Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/755 E. 2022/712 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/755 Esas
KARAR NO: 2022/712
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 01/10/2020
KARAR TARİHİ: 25/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin —–şekilde faaliyet gösteren, kullanıcılarına—–sunan, bu hizmet kapsamında kullanıcılara birtakım testler göndererek —– olduğunu, müvekkilinin faaliyeti esnasında —– paylaştığını, Müvekkilinin ——olduğunu, bu kapsamda müvekkilinin ——–sözleşmeleri akdettiğini, davalının —- istifa ederek kısa bir süre sonra —-unvanlı ayrı —– unvanlı kendi adına kayıtlı şirket üzerinden müvekkili ile aynı —- ve müşterilere sunulan aynı —– ve raporlama çalışmalarını yürütmeye başladığını, —– tarihinde davalıya ihtarname gönderildiğini fakat bir sonuç elde edilemediğini, davalının müvekkili şirkette çalıştığı süre boyunca iş geliştirme projelerinde aktif olarak yer aldığını, müvekkili tarafından kullanılan yazılım, ——- yararlandığını ve—- sağladığını, bu nedenle davalı taraflar —- içeren sözleşme imzalandığını, davalının işten ayrıldıktan sonra ——kurduğunu ve ———- başladığını, davalı tarafın müvekkili şirkette çalışmaya başlamadan önce—— adresinde —– sonra aktif hale getirildiğini, bu nedenle —–davalının —— faaliyet gösterdiği izler vermeye çalıştığını, oysa —– hizmet sunduğunu, aynı zamanda davalı tarafın eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğini, davalının müvekkili tarafından kullanılan —— yararlandığını ——sağladığını, davalının Müvekkilinin iş ürünlerinden yetkisiz yararlandığını, bu konuda tazminat isteme haklarını saklı tuttuklarını, yapılan arabuluculuk görüşmelerinden bir sonuç alınamadığını beyanla; açıklanan nedenlerle, davalı tarafından rekabet yasağına aykırı davranıldığı gerekçesiyle şimdilik —– cezai şarta hükmedilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacı işverende çalışırken istifaya zorlandığını, dava dilekçesindeki ithamların gerçeğe aykırı olduğunu, davacı ile davalı ——–paylaşım olmadığını, dünyada kabul —– kullanılan,—– alınmamış,——-müvekkili —–kullanıldığını, müvekkilinin bu hususu—— uygun ——– yaptığını, davacının ——getirdiğini ve bu şekilde kullandığını, davacının davalının —–aldığı şeklindeki ithamının gerçeğe aykırı olduğunu, bu hususun davacı tarafından
ispatlanması gerektiğini, davacı şirkete iyileştirme işlerinin dava dışı —— tarafından
yapıldığını, —– herkese —- olduğunu, müvekkilinin —- tarafından —— kapsamında
çalışmalar yürüttüğünü, davacı tarafın satış yaptığı hiçbir müşteriye satış yapılmadığını, —– nezdinde tescilli olduğunu,——isteyen davacının bu talebinin —- reddedildiğini, çünkü,—— verilemeyeceğini, müvekkilinin aynı zamanda ——– nezdinde tescil ettirilen bir —- da olduğunu, ——– bulunan şirketin davacı şirketten ayrıldıktan
sonra aktif hale getirilmediğini, davacının—— bir —- olmadığını, ——olduğunu, davacının—–olduğunu ve bu sisteme bir katkısı olmadığını, taraflarca kullanılan sistemlerin sadece isim açısından benzer olduğunu ki, zaten her iki tarafın içinde —— markalarının tescilli olduğunu, davacının——- dayandığı için standartlar dışına çıktığını ve kabul edilebilir bir gerçekliğe sahip olmadığını beyanla, açıklanan nedenlerle, açılan davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında kurulan sözleşme kapsamında rekabet etmeme yasağına uyulmaması nedeni ile oluşan zararın ve cezai şartın tahsiline yönelik olarak açılan tazminat davasıdır.
