Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/762 E. 2022/372 K. 23.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/762 Esas
KARAR NO : 2022/372
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/10/2020
KARAR TARİHİ: 23/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında süregelen ticari ilişki kapsamında davacı tarafından bir takım malzemelerin davalı firmaya satıldığını, bu satış neticesinde — adet fatura düzenlendiğini, eksik ve geç ödemeler nedeni ile —-tarihli ihtarının çekildiğini ancak davalı tarafından bu ihtara rağmen ödeme yapılmadığını, bunun üzerine — dosyası ile takibe geçildiğini, davalı tarafın yetki itirazı sonucu dosyanın —- dönüştüğünü, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu bildirdiğinden bahisle icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari satımdan kaynaklanan bir ilişki olduğunu, davacının teslim etmesi gereken ürünlerin büyük çoğunluğunu eksik teslim ettiğini, bir kısımı da teslim etmediğini, bu sebeple ticari satımdan kaynaklanan ilişkinin devam etmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirket tarafından dava konusu faturalar sebebiyle hizmet almadığı için davacıya iade ettiğini, davalı şirketin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Mahkememizce talimat yolu ile aldırılan bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafından incelemeye sunulan —– ticari defterlerinin 6102 sayıl TTK.ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, sahibi lehine delil teşkil ettiği, davacı—Davalı —— yukarıda dökümü yapılan ve defter kayıtları ve muhasebe döküm evrak ve belgeleri bulunan bilgiler ile ticari bir iş ilişkisi olduğunun taktire bırakıldığı, davacı vekilinin dava dilekçesinde davasını ticari defter/belgelere ve yasal her türlü delile dayandırdığı, —- de defterlerin dayanak belgesi niteliğinde olduğu,davalı tarafın — borçlu olabileceği,davacının bu miktar için alacaklı olabileceği hususunun taktire bırakıldığı, davacı —- dosyasına istinaden; — icra takibi tarihi itibari ile davalı—— tutarında asıl alacağı bulunduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle——- icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu,——- takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlu tarafından süresinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda ,” Davalı yan ticari defterlerini ibraz etmediğinden inceleme yapılamadığı, davacı şirketin —- yıllarına ait ticari defter ve belgelerinin inceleme tabi tutulduğu, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğunu ve sahibi lehine delil niteliğinde haiz olduğunu, davacı vekilinin dava dilekçesinde davasını ticari defter ve belgelere dayandırdığı, vergi beyannamelerinin de defterlerin dayanak belgesi niteliğinde olduğu, davalı tarafın davacıya— borçlu olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Somut olayda davalı tarafın davayı takip etmediği, usulüne uygun tebligata rağmen ticari defterlerini incelenmek üzere sunmadığı, davacı tarafın ticari defterlerini incelenmek üzere sunduğu ve davacı tarafın defterlerine göre davalıdan alacaklı olduğu, HMK 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi ——–yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. ——- Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmünün düzenlediği, hüküm doğrultusunda davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi durumunda davacı yanın ticari defterlerinin lehine delil olacağı, davalıdan —– alacaklı olduğu kanaati ile davanın kabulü yolunda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, ——- sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE , takibin devamına
3-Kabulüne karar verilen asıl alacak miktarı %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine
5-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 3.988,97 TL’den dava açılırken yatırılan 997,25 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 2.991,72 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafça yatırılan 997,25 TL peşin harç, 54,40 başvurma harcı, 7,80 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 1.059,45 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 500,00 TL bilirkişi ücreti, 191,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 691,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenecek 8.391,36 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
10-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
11-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —– Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/05/2022