup, Müvekkili şirket, 09.09.2020 tarihinde işbu ödeme emrine karşı itiraz etmiş ise de, itiraz süresinde geciktiğinden ve dosya kesinleştiğinden herhangi bir haciz uygulamasıyla karşı karşıya kalınmaması adına, 10.09.2020 tarihinde alacaklı vekili Av. —– hesabına dosya kapak hesabı gereğince 36.695,95 TL tutarında ihtirazı kayıt ile ödeme yapmış olduğunu, Müvekkil şirketin cezai şart bedeline istinaden davalıya herhangi bir borcu ve/veya ödeme yükümlülüğü bulunmadığı halde, salt icra dosyasına ilişkin olarak itiraz süresinin kaçırılması sebebiyle haciz baskısı altında dosyaya yapılan ödemenin müvekkil şirkete aynen iadesi için işbu davayı açma zaruretinin hasıl olduğunu, her ne kadar davalı taraf, —-.İcra Md.’ nün—— merkezi takip sistemi numaralı icra dosyasından, ödeme emrini müvekkil şirket ile birlikte müvekkil şirketin yetkilisi —– yönlendirmişse de, söz konusu durum hatalı olup —–yönünden icra takibinde husumet itirazımız bulunmakta olduğunu, —– ile davalı şirket arasında yapılan Sözleşme” ye müvekkil—- taraf olmadığı gibi müvekkil —– Sözleşme” de yalnızca kefaleti bulunduğunu, davacı müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 04.09.2015 tarihinde akdedilen elektrik enerjisi satış sözleşmesi, davacı müvekkil tarafından yasal süresi içinde hukuka uygun feshedildiğinden davalı yanın talep ettiği haksız cezai şart koşulu gerçekleşmemiş olduğunu, taraflarca imza edilmiş sözleşmenin 5.4 maddesini somut olaya uyguladığımız da şu sonuca varmanın yerinde olacağını, 16.09.2019 tarihi ile davalı yan indirim oranında değişikliğe gittiğini, Değişikliğin yapıldığı fatura tarihinin ise 02.10.2019 olmakla birlikte davacı müvekkilinin sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini davalı tarafa yazılı olarak bildirdiği tarih ise 08.10.2019 olduğunu, Görüleceği üzere; davacı müvekkilinin sözleşmede yer alan 30 günlük süre koşuluna riayet ettiğini, hiçbir surette kabul anlamına gelmemekle birlikte, bir an için sözleşmenin süre koşullarına riayet edilmeksizin taraflarınca haksız feshedildiğini düşünülse dahi; taraflar arasında karşılıklı imza edilen cari hesap mutabakat mektubu imza tarihi 31.12.2019 tarihi olduğunu, Daha net ifade etmek gerekirse; taraflar arasında 31.12.2019 tarihi ile hiçbir borç ve alacak ilişkisi kalmadığını, Zira davalı şirket hiçbir ihtirazi kayıt koymaksızın mutabakat mektubunu imza ettiğini, Davalı yanın cezai şart adı altında tarafımıza düzenlediği fatura tarihi ise 11.08.2020 olduğunu, davalı şirketin işbu mutabakat mektubu ile alacak/ borç bakiyenin 0,00 TL olduğunu kabul edip Hiçbir İhtirazı Kayıt düşmeden imza ettikten 8 ay sonra davacı müvekkiline cezai şart adı altında bir fatura düzenleyip göndermesinin Türk Hukukunun genel hükümlerine, TBK.’ na, Ticari teamüllere, Örf ve Adet kurallarımızın tamamına aykırı olup hiçbir hukuki gerekçeye dayandırılmasının mümkün olmadığını, Müvekkili tarafından cebri icra tehdidi ve haciz baskısı altında, —–.icra Md.” nün —— merkezi takip sistemi esas sayılı dosyasına 10.09.2020 tarihinde yapılan 36.696,00 TL tutarındaki ödemenin tahsil tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini —–İcra Müdürlüğü’nün—– Merkezi Takip numaralı dosyasından davacı müvekkillerin borçlu olmadıklarının tespitine, İcra dosyasına ilişkin olarak 10.09.2020 tarihinde alacaklı vekilinin hesabına ihtirazı kayıt ile haciz baskısı ve icra tehdidi altında ödenen 36,695,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan İSTİRDATINA, davalının haksız ve kötü niyetli icra takibi neticesinde takip konusu alacaklarının %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

SAVUNMADavalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket —–elektrik tedarik şirketi olup, Davacı Şirket —–. ile imzalanan 04.09.2015 tarihli Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi ile Davacı şirkete elektrik tedarik ve satışına başlamış olduğunu, İşbu Sözleşme’ de Davacı şahıs —– şahsi kefaleti bulunmakta olup, sözleşmenin kefaletname bölümünde bu hususun açıkça görülmekte olduğunu, Davacı Şirket ile ticari ilişki Sözleşme’nin Davacı şirketçe haksız olarak feshedildiği 08.10.2019 tarihine dek sürdüğünü, davacı şirket tarafından Sözleşme’nin haksız olarak feshi ihtarının tebliğ alınmasının akabinde Müvekkili Şirket adına keşide edilen —-. Noterliği’ nin 11.10.2019 tarihli —— yevmiye nolu ihtarnamesi ile, feshin sözleşmeye aykırı olduğu ve alıcı lehine yapılan indirim oranı değişikliğinin alıcıya sözleşmeyi fesih hakkı vermeyeceği, fesih beyanlarını geri almadıkları takdirde sözleşme gereği cezai şart bedeli tahakkuk ettirileceği Davacı şirkete ihtar edildiğini, Davacı tarafından gönderilen —– Noterliği’ nin 16.10.2019 tarih ——yevmiye nolu ihtarı ile, indirim oranının %15’e çıkarılması aksi takdirde sözleşmenin feshedildiğinin ihtar edilmiş olduğunu, müvekkili şirket tarafından böyle bir indirim sağlanması mümkün olmadığından, Davacı tarafın fesih talebi işleme konularak portföyden çıkışı yapılmış ve haksız çıkış nedeniyle Sözleşme’nin 9.3) maddesine dayanarak cezai şart faturası düzenlenerek Davacıya gönderilmiş olduğunu, Davacı şirketin bu kere de —– Noterliği’ nin 13.08.2020 tarih ve —– numaralı ihtarnamesi ile işbu cezai şart faturasına itiraz ederek iade ettiğini, müvekkil şirket tarafından gönderilen—– Noterliği’ nin 17.08.2020 tarihli ve—– yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, cezai şart bedeline itiraz etmelerinin ve faturayı iade etmelerinin kendilerini ödeme yükümlülüğünden kurtarmadığı, şayet işbu bedeli ödemezlerse yasal işlemlerin başlatılacağının ihtar edildiğini, İlgili faturanın Davacı şirket tarafından ödenmemesi akabinde, Merkezi Takip Sistemi’nin —– numaralı dosyası ile Davacı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, davacıya her yıl indirim oranı değişikliği bildirimi yapılmakta olup, buna göre 01.01.2018 tarihinde davacı şirketin abone grubu (ticarethaneler) için belirlenen elektriğin birim satış fiyatı 0,230-TL (kuruş) iken, 26.01.2018 tarihinde müvekkili şirketçe 961 indirim ile Davacıya 0,228-TL (kuruş) fiyatla elektrik tedariki sağlanacağına yönelik indirim oranı değişikliği bildirimi yapılmış olduğunu, Davacı tarafça bu indirim oranı değişikliğine hiçbir itiraz ileri sürülmeksizin, indirim oranı değişikliği kabul edildiğini, taraflar arasında uygulanan indirim oranı, 26.01.2018 tarihinden itibaren bir sonraki değişiklik dönemine dek %1 olarak uygulandığını davacı Şirkete 26.01.2018 tarihinden 16.09.2019 tarihine dek uygulanan indirim, elektriğin birim satış fiyatı üzerinden 961 iken, 16.09.2019 tarihinde ulusal tarifede belirlenen elektrik birim satış bedeli üzerinden %3,5’luk indirim yapılarak davacı şirkete, davacı şirketin daha lehine olan bir teklif sunulduğunu, davacı Şirket ile anlaşılan indirim oranı %1 olmasına karşın %3,5’luk Alıcı lehine indirim sunulmasına rağmen, Davacı Şirketçe dayanaksız ve haksız olarak 08.10.2019 tarihli ve—–yevmiye numaralı ——- Noterliği’ nin ihtarı ile Sözleşme feshedilmiş olduğunu, davacıların iddialarının gerçeği yansıtmadığını, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davası olduğu anlaşılmıştır.Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Bilirkişi heyeti tarafından alınan kök ve ek raporda özetle; Davalı Şirket tarafından İbraz edilen 2019-2020 Yılı Ticari Defterlerinden Yevmiye Defteri ve Defter-i Kebir (Büyük Defter)lerini —- sıra no.lu Elektronik Defter tutulmasına ilişkin Tebliğ kapsamında Elektronik ortamda tutulmuş oldukları, bu kapsamda tutulan Elektronik defterlerin hesap döneminin ilk ayı ve son ayının beratlarının alınmış olduğu ve Söz konusu beratların açılış ve kapanış onayı olarak kabul edilmesi gerektiği, Başkanlık Mali Mührünü de içeren beratların tarafımıza sunulduğu, Davalının ibraz ettiği 2019-2020 Yılı Envanter Defterlerinin de yasal süresi içerisinde Noter Açılış tasdikinin yaptırılmış olduğu, davalının sunduğu elektronik defterlerin Başkanlık tarafından onaylanan beratları ile birlikte Vergi Usul Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu kapsamında geçerli Kanuni Defter olarak kabul edilmesi gerektiği, Kayıt nizamı bakımından V.U.K. Md.215-219 Md. İle Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun ve dayanak belgeleriyle uyum içinde oldukları görülmüş olup, Davalının Ticari Defterlerinin; HMK 222 uyarınca sahipleri lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı Şirketin incelenen Ticari Defterlerinde, Davacı Şirketten 11.08.2020 – Tarihli—- Nolu, 30.790,00 TL tutarlı Cezai Şart Faturasından kaynaklanan 30.790,01 TL alacaklı durumda bulunduğu, Davacı Şirketin Ticari Defterlerinde kayıtlı bulunmadığı tespit edilen işbu Cezai Şart Faturası için Davacı Şirketçe İcra tehdidi altında ödendiği iddia olunan feriler dahil 36.695,95 TL’ nin Davalı Şirket kayıtlarında yer almadığı, davalı Şirketçe Davacı Şirket adına düzenlenmiş, ancak Davacı Şirketçe kabul edilmeyerek İade edildiği için Davalı Şirketçe Davacı Şirket aleyhine Takip konusu yapılmış bulunan 11.08.2020 Tarihli, —–Nolu, 30.790,00 TL tutarlı Cezai Şart Faturasından davacı Şirketin sorumlu tutulup, tutulmayacağı, Davacı Şirketin işbu fatura için İcra Tehdidi altında Ferileriyle birlikte ödemiş olduğu, dava konusu uyuşmazlıkta davacı yanın istirdat konusu yaptığı alacak taraflar arasındaki sözleşmenin 9.3. maddesinin ikinci fıkrasına göre davalı tarafından düzenlenen yukarıda anılan faturaya dayanmaktadır. Davalı yan cevap layihasında sözleşmenin 9.1 Maddesine göre sözleşme ilişkisinin sözleşmenin sona ereceği tarih olan 04.09.2019 tarihinden 60 takvim günü öncesinde davacı tarafından fesih ihbar yoluyla sona erdirilmemesi sebebiyle 04.09.2020 tarihine kadar uzadığını; davacının 08.10.2019 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmenin haksız bir şekilde sona erdirildiğini bu sebeple de sözleşmenin 9.3. maddesine göre faturanın düzenlendiğini belirtmektedir. Davacı yan 08.09.2019 tarihli ihtarnamede 16.09.2019 tarihli davalı bildiriminde yer alan enerji birim fiyatının kendisi tarafından kabul edilmediğini ve sözleşmenin 9.3. maddesi kapsamında sözleşmeyi feshettiğini davalıya bildirmiştir. Bu maddeye Satıcı işbu sözleşme madde 5.4 belirtilen hallere dayanarak indirim oranı değişikliğine gitmesi durumunda değişikliğin yapıldığı fatura tarihinden itibaren 30 gün içerisinde yazılı bildirim yapmak şartı ile Alıcı sözleşmeyi tek taraflı olarak teshedebilir ”Sözleşmenin 5.4 maddesi Satıcıya Ek-l deki indirim oranlarında değişiklik yapma yetkisi vermiş; ancak bu durumda Alıcının da sözleşmenin 9.3. maddesine göre fesih hakkı bulunduğuna işaret etmiştir. Bu maddeler birlikte değerlendirildiğinde Alıcının 9.3. Maddesine dayalı olarak sözleşmeyi feshedebilmesi için indirim oranlarındaki değişiklik alıcının aleyhine bir sonuç ortaya çıkarmalıdır. Aksi halde her durumda alıcının bu hakka sahip olduğunun kabul edilmesi, düzenlemenin amacına ve ruhuna aykırı olacağı dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgeler incelendiğinde davacı aleyhine bir indirim oranının sunulduğuna ilişkin bir tespit yapılamamıştır. Bu sebeple davacının 08.09.2019 tarihli ihtarname ile taraflar arasındaki sözleşme ilişkisini feshinin haklı olmadığı düşünüldüğü diğer taraftan, taraflar arasındaki 22.01.2020 tarihli mutabakat mektubu süre gelen ticari ilişkide cari hesap alacağına ilişkindir. Davalı yan 31.12.2019 tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olmadığını kabul ettiği, davacının 08.09.2019 tarihli haksız feshi ile sözleşmenin 9.3. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen cezai şart alacağı muaccel hale geldiği bir başka deyişle haksız fesihle birlikte davalı yan bu cezai şart alacağını davalıdan talep etme hakkına sahip olduğu bu alacağa ilişkin faturanın 11.08.2020 tarihinde düzenlendiği anlaşılmaktadır. Oysaki davalı yan 22.01.2020 tarihli mutabakat metninde 31.12.2019 tarihi itibariyle davacıdan alacağı bulunmadığını kabul ettiği bu durumda davalı yanın söz konusu cezai şart alacağından vazgeçtiği (ihtirazi kayıt ileri süremediği de dikkate alındığında) davacının ödemiş olduğu bu tutarın istirdadı talebinin kabule şayan görüldüğü, davalı vekilinin itirazlarının kök raporda ayrılmayı gerektirecek bir hususu bulunmadığını beyan ve rapor etmişlerdir.Bilirkişi tarafından alınan 03/07/2023 tarihli rapor da özetle; 04.09.2015 tarihinde imzalanan sözleşmenin, herhangi bir bildirim olmadığından 04.07.2019 tarihi itibariyle (60 gün öncesi) 1 yıl daha uzadığı, Sözleşmenin 04.09.2019- 04.09.2020 arasında geçerli olduğu, davaya konu edilen 2019 döneminden önceki dönem olan 2018 yılında davacıya %1.30 indirim uygulanmışken, 2019 yılında davalı elektrik şirketi tarafından davacıya teklif edilen indirim oranının %3,5′ olduğu, Bu durum, tamamen davacının lehine bir durum olduğundan, Davacının sözleşmenin 9.3. maddesine dayanarak, cezai şart ödemeksizin sözleşmeyi fesh etme hakkı bulunmadığı, davacı tarafından sözleşmenin 9.1. ve 9.3. maddelerinde belirtilen koşulların dışında ve herhangi bir mücbir sebep olmaksızın sözleşmeyi, tek taraflı olarak fesh ettiğinden, Sözleşmenin 9.3. maddesi gereği, Alıcının yani davacının, satıcıya yani davalı elektrik şirketine son iki aylık elektrik fatura bedelleri toplamını ceza bedeli olarak ödemesi gerektiği, davacının son iki aya ait fatura tutarının 30.790,04 TL olarak tespit edildiği, herhangi bir mücbir sebep olmaksızın, davacı tarafından sözleşmenin tek taraflı olarak feshetmesinden dolayı, davacıya yansıtılması gereken ceza tutarının 30.790,04 TL olacağı, taraflar arasındaki 22.01.2020 tarihli mutabakat mektubunda, davalı yanın 31.12.2019 tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olmadığını kabul ettiği, Bu durumun hukuki değerlendirmesinin mahkememiz takdirinde olduğu hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
İsticvap beyanı alınan —– duruşmadaki beyanında; “tarafıma gönderilen isticvap davetiyesi ekinde bulunan ve duruşma esnasında da tarafıma gösterilen 31/12/2019 tarihli mutabakat mektubundaki kaşe davalı şirkete aittir ancak binlerce mutabakat mektubu düzenlendiği için mutabakat mektubundaki imzaların tarafımca atmam mümkün değildir bu hususta muhasebede herhangi bir personel emir ve talimatlarımız doğrultusunda mutabakat mektubunu düzenler dosyaya sunulan ve tarafıma gösterilen mutabakat mektubunda ki uyuşmazlığı hatırlayamadım ancak temsilcisi olduğum davalı şirket birçok mutabakat mektubu onaylar ancak söz konusu mutabakat mektubu yıl sonunda karşılıklı olarak borç alacak ilişkisinin gün itibariyle belirli olması ve bağlı bulunan vergi dairesine her iki şirket yönünden de aynı olarak ve karışıklığa neden olmayacak şekilde düzenlenmiş bir belgedir, o tarihten sonra ise yeni bir borç ilişkisinin doğmayacağı yahut yeni bir borç mevdudiyetinin bulunmayacağı anlamına gelmemektedir” şeklinde isticvap olunarak beyanda bulunmuştur.
