Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/712 E. 2022/891 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/712 Esas
KARAR NO: 2022/891
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 15/09/2020
KARAR TARİHİ: 22/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının —tutarlı faturanın tamamı ve —- kısmı borçlu/davalı tarafından ödendiği, bakiye alacak için ——— sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı taraf, itirazında davacıya herhangi bir borcu olmadığını beyan etmişse de taraflar arasındaki ticari ilişkiyi inkar eden herhangi bir beyanda bulunmadığı, taraflar arasında yılardır süregelen ticari ilişki bulunmakta olup; taraflar arasında alım satım sözleşmesi bulunduğu nitekim takibe konu faturalardan birinin takipten önce kısmen ödenmiş olduğu dikkate alındığında yetki itirazının haksız olduğu, Borçlu kötü niyetli olarak icra takibine, yetkiye, borca ve tüm ferilerine itiraz etmiş, taraflara ait ticari defter ve belgeler———- fatura irsaliye ve teslim fişleri incelendiğinde borçlu / davalının itirazının gerçek olmadığından bahisle icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığı, bu nedenle icra takibine itiraz edildiği, davacı tarafın dava dilekçesi ile takibe konu alacağı ilişkin itirazda ticari ilişkinin açıkça inkar edilmediğini iddia ettiğini ancak bu durumun gerçeği yansıtmadığı, taraflara arasında davacının iddia ettiği bir ticari ilişkinin bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle,———–sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu,——— sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememizce davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, aldırılan —– tarihli bilirkişi raporu ile davacı ve davalı şirketin tacir oldukları, davacı ile davalı şirket arasında yazılı sözleşme bulunmadığı, davacının usulüne uygun olarak yasal süresi içinde noter açılış ve kapanış tasdikleri ile elektronik ortamda tutulan ve yasal süresi içinde e-beratlarını oluşturduğu ve birbirini teyit eden ticari defter ve kayıtlarına göre icra takip tarihi itibariyle —- faturaya dayalı cari hesap alacağının bulunduğu, davacı, davalıya satışını yaptığı mallara ilişkin düzenlemiş olduğu sevk irsaliyeleri ile imza karşılığı teslim ettiği, davacı, davalı tarafa satışını yaptığı ürünlere ait ———– tutarındaki faturalar bağlı bulunduğu ——— beyan ettiği, davalının ise davacıdan satın aldığı mal ve hizmetlere ait 1 adet toplam—– tutarındaki faturaları bağlı bulunduğu —- beyan ettiği ilgili beyannamelerden anlaşıldığı, —– olmak üzere toplam —— faturanın beyan edilmediği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce davalı defterlerinin incelenmesi alacı ile ——— Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, düzenlenen —- tarihli bilirkişi raporu ile “Düzeltme Tashihi” olarak kayıtlara alınan —–kaydının kabul edilmemesi durumunda — takip tarihi olan ——— borçlu olduğu takipte talep edilen tutarın ——olduğu tespit ve kanaati bildirilmiştir.
HMK 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi —–yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. —— Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmü gereğince davaya konu somut olayda tarafların ticari defterlerini incelenmek üzere bilirkişinin raporunu sunduğu, tarafların kendi lehlerine delil niteliğine sahip olduğu tarafların cari hesap kayıtları incelendiğinde davacı şirketin, icra takip tarihi itibariyle — faturaya dayalı cari hesap alacağının bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre —-takip tarihi olan — tarihi itibari ile—- borçlu olduğu takipte talep edilen tutarın —— olduğu tespit ve kanaati bildirilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un ispat hakkı başlıklı 189/1.maddesinin düzenlemesi “Taraflar, kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahiptir.” şeklindedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un ispat yükü başlıklı 190.maddesinin düzenlemesi “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.Somut olayda davalı tarafta usul ve yasaya uygun olarak tutulan ticari defterlerini incelenmesi amacıyla ibraz ettiği davalı tarafın ticari defterlerinde davacı tarafa borçlu olduğunun sabit olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinde de alacağın sabit olduğu, davacı tarafın usul ve yasaya uygun bilirkişi raporları uyarınca davasını ispatladığı ,bilirkişi raporları hükme esas alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla kabul edilen asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; davalının ——- sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline takibin devamına,
2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20′ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine,
3-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 707,42 TL’den dava açılırken yatırılan 125,08 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 582,34 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 125,08 TL peşin harç, 54,40 başvurma harcı olmak üzere toplam 179,48 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.900,00 TL bilirkişi ücreti, 23,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.923,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan 144,00 TL posta giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenecek 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin e-duruşma vasıtasıyla yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——– Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/12/2022