Uyuşmazlık; Davacının iş sözleşmesi kapsamında —–olan davalının, davacı şirketten istifa ettikten sonraki süreçteki eylemlerinin haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı, haksız rekabet oluşturması halinde cezai şart ödemesi gerekip gerekmediği, davacının zarara uğrayıp uğramadığı, zarar uğramış olması halinde zararının ne kadar olduğu olarak tespit edilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından verilen raporda özetle; ” Dava konusu uyuşmazlıkta davacı ile davalı arasında imzalanmış bulunan——- —– şeklinde oldukça geniş kapsamlı ele alınması sebebiyle TBK m. 445 hükmü çerçevesinde davalının ekonomik geleceğinin hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürülme ihtimalinin söz konusu olabileceği, Davalının işyerinden ayrıldıktan sonra —– benzer alanda faaliyet gösteren başka bir firmada çalışmaya başlamasının———– üzerinde—– edemeyeceği için davacının korunmaya değer haklı menfaatinin olmadığı, Taraflar arasında imzalanan——- tutulduğu, dosya kapsamında yapılan incelemeler sonucunda davalı tarafın ——-sınırları içinde faaliyet gösterdiği kanaatine ulaşıldığından rekabet etmeme yasağının yer bakımından ihlal edilmediği,” şeklinde rapor sunulmuştur.
Bilirkişi heyeti tarafından verilen ek raporda özetle; ——- doğrultusunda; Dava konusu uyuşmazlıkta davacı ile davalı arasında imzalanmış bulunan —————- çalışamayacağı iş türünün ——–hükmü çerçevesinde davalının ekonomik geleceğinin hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürülme ihtimalinin söz konusu olabileceği, Davalının işyerinden ayrıldıktan sonra ——- benzer alanda faaliyet gösteren başka bir firmada çalışmaya başlamasının —– açabilecek nitelikte olmadığı, Davacının —— bu yana farklı firmalar tarafından uygulanmakta olan —– üzerinde—— edemeyeceği için davacının korunmaya değer haklı Menfaatinin olmadığı, Taraflar arasında imzalanan —— müzekkeresinin incelenmesi sonucunda davalı tarafın——- şeklinde rapor sunulmuştur.
Bilirkişi heyeti tarafından verilen —–Kök ve ek rapordaki görüşleri doğrultusunda; Dava konusu uyuşmazlıkta davacı ile davalı arasında imzalanmış bulunan—–şeklinde oldukça geniş kapsamlı ele alınması sebebiyle TBK m. 445 hükmü çerçevesinde davalının ekonomik geleceğinin hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürülme ihtimalinin söz konusu olabileceği, Davalının işyerinden ayrıldıktan sonra ——içinde benzer alanda faaliyet gösteren başka bir firmada çalışmaya başlamasının ——- yol açabilecek nitelikte olmadığı, Davacının ——üzerinde tekel hakkı iddia edemeyeceği için davacının korunmaya değer haklı menfaatinin olmadığı, Taraflar arasında imzalanan ———incelenmesi sonucunda davalı tarafın —– içinde faaliyet gösterdiği kanaatine ulaşıldığından rekabet etmeme yasağının yer bakımından ihlal edilmediği” şeklinde rapor sunulmuştur.
—– tarihli duruşmada davacı tanıkları dinlenmiş olup, tanık —-yılları arasında davacı firmada—– olarak çalıştığını,—- arandığını, arayan kişinin —- kişi olduğunu,—– olmadığını, kendisiyle sadece telefonda konuştuğunu, arayan —– satışına ilişkin bir ekip kurulacağını kendileriyle çalışmak isteyip istemediklerini sorduğunu, mevcutta bir işi olduğu için ve daha öncesinde davacı ——— vasıtasıyla bulduğunu söylediğini, —— girdiğinde ——- olduğunu gördüğünü ve davacıya haber verdiğini, davalı tarafından, davacı firmada çalıştığı —-edildiğini, —-girdiğinde davacı ile ara yüzün ve ———- olduğunu gördüğünü, testlerin içeriğine bakmadığını, — —– olduğunu, herkesin kullanabileceğini ——- bakıldığında davacı tarafından verilen hizmet ile aynı hizmeti verdiğinin anlaşıldığını beyan etmiştir.
Tanık —- beyanında; ;—-görev yatığını, zaman zaman davacı —— paylaştığını, Tarihini tam hatırlamamakla birlikte bir gün davalının kendisini aradığını, bir eğitim firması kurduğunu söylediğini, kendisine bu firmada eğitmen olup olmayacağının sorulduğunu, hem müsaitliği olmadığı için , hem de etik olmayacağı için teklifini kabul etmediğini, eğitim içeriğiyle ilgili bilgi verilmediğini, ancak kendisinin ——— hangi eğitimleri verdiğini bildiğini beyan etmiştir.
