Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/794 E. 2022/524 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2020/794 Esas
KARAR NO: 2022/524

DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 15/10/2020
KARAR TARİHİ: 07/07/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —– tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle davacılar —– çocukları, davacı —– abisi olan —– vefat ettiğini, meydana gelen kaza ile ilgili olarak —–Esas sayılı dosyası üzerinden kazaya karışan —– plaka sayılı araç sürücüsü davalı—- ceza aldığını, bahsi geçen ceza dosyasının istinaf incelemesinde olduğunu, davalılardan —–plaka sayılı aracın işleteni olduğunu, — sayılı aracın davalı —–nezdinde sigortalı bulunduğunu, meydana gelen kaza sebebiyle maddi ve manevi zararların meydana geldiğini, bu zararlar sebebiyle sigorta şirketi dışında kalan davalıların diğer araçları, taşınmazları ve üçüncü kişilerde bulunan hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını bildirdiğinden bahisle müvekkili—–için şimdilik —– olmak üzere toplam ——maddi tazminatın tüm davalılardan, davacılar —– olmak üzere toplam ——- manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren davalılar —-ve—— müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı —–vekili cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen kazada motosiklet sürücüsü müteveffa—–sürücü belgesinin bulunmadığını, müteveffa —- otomobille çarpıştığı olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareket ettiğini ve tali kusurlu olduğunu, kaza sırasında müteveffanın —– ceza dosyası üzerinden aldırılan raporunda değerlendirilmeyen hususlar bulunduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacıların talep ettiği manevi tazminatın fahiş olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı—–vekili cevap dilekçesinde özetle; sigorta şirketi tarafından müteveffanın ailesine —– ödeme yapıldığını, davacıların destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin yerinde olmadığını, müvekkilinin alanında lider şirketlerden biri olduğunu, davacının dava dilekçesinde iddia ettiği gibi mal kaçırma durumunun olmadığını, ——- Esas sayılı dosyasının kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı —–vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından talep edilen maddi tazminatının KTK 111/2 maddesi gereğince —-yıllık hak düşürücü süre sebebiyle geçtiğini, eldeki dava konusu trafik kazası nedeni ile davacılar tarafından yapılan başvuru üzerine müvekkili şirket nezdinde —– numaralı hasar dosyası açıldığını, anılan hasar dosyasında yaptırılan inceleme sonucunda düzenlenen aktüerya raporuna göre tespit edilen toplam ——destekten yoksun kalma tazminatı davacılar vekili —– banka hesabına —–tarihinde ödendiğini bildirdiğinden bahisle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Mahkememizce aldırılan—–tarihli —-raporunda özetle; —–tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu —– vefat eden —– geride kalan hak sahiplerinden davacı babası —- nihai ve gerçek zararının —– olduğunu, davalı —- Limitli olmak üzere tüm bakiye sorumluluğunun—– ibaret bulunduğu, diğer davalıların sorumluluğunun ——olduğu,davacı annesi —- nihai ve gerçek maddi zararının—- ibaret bulunduğu, davalı —- Limitli olmak üzere bakiye sorumluluğunun—- ibaret bulunduğu,diğer davalıların sorumluluğunun —-olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.Mahkememizce aldırılan —-tarihli —– raporunda özetle; davalı sürücü—–sevk ve idaresindeki otomobil ile seyir halindeyken yola gereken dikkatini vermesi, görüş alanını kontrol altında bulundurması, olay mahalli kavşağa geldiğinde, sol tarafından bölünmüş yol üzerinden düz devam etmek suretiyle gelmekte olan araçların seyir durumlarını dikkate alarak kontrollü bir şekilde kavşağa girişini yapması gerekirken bu hususlara riayet etmediği, kavşak kollarındaki trafik akışını dikkate almadan ve sol tarafından bölünmüş yol üzerinden gelmekte olan müteveffa sürücü idaresindeki motosiklete ilk geçiş hakkını vermeden kavşağa girerek bu motosiklet ile çarpışması neticesinde meydana gelen olayda asli kusurlu olduğu, müteveffa sürücü——sevk ve idaresindeki ile kavşak mahalline yaklaşıyor olması sebebiyle dikkatli ve tedbir alabilecek şekilde seyrini sürdürmesi, kavşak kollarına dair yeterli kontrolleri yapması, seyir istikametine göre sağ taraftaki yoldan gelmekte olan davalı sürücü idaresindeki otomobile karşı zamanında etkili tedbir alması gerekirken bu hususlara riayet etmediği, yeterli ve gerekli kontrolleri yapmadan geçişini yaptığı esnada davalı sürücü idaresindeki otomobil ile çarpıştığı olayda tali kusurlu olduğu, bu haliyle eldeki verilere göre davaya konu kazada davalı sürücü —– oranında kusurlu olduğu, müteveffa sürücü —— oranında kusurlu olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
ISLAH DİLEKÇESİ:
Davacı vekilince sunulan——tarihli ıslah dilekçesi ile davacı —— yönünden;—–raporunda müvekkilinin gerçek zararının —– olduğunun tespit edildiği, dava dilekçesinde—–olarak belirlenen alacak kaleminin—– ıslah edilmiş olup, ıslah edilen miktar ile toplam —-alacağın; —-davalılardan müşterek ve müteselsilen davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden ; diğer davalılar yönünden ise kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline; —-ise davalılar—–müştereken ve müteselsilen kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline tahsiline; davacı —–yönünden;—-raporunda gerçek zararının —- olduğunun tespit edildiği, dava dilekçesinde —— olarak belirlenen alacak kalemi —- ıslah edilmiş olup, ıslah edilen miktar ile toplam —- alacağın; —– davalılardan müştereken ve müteselsilen, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden ; diğer davalılar yönünden ise kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline; —- ise davalılar ——-müştereken ve müteselsilen kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve ıslah etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, meydana gelen ölümlü trafik kazası nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talebine ilişkindir.Mahkememizin —–Esas sayılı dosyasındaki dava; —— tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle davacılar —–çocukları, davacı —-abisi olan —- vefat etmesi nedeniyle mirasçıları davacılar—– için şimdilik —– olmak üzere toplam —- maddi tazminatın tüm davalılardan, davacılar —– olmak üzere toplam——manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren davalılar —müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.2918 sayılı Yasanın 85 ve devam maddeleri gereğince bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, —- durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir. Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur. Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır. Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir——. 2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85.maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiş olup, bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş,—– Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.Anılan yasal hükümlerden, ——; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan —. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir.İşletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkindir.6098 sayılı Yasanın 49 ve devam maddeleri gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa —-, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler. —-, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse ——, tazminatı indirebilir.Ölüm halinde uğranılan zararlar özellikle cenaze giderleri, ölüm hemen gerçekleşmemiş ise tedavi giderleri ile çalışma gücünün kaybı veya azalmasından doğan kayıplar ve ölenin desteğinden yoksun kalanların bu sebeple uğradıkları kayıplardır. Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen —– ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz. Öte yandan ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır, Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse uğradığı zararın ödettirilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Borçlar Yasasında sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür. Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir —-Diğer taraftan,——–tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu”hususu vurgulanmış; —- ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir. Önemle vurgulanmalıdır kî, destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur. Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir —— Destekten yoksun kalma tazminatına dayanak teşkil eden hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olsa idi doğrudan işleten üzerinde doğup ondan mirasçılarına intikal edeceğinden, bu yöndeki savunmalar ölenin desteğinden yoksun kalanlara karşı ileri sürülebilecekti. Oysa yukarıda da açıklandığı üzere, destekten yoksun kalma tazminatına konu davacıların zararı, desteklerinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalan sıfatıyla doğrudan kendileri üzerinde doğan zarardır. Bu zarardan doğan hak desteğe ait olmadığına göre, onun kusurunun bu hakka etkili olması da düşünülemez.Eş, çocuk, anne–baba her halükarda destek tarafından destekleneceği kabul edildiğinden bu kişilerin desteklendiklerini ispat etmelerine gerek bulunmamaktadır. Ancak bu kişilerinde gelirden varsayımsal bir pay değil de daha yüksek bir pay aldığını iddia ediyorlarsa bunu ispat etmeleri gerekir. Destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında davacılar vekilince gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan—– incelemesi yaptırılmıştır.
Yukarıda bahsedilen açıklamalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan—– raporları bir bütün olarak değerlendirildiğinde —– raporundaki belirlemelerin ve hesap yönteminin oluşa, yerleşmiş uygulamalara uygun denetime elverir gerekçeler içerdiği, müteveffanın vefatı ile davacının destekten yoksun kalma tazminatına hak kazandığı anlaşıldığından davanın maddi tazminat talebi yönünden kabulü yolunda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Davalı sigortanın —— tarihinde davacılara ödeme yaptığı anlaşıldığından davalı sigorta yönünden ödeme tarihi olan —– tarihinden itibaren, diğer davalı yönünden ise haksız fiil tarihi olan kaza tarihinden itibaren davalı sigortanın sigortalısının aracının hususi araç olduğu dikkate alınarak maddi tazminata yasal faiz işletilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE;
Davacı anne —- yönünden; —-destekten yoksun kalma tazminatının —– sigorta şirketinden (sigorta şirketini sorumlu olduğu miktar kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile) ödeme tarihi olan —— tarihinden diğer davalılardan kaza tarihi olan—— itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalan—- destekten yoksun kalma tazminatının davalılar —– kaza tarihi olan —– itibaren işleyecek yasal faizi ile müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı baba —– yönünden;—– destekten yoksun kalma tazminatının —- sigorta şirketinden(sigorta şirketini sorumlu olduğu miktar kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile) ödeme tarihi olan ——- tarihinden diğer davalılardan kaza tarihi olan —- itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,kalan —– destekten yoksun kalma tazminatının davalılar —- kaza tarihi olan —- itibaren işleyecek yasal faizi ile müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı —– davacı tarafça peşin olarak yatırılan —- başvurma harcı, —- ıslah harcının mahsubu ile bakiye —- harcın davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak —-kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan —- başvurma harcı, —– peşin nispi harc ve—-ıslah harcı olmak üzere toplam —– harcın davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan—- tebligat ve müzekkere gideri, —– ücreti olmak üzere toplam—– yargılama giderinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı —– tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —-esaslara göre belirlenen ——nispi vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —bütçesinden ödenen — arabuluculuk ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak — irad kaydına,
Dair davacı vekilinin ve davalı —– vekilinin yüzüne karşı , kararın tebliğinden itibaren — haftalık süre içinde —Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.