Dava istirdat talebine konu edilen alacak taraflar arasındaki sözleşmenin 9.3. maddesinin ikinci fıkrasına göre davalı tarafından düzenlenen cezai şart faturasına dayanmaktadır. Davalı taraf sözleşmenin 9.1 Maddesine göre sözleşme ilişkisinin sözleşmenin sona ereceği tarih olan 04.09.2019 tarihinden 60 takvim günü öncesinde davacı tarafından fesih ihbar yoluyla sona erdirilmemesi sebebiyle 04.09.2020 tarihine kadar uzadığını; davacının 08.10.2019 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmenin haksız bir şekilde sona erdirildiğini bu sebeple de sözleşmenin 9.3. maddesine göre faturanın düzenlendiğini belirtmektedir. Davacı yan davalı bildiriminde yer alan enerji birim fiyatının kendisi tarafından kabul edilmediğini ve sözleşmenin 9.3. maddesi kapsamında sözleşmeyi feshettiğini davalıya bildirmiştir. Bu maddeye Satıcı işbu sözleşme madde 5.4 belirtilen hallere dayanarak indirim oranı değişikliğine gitmesi durumunda değişikliğin yapıldığı fatura tarihinden itibaren 30 gün içerisinde yazılı bildirim yapmak şartı ile Alıcı sözleşmeyi tek taraflı olarak teshedebilir ”Sözleşmenin 5.4 maddesi Satıcıya Ek-l deki indirim oranlarında değişiklik yapma yetkisi vermiş; ancak bu durumda Alıcının da sözleşmenin 9.3. maddesine göre fesih hakkı düzenlenmiştir. Tüm bu maddeler değerlendirildiğinde Alıcının 9.3. Maddesine dayalı olarak sözleşmeyi feshedebilmesi için indirim oranlarındaki değişiklik alıcının aleyhine bir sonuç ortaya çıkarmalıdır. Somut olayda davacı tarafın fesih bildirimi sözleşmenin 9.3 maddesine göre haksız olduğu mahkememizce tespit edilmişse de taraflar arasındaki 22.01.2020 tarihli mutabakat mektubu incelenmekle davalı yan 31.12.2019 tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olmadığını hususunda mutabık olunduğu somut olayda davaya konu edilen fatura sonrası davalı tarafından inkar edilmeyen mutabakat mektubu cezai şarta ilişkin ihtirazi kayıt içermeden davacı şirketin borcunun bulunmadığını belirtmektedir. Bu nedenle, mutabakat mektubunun davalı aleyhine sonuç doğuracağı ve davaya konu fatura sebebiyle cezai şart alacağının talep edilemeyeceği sonucuna varılmakla davacının istirdat talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir. (Emsal İlam T.C. —- Bölge Adliye Mahkemesi —– Hukuk Dairesi’nin —– Esas—– Karar Sayılı İlamı)Kefalet sözleşmesinin geçerlilik şartları ilgili kanunun 582 ila 584. maddelerinde düzenlenmiştir. Söz konusu sözleşme ekindeki müteselsil kefile ilişkin belgenin TBK 582 maddesinde düzenlenmiş olan ; kefilin sorumlu olacağı azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olmayı kabul ettiği takdirde bu yükümlülüğü üstlendiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şartına uyulmadan yapıldığı bu nedenle söz konusu kefalet sözleşmesi geçersiz olduğu anlaşılmakla açılan takipte davalının haksız olduğu anlaşılmakla davacı —–yönünden açılan menfi tespit talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın davacı —– yönünden KABULÜ İLE; —–. İcra müdürlüğünün —– sayılı dosyasına borçlu olmadığının tespiti ile 36.695,00 TL bedele ödeme tarihi olan 10/09/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan istirdatı ile davacı şirkete ödenmesine,
2-Davanın davacı —–yönünden KABÜLÜ İLE —–İcra müdürlüğünün —– sayılı dosyası yönünden borçlu olmadığının tespitine
3-Karar harcı 2.506,64 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 626,66 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.879,98‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 626,66 TL peşin harç olmak üzere toplam 681,06‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.482,3‬0 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekiline ( e duruşma sistemi üzerinden), kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —–Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.