Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/73 E. 2022/98 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/73 Esas
KARAR NO: 2022/98
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/01/2020
KARAR TARİHİ: 16/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —- aldığını ve aracın müvekkiline teslim edildiğini, yaklaşık bir buçuk ay sorunsuz bir şekilde kullandığını, bu tarihten sonra uyarı ekranında arıza uyarısı verdiğini, bu durumda davacı şirket ilgili firmaya bildirerek gerekli bilgilendirmeyi yaptığını, —- yakın yetkili servis ile arızaya müdahale ettiğini, arızanın giderildiği söylenerek davacı şirkete teslim edildiğini ancak bu tarihten sonra arızaların tekrarlama başladığını her seferinde arızanın giderildiği söylenerek teslim edildiğini, ilk arıza verdiği tarih olan — yıllık süreçte aynı arızalar nedeniyle ilgili aracın —-kez daha gittiğini, tüm bakım, onarım ve parça değişimlerine karşın aracın halen otoparkta çekilmiş olduğunu, —-yevmiye nolu ihtarnameye cevap ve itirazlar konulu ihtarnamesinde belirttiği hususların gerçeği yansıtmadığını, dava dilekçesi eklerinde yetkili servislerin belge ve bilgilerinin bulunduğunu ve müdahelelerin yetkili servisler tarafından yapıldığını, davacı şirketin—- yer alan seçimlik haklarından olan satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkını kullandığını, araç bedeli olan— ve meydana gelen maddi ve manevi zararın tazmini noktasında Distribütör firma olan —- sorumlu bulunduğunu, arabuluculuk yoluyla çözümü için arabuluculuğa başvurulduğunu ve — tarihli oturumda anlaşmaya varılamadığını, mağduriyetinin giderilmesi ve sözleşmeden dönme hakkını kullanarak araç bedeli olan —-belirlenecek — hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile fiili ödeme tarihinde efektif satış kuruna göre belirlenecek— karşılığı ile birlikte taraflarına iadesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Daval—- cevap dilekçesinde özetle; müvekkili olan —– olmayıp aracın ithalatçısı olduğunu, davacı şirketin taleplerinin ancak tüketici işlemi niteliğindeki satışlarda ithalatçıya ve üreticiye yöneltilmesi gerektiğini aracın satıcısı olmadığını araçla ilgili sorumlu olmadığını davanın bu nedenle reddini talep ettiğini, davacının iddia ettiği sorun davacının araca yaptığı yanlış müdahaleden kaynaklandığını bu yanlış müdahale araca—- parçanın takılmasından kaynaklandığını, — dava konusu araca yan elektik —- imkansız olduğunu, davacı —- bir üçüncü kişiye giderek aracına yapmaması gerektiği halde yan —– ettirdiğini, aracın ayıplı olmadığını davacının sebebiyet verdiğini, davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanması hukuken mümkün olmadığını, davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanmasını kabul etmediğini dönme hakkının uygulanması halinde —- — uyarınca alıcının, satılanı ve ondan elde ettiği yararlar ile birlikte satıcıya geri vermesi gerektiğini, bu nedenle davacının —- incelenmesini ve davacının, dava konusu aracı kullanarak elde ettiği gelir tutarının belirlenmesini ve aracın takograf kayıtlarınında incelenmesini böylece aracın hem davacı tarafından kullanabildiği, ayıplı olmadığı hem de araç sayesinde davacının gelir elde ettiği ispatlanmış olacağını, davacının dava konusu aracı kullanarak elde ettiği gelirin de satıcıya iadesine hükmedilmesi gerektiğini tüm bu nedenlerle davacı tarafça açılan davanın reddi ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —-vekili yasal süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde özetle: —- bakımından yetkili bayi olarak faaliyet göstermekte olduğunu, davaya konu edilen —-aracın üreticisi olmayıp satıcısı olduğunu, davacı şirket dilekçesinde arıza nedeniyle —başvurduğunu söylemiş ise de yapılan araştırma sonucu kayıtlarda— adet servis kaydı bulunduğunu, işlemler neticesinde araç sürücüsü ——imzalayarak onaylayıp aldığını, davacı tarafın sunduğu müdahale kayıt listesinde de onarımların yalnızca ilkinin müvekkil şirket tarafından yapıldığını davacı tarafından bildirilenler haricinde aracın yetkili olmayan farklı servislerce