——- maddelerinden doğan rekabet yasağının ihlaline dair uyuşmazlıklara bakma görevinin —- gereğince aynı—–sonuç itibarıyla oybirliğiyle kesin olarak karar verildi….” gerekçeleri ile rekabet yasağının ihlalinden kaynaklanan bu tür davalarda Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğuna karar verildiği dikkate alınarak mahkememizce dosyanın esasına girilerek yargılama yapılmıştır.
6098 sayılı TBK’nın 444. maddesi uyarınca, fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir.
Rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, işveren tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedilmiş olması veya ayrılan işçi tarafından haksız olarak feshedilmemiş olması, davalı işçinin iş akdinin devamı sırasında iş yerinin önemli müşteri çevresi veya üretim yönünden ticari sırlarına —– olabilecek bir pozisyonda çalışmış ve ayrıldıktan sonra yasaklı süre içerisinde rakip bir iş yerinde çalışmaya başlaması veya kendisinin bu tür bir faaliyeti icra etmesi, önceki iş yerinde edindiği bilgileri yeni iş yerinde kullanmasının önceki işverene önemli zarar verebilme ihtimalinin varlığı yeterlidir. Yani, rekabet yasağı kaydı karşısında, işverenin somut bir zarara uğraması gerekmemekte olup, işçinin yaptığı iş nedeniyle edindiği bilgileri, çalışmaya başladığı başka bir rakip işletmede kullanarak davacı işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunması aranmaktadır. 6098 sayılı TBK’nın 445/2 fıkrasına göre de——- Bu hükümden ve konuya ilişkin diğer hükümlerden de anlaşılacağı üzere, 6098 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile 818 sayılı Kanundan farklı olarak, rekabet yasağı ile ilgili doğrudan mutlak bir geçersizliğin öngörülmediği,—– nazara alınarak rekabet yasağının aşırı nitelikte olması halinde, yasağın kapsamı ve süresi bakımından hakime uyarlama yetkisi tanındığı anlaşılmaktadır. Hakime tanınan bu yetkinin gerek müstakil açılan bir uyarlama davasında ve gerekse de ihlal halinde açılacak bir tazminat davasında kullanılabileceği kuşkusuzdur. ——-
Somut olayda davacının kişilik envanteri alanında hizmet verdiği, davalının ise davacı şirkette —— tarihleri arasında —– davacı tarafın davalının kendi isteği ile kurumlarından ayrıldıktan sonra aynı iş kolunda ——– faaliyette bulunduğu, şirketinin — bulunduğu izlenimi verilmeye çalışıldığı iddiasıyla cezai şart talebinde bulunduğu görülmüştür. Taraflar arasındaki—- rekabet yasağına ilişkin düzenlemelere yer verildiği, ilgili maddede işçinin işten ayrıldıktan sonra —-süreyle İstanbul ilinde işverenin meslek sırlarından yararlanarak danışmanlık yaparsa işçinin son aylığının 25 katı tutarında cezai şart ödeyeceği hususlarının yer aldığı görülmüştür. İlgili sözleşmenin TBK 444/1 . Maddesindeki yazılılık şekil şartlarını taşıdığı ve süre ile yer bakımından sınırlandırıldığı anlaşılmıştır.
Davalı adına —– nezdinde kayıtlı bulunan şirketin davalının davacı yanında çalışmaya başlamadan önce—- tarihinde kurulduğu,——- tarihinde faaliyetlerine son verdiği görüldüğünden davacının —- çalışmasının davacının yanında çalışmaya başlamasından önceki döneme ilişkin olduğu, davacı kuruma başlamadan öncede— faaliyetlerini son erdirdiğine kanaat getirilmiştir. Davalının davacı kurumdan ayrıldıktan sonra—- faaliyetine başladıktan sonra yapmış olduğu —- tarihli marka tescil başvurusunda faaliyet adresinin —- geçtiği, ——— kayıt olduğu,——-olduğunun belirtildiği de dikkate alındığında davalının davacı şirketten ayrıldıktan sonra —- çalışmaya başladığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı taraf davalının yaptığı iş gereği online ortamda veya uzaktan olarak da hizmet verilebileceği iddia edilmiş ise de davalının —— kişilere hizmet verdiği iddiası davacı tarafından ispat edilememiş olup soyut beyan niteliğindedir. Taraflar arasındaki sözleşmede rekabet yasağı—- ile sınırlandırılmış olması, davalının sözleşmenin feshinden sonra —- ilinde faaliyette bulunduğuna ilişkin somut bir delil bulunmadığı, davalının fesihten sonra —– faaliyetine devam ettiği kanaati ile ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,78 TL harcın mahsubu ile artan 90,08 -TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
7-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde —— Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/10/2022