götürülmüş olabileceğini tüm bu müdahalelerde araca hangi işlemlerin yapıldığı yetkili servis ve nitelikli personelce yapılıp yapılmadığının bilinmediğini, davalı ——cevap dilekçesinde de belirttiği gibi davacı satın almış olduğu aracı kullanım koşullarına uygun suretle kullanmadığını, davacı şirket satın aldıktan sonra —- tabir edilen bir parça taktırdığını ve bu parçanın kim tarafından yapıldığının bilinmediğini bu nedenle aracın ayıplı olduğuna dair iddiaların kabul edilmediğini, davacının ayıp iddasına dayanak gösterdiği sorun kendi kullanımından kaynaklı ve giderilebilir nitelikte olduğundan davacının sözleşmeden dönme bedel iadesi talebinin kabul edilemeyeceğini, davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanması halinde satılandan elde ettiği yararlarla birlikte araçları iade yükümlüğü bulunduğunu, davacı tarafından müvekkili olan şirkete yasal süreler dahilinde hiçbir ayıp ihbarında bulunulmadığını, davaya konu edilen araçtaki ayıp iddiasını hiçbir şekilde kabul anlamına gelmediğini huzurdaki davanın neticesi üretici firma olarak —- doğrudan ilgilendirmekte olduğunu tüm bu nedenlerle davacı tarafça açılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce; —— kayıtları celp edilmiş, —- evrakının ve tebliğ evraklarının aslı gibidir onaylı evrakları,—- yevmiye numaralı ihtarnamesinin ve tebliğ evraklarının aslı gibidir onaylı örneği,—- tarihli ihtarnameye verilen cevap ihtarnamesinin aslı gibidir onaylı sureti celp edilmiş ve —-yazılarak dava konusu aracın bulunduğu yerde refate alınacak —– makine mühendisi bilirkişi eşliğinde keşif yapılarak bilirkişi heyetinden tarafların tüm iddia ve savunmaları dikkate alınarak ön incelemede belirlenen uyuşmazlık konusunda rapor alınması istenilmiş, talimat mahkemesince alınan rapor taraflara tebliğ edilmiş, ancak dosyaya ibraz edilen —- tarihli bilirkişi heyet raporunun mahkememizce istenilen hususları karşılamadığı ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı kanaatiyle dosyanın —– oluşan yeni bir heyete tevdi ile mahkememizin ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlık konusunda denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Dava, satış sözleşmesi gereğince satılanın ayıp nedeniyle iadesi ve ödenen bedelin tahsili talebine ilişkindir.
TBK 212. maddesinde, satıcının temerrüdü halinde, borçlunun temerrüdüne ilişkin hükümler uygulanır.
TBK 112. maddesinde, borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe alacaklının bundan doğan zararlarını gidermekle yükümlüdür.
TBK 219. maddesinde, satıcı alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini veya alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki yada ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumludur.
TBK 223/1.maddesinde alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir durum görür ise bunu uygun bir süre içinde bildirmekle yükümlüdür,
TBK 227. maddesinde, satıcının, satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde alıcı; satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme seçimlik hakları yanında genel hükümlere göre tazminat talep etme hakkı vardır. Alıcının sözleşmeden dönme hakkını kullanması halinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hakim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinden indirilmesine karar verebilir. Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise, alıcı, ancak sözleşmeden dönme ve satılanın ayıpsız benzeriyle değiştirilmesini talep edebilir.
TTK 23/1-c maddesinde, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değil ise alıcı malı teslim aldıktan sonra—içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda TBK 223.maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.
TBK 223/2.maddesinde, alıcı, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir, bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. düzenlemeleri mevcuttur.
Dosya içerisinde mevcut — tarafından fatura düzenlenerek satıldığı tespit edilmiştir. Davalı — ithalatçı, diğer davalının ise —- satıcı firması olduğu konusunda ihtilaf yoktur.
Davacı tarafın üretim hatasından kaynaklı gizli ayıp sebebiyle bedelin iadesi talebi olduğundan ve davalı —– aldığı yetkiye dayanarak, faturaya bu hususu yazmak suretiyle sattığından —-, satıcı alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini veya alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki yada ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumludur hükmü uyarınca davalı —- karşı ayıptan sorumlu olduğundan, davalı —- olduklarından bahisle ayıptan sorumlu olmadıklarına ilişkin husumet itirazı yerinde görülmemiştir.
Tarafların tacir olması sebebiyle —- satış sırasında açıkça belli olan ayıplarda iki gün içinde, muayene ile ortaya çıkan ayıplarda teslim alındıktan sonra—-içinde incelenerek veya inceletilerek aynı süre içinde satıcıya bildirilmesi zorunlu olup gizli ayıp halinde, — uygulanacağı yasa gereğidir.
Mahkememizce denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunan —- bilirkişi heyet raporu ile dava konusu araçtaki ayıbın gizli ayıp olduğu sübuta erdiğinden ihbar için TBK 223.maddesinin uygulanması gerekmektedir.
—– kararlarında kabul edildiği üzere ayıp ihbarının yapılması şekle tabi değildir, her türlü delille kanıtlanabilir.
Davacı tarafça aracın arıza bildirimi ile yetkili servise götürüldüğü sabit olup, davalı tarafça da onarılması gerektiği tespit edildiğinden,— uyarınca arıza bildirimi ayıp ihbarı niteliğinde olduğundan, arıza bildirimi ile ayıp ihbarının süresinde yapıldığı sübuta erdiğinden, TBK 223/2 maddesinin uygulanabilmesi için süresinde yapılmış usulüne uygun ayıp ihbarının bulunmaması gerekip, süresinde ayıp ihbarı yapılmadığının kabulü gerekmiştir.
Mahkememizce teknik yönden hükme esas — sistemdeki arızaya bağlı olarak motor devrinin güvenlik amaçlı olarak sınırlandırılması arızasından başka bir arızanın olmamasından— kaynaklı bir arızadan ziyade —- olduğunu göstermekte olduğu, üretim kaynaklı olan —sistemindeki arıza, araç sıfır olarak davacı — aldığında, araç üzerinde var olan bir gizli bir ayıp olduğu ve ayıbın hala devam ettiği, mevcut haliyle aracın güvenli bir şekilde kullanımın mümkün olmadığı, davacının dava konusu aracı ticari amaçla satın aldığı, bu nitelikteki bir ayıptan dolayı aracın sık sık servis gördüğü, bundan sonra da görmeye devam edeceğinin anlaşıldığı, oluşan bu durum karşısında ticari faaliyette bulunmak için satın alınan araçtan beklenen faydanın görülmesinin mümkün olmadığı değerlendirilmekle aracın davalıya iadesinin gerektiği kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle mahkememize sunulan — tarihli bilirkişi heyet raporu da esas alınmak suretiyle davanın kabulü ile dava konusu araç satış bedeli ——– iadesine, karar verilmiş, araçtaki ayıbın üretimden kaynaklandığı anlaşıldığından davalıların müştereken sorumluluklarına hükmedilmiştir.
Ancak ayıplı da olsa dava konusu aracın davacı tarafından kullanılageldiği, bu araçtan ticari kazanç elde edildiği, davacının ödemiş olduğu satım bedelinin de davalı yanca kullanılmış olduğu, hem aracın hem de satış bedelinin karşılıklı olarak kullanıldığı, bu durumda da —-paranın faizsiz, aracın da kirasız” olarak karşılıklı iadesinin gerekeceği değerlendirilmekle davacının satış bedelinin faiziyle iadesi talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM (Yukarıda Açıklanan Nedenlerle):
1-)Davanın kabulü ile dava konusu araç satış bedeli —- davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
2-)— aracın davalı—–iadesine,
3-)Davacı tarafın satış bedeline faiz talebinin reddine,
4-)Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 46.661,81 TL harçtan peşin yatırılan harcın mahsubu ile bakiye 35.419,02 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-) Davacı tarafından yapılan 11.308,99 TL dava açılış masrafı ile 6.908,05 TL yargılama masrafı toplamı 18.217,04 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine,
6-)Davalılar tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
7-)Davacı kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davacı vekili için tayin olunan 86.548,64 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-)Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinindavalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
9-)Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalılar vekillerinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde———–Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/